Kalkan: Katliam ve tutuklamalar AKP'nin çatışmaların durmasını istemediğini gösteriyor

PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, Medya Savunma Alanları ve Rojava'ya dönük saldırılar, gazetecilere yönelik katliamlar, gözaltı ve tutuklamalara saldırılarına işaret ederek, bütün bunların AKP'nin çatışmaların durmasını istemediğini gösterdiğini söyledi.
PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, Medya Haber televizyonunda yayınlanan özel programa katıldı.
Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999'da komployla Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden 26 yıl geçtiğini hatırlatan Kalkan, 27. yılda Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını hedeflediklerini söyledi. Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşması hedefine çok yaklaştıklarını belirterek, herkesin bu hedefe kilitlenmesi gerektiğini kaydeden Kalkan, Öcalan'dan 15 Şubat'ta beklenen açıklamaya ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
"İmralı'da yapılacak açıklama konusunda bazı çevreler Şubat'ın ortasında olacak diye çok somut konuştular, vaatlerde bulundular açık olarak. Fakat 15 Şubat geçti, öyle bir açıklama olmadı. Neden bu durum yaşandı bilemiyoruz. Biz de anlamaya çalışıyoruz. Fakat şunu biliyoruz, kesinlikle bizden kaynaklanmadı bu durum" diye ekleyen Kalkan, Öcalan'ın Kürt sorununun özgürlük temelinde çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda son derece net ve kararlı olduğunu söyledi.
'BOŞ KONUŞAN ÇOK'
Sürece ilişkin yapılan açıklamalara değinerek, "Ortalıkta boş konuşan çoktur. Kimse o tür konuşmaları fazla dikkate almamalı" diyen Kalkan, "Karşı olan bazı çevreler var, engelleyenler var. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Kürt özgürlüğü sağlanacak ve Türkiye demokratikleşecek. Çatışmayı körükleyenler ve bundan beslenenler yenilecekler. Bunu net olarak ifade edebiliriz" dedi.
İmralı heyetinin Güney Kürdistan'daki görüşmelerini dikkatle takip ettiklerini aktaran Kalkan, Kürt siyasetinin Öcalan'ın çalışmalarını anlayacağını umut ettiklerini ve bunun Kürt siyasetinin demokratik ittifakını, birliğini geliştirecek zemin yaratacağına inandıklarını söyledi. Kalkan, "KNK'nin bu yönlü çok değerli çabaları var. Bunlara herkes güç katabilir, destek verebilir. PKK olarak biz buna açığız. Bu konuda üzerimize düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırız" diye konuştu.
'KİMSE ÖCALAN'IN ADINA KONUŞAMAZ'
Öcalan adına konuşanlar olmasına tepki gösteren Kalkan, "Hiç kimse önder Apo'nun sözcüsü değildir, adına konuşamaz" uyarısında bulundu. Öcalan'ın açıklamasının ardından barış, demokrasi olacak, yoksulluk bitecek, rahatça yaşayacağız beklentilerinin hayalcilik olduğuna dikkat çeken Kalkan, "Bu küçükburjuva hayalciliğinden, darlığından kurtulalım. Öyle eğilimler görülüyor. Her şeyi önder Apo yapacakmış gibi. Yok, görev hepimizin. Çünkü sorun hepimizindir. Biz hepimiz çaba harcarsak birlikte başarabiliriz. Bir açıklamayla olmayacak. Bu büyük bir çaba işi, mücadele işi" diye ekledi.
