Kayıp yakınları Kadir Keremoğlu için bir araya geldi

Cumartesi Anneleri 1048. hafta eylemi, 1995 yılında kaybedilen Kadir Keremoğlu için gerçekleşti. Galatasaray Meydanına mektup yollayan Keremoğlu'nun oğlu "30 yıl değil 100 yıl da geçse de evlatlarımızla, torunlarımızla babamın akıbetinin sıkı takipçisi olmaya devam edeceğiz" vurgusu yaparken, kayıp yakınları da kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyecekleri sözünü yineledi.
Gözaltında kaybedilen sevdikleri için adalet arayan Cumartesi Anneleri 1048. kez bir araya geldi. Bu hafta 30 yıldır adalet arayışının sürdüğü Kadir Keremoğlu'nun dosyasını kamuoyuyla paylaşan kayıp yakınları, gözaltında kaybedilenlerle buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanında buluştu.
Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu da katıldı. Basın metnini okuyan kayıp yakın Jiyan Tosun, "Gözaltında kayıplarla ilgili tarihsel gerçekliğin kaydını tutarak, bu hafızanın gelecek kuşaklara aktarılması için mücadele ediyoruz. Ancak gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini açığa çıkarmakla sorumlu olan siyasi iktidar, Anayasayı ihlal etmekte, Anayasa Mahkemesi ve yerel mahkeme kararlarını yok saymakta, bizleri ve taleplerimizi görünmez kılmaya çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.
Galatasaray Meydanından Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı'na seslenen Tosun, "Anayasa Mahkemesi kararlarına uyun; polis bariyerlerini kaldırın ve Galatasaray Meydanı'nın kayıp yakınlarına koşulsuz olarak açılmasını sağlayın. 1048. haftamızda, 30 yıl önce Van'da gözaltında kaybedilen Kadir Keremoğlu için adalet talebimizi yineliyoruz" dedi.
KABOĞLU: BARIŞIN TOPLUMSALLAŞMASI GEREKİYOR
Söz alan İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, "Sürekli adalet arayışındaki kararlılıklarını kutluyoruz ve yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Hukuku etkili kılmak barışın toplumsallaşmasının ön koşuludur. Bu medyanda kimsenin adalet umudumuzu kaybetmeyelim" ifadelerini kullandı.
'30 YILDIR BABAMI BULMAK İÇİN HER KAPIYI ÇALDIK'
İHD üyesi Osman İşçi, Keremoğlu'nun oğlunun gönderdiği mektubu okudu. Mektupta şu ifadeler yer aldı: "Ne yazık ki bu hafta aranızda değilim. Ama tüm kalbimle yıllarca babamın fotoğraflarını birlikte taşıdığımız Galatasaray'dayım. Babam 75 yaşındaydı, tedavi gördüğü hastaneden yeni çıkmıştı. 14 Nisan 1995 tarihinde Van'da Beyaz Toros'la kaçırıldı. Bir daha kendisinden haber alamadık. 30 yıldır babamı bulmak için her kapıyı çaldık, hepsi üstümüze kapandı. Tüm hukuk yollarını denedik ama sonuç alamadık. Başında