'MÜCADELE EDERSEK KAZANABİLİRİZ'
Birilerinin bir şey vermeyeceğini, kazanımın mücadeleyle olacağını vurgulayan Kalkan şunları söyledi: "Hem de dişle tırnakla sökercesine. O nedenle şuradan saldırı oluyor, bu saldırı oluyor, şu gericilik var, dememek lazım. Bunlar olacak zaten. Bunlara karşı mücadele edilecek. Doğru yöntemlerle etkili mücadele edildiği oranda kazanılacak. Halkımız, yurtsever çevreler, demokratik güçler yanılmamalılar. Böyle hemen kolay masa başında müzakere olunacak, bir imzalar atılacak, her şey çözülecek gibi sanmasın kimse. Öyle bir şey yok. Karşı taraf PKK'yi tasfiye etmek istiyor, yok etmek istiyor. Kürt soykırımını öngören zihniyetle siyaset değişmiş değil. Herkes örgütlülüğünü geliştirsin. Doğru anlasın süreci. Birliğini oluştursun. Bir de daha fazla mücadele gerekli. Daha çok mücadele gerekli. Daha duyarlı, örgütlü, sonuç alıcı mücadele gerekli. Bütün yurtsever ve demokratik çevreler, halkımız böyle bir mücadele sürecine girdiğimizi, önder Apo'nun geliştirmek istediklerinin ancak böyle büyük bir çabayla, mücadele ile gerçekleştireceğimizi bilsin ve böyle bir mücadele içinde olsun."
İKTİDAR VE MUHALEFET CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK
"Garp cephesinde yeni bir şey yok" sözleriyle iktidar ve burjuva muhalefet cephesinde bir durum değişikliği olmadığına işaret eden Kalkan, bunun umutsuzluk ve karamsarlık olmadığına dikkat çekerek, "Karamsar, kötümser değiliz. Ama çok dikkatliyiz. Uyanığız" diye ekledi.
İlk açıklamanın "savaşın tarafı" olarak tanımladığı Devlet Bahçeli'den gelmesinin şaşırtıcı olmadığını ifade eden Kalkan, AKP cephesinde olumlu bir şey göremediklerini söyledi. Erdoğan'ın "ya silahlarını derhal bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte gömeceğiz" açıklamalarını hatırlatarak, "Kim neyi gömecek" şeklinde tepki gösteren Kalkan, "Açıklamalar yapıyorsunuz, terörsüz Türkiye ortaya çıkıyor diye. Peki öyleyse daha bu çabalar niye? Tutarlı değiller, ciddi değiller" dedi.
Kayyum darbelerini ve 15 Şubat'ta Van Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasını hatırlatarak Kürt halkının AKP iktidarına güvenmediğine işaret eden Kalkan şöyle konuştu: "Bu açık bir faşist, sömürgeci, soykırımcı saldırı. Sadece bu değil ki, şimdi 'ittifak' soruşturmaya alındı. Ne ittifakı? Kent uzlaşması deniliyor. DEM Parti ile CHP çeşitli yerlerde ittifak yapmış. Peki, MHP ile AKP her yerde ittifak yaptı. İttifak suçsa hepsi yargılansın. Çok tutarsız. Böyle ortada hukuk falan kalmadı zaten. Her şey keyfi, AKP'nin çıkarlarına göre tutukluyor herkesi. Her gün ev baskınları, her gün tutuklama, baskı, sömürü, zulüm. Batı'da da öyle bir kirli yönetim iktidar var ki bunu düzeltmek yerine daha fazla derinleşiyor o konuda. Bu çok açık."
AKP'nin sürecin önünde engel olduğunu, Medya Savunma Alanları ve Rojava'ya saldırarak "savaş baronu" gibi kışkırtıcı tutum içinde olduğunu kaydeden Kalkan, "AKP sorun çözme peşinde değil; teslim alma, imha etme, yok etme peşinde. Psikolojik özel savaşı had safhada geliştiriyorlar. Öyle yapıyor ki önder Apo'nun Kürt toplumunda, Türkiye kamuoyunda, Ortadoğu ve dünyada insanlık içerisindeki etkisini zayıflatmak istiyorlar. Uyguladığı özel savaştır. Bunu anlamıyor değiliz" ifadelerini kullandı.
SOSYALİSTLERE ÇAĞRI
Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nin (HBDH) ittifakları olduğunu hatırlatan Kalkan, dostlarından, müttefiklerinden birlik halinde olma, demokratikleşmeyi ilerletmeleri, öncülük etmelerini beklediklerini söyledi. Kalkan sözlerine şöyle devam etti: "Böyle kaygı içinde olan, dikkatle izleyen, 'acaba ne olacak' diye kaygılı yaklaşan olmaktansa, anlayıp, sahiplenip yürütmek lazım. Bu bir mücadele işi. Demokratikleşme mücadelesi böyle sürüyor. Yani böyle bir statü ortaya çıkartalım, bir statüko oluşsun, onu tekrarlayıp duralım. Bundan bir gelişme çıkmaz. Oysa sosyalistler hep yenilikçidirler. Tekrarı yaşamamaları lazım. Sürekli değişim dönüşüm içinde olmalılar. Öncülük böyle olur. Bu bakımdan, yani bu sol sosyalist hareket, demokratik hareket, devrimci demokratik güçler daha fazla ilgili olmalılar, daha hızlı anlamalılar, daha çok birlik oluşturmalıyız. Demokratik siyaset alanının gelişmesine daha fazla ön açma, çaba harcama, hizmet etme gerekli. Bu konuda da eksiklikler var. Çağrım bu yoldaşlara, dostlara. Kesinlikle süreci daha doğru ve derin anlamaya çalışarak, demokrasi mücadelemizi, demokratikleşme mücadelemizi, Kürt özgürlüğünü ve Türkiye'nin demokratikleşmesini hedefleyen mücadeleyi daha ileri götürmeliyiz.
"Önder Apo'nun bütün çabası Türkiye'yi demokratikleşmek, demokratikleştirmek, Türkiye'nin demokratik değişim ve dönüşümünü gerçekleştirmek, Türkiye devletini demokrasiye duyarlı kılmak, cumhuriyeti demokratik yapıya kavuşturmak, toplumun demokratik örgütlülüğünü ve etkinliğini ortaya çıkarmak, sorunların demokratik siyaset temelinde çözüleceği bir zemini oluşturmak. Buna Türkiye'nin bütün kadınları, gençleri, sol sosyalist güçleri, devrimci demokratik güçleri, herkes katılmalı, sahip çıkmalı, güç vermeli, kendi sorunları olarak görüp sahiplenmeliler. Çağrımız bu temeldedir. Hepsini süreci doğru anlamaya ve doğru sahip çıkıp etkili katılmaya çağırıyorum."
Savaşın Medya Savunma Alanları, Rojava ve Kuzey Kürdistan'da sürdüğünü söyleyerek, "Saldırılar sürdükçe savaş sürecek, herkes bunu bilmeli" diyen Kalkan, saldırıların savaştan beslenen AKP yönetiminden geliştiğini belirtti. Kalkan, "Onlar savaştan beslenince, o savaş sürdükçe Kürt halkı direnir. Direnecek, direnme gücü vardır" diye konuştu.
'GAZETECİLERİ KORKTUĞU İÇİN KATLEDİYOR'
Gazetecilere dönük katliam saldırılarına değinen Kalkan, AKP iktidarının korktuğu için gerillaya, gençlere, kadınlara, halka, gerçeği ortaya çıkaran basın emekçilerine saldırdığını, tutukladığını vurguladı.
Kalkan, korkunun nedenine ilişkin şunları söyledi: "Çünkü kirli iş yapıyor, hırsızlık yapıyor, hukuk dışılık yapıyor, suç işliyor. İstiyor ki bunlar açığa çıkmasın, deşifre olmasın, bunların suç olduğu, kendisi tarafından yapıldığı kayda geçmesin. Psikolojik savaş kapsamında yaptıklarının hepsi yanına kalsın. Bu istediğini deşifre ettikleri için de basın yayın çalışanlarına, özgür basına saldırıyor, vahşice katlediyor. Bunu herkes, basın camiası görmeli."
Antifaşist mücadelede, faşizme, sömürgeciliğe, soykırıma, erkek egemenliğine karşı mücadelede basın faaliyetinin önemli bir rol oynadığına işaret eden Kalkan, "Temel propaganda, ajitasyon görevini yürütüyor, gerçeği açığa çıkarıyor, suçları sergiliyor, toplumu eğitiyor. Toplum bilinçleniyor ve işlenen suçların üzerine gidiyor. Büyük bir öncü görev yürütüyor, gerçekten de hakikatin fedailiğini yapıyor" diye konuştu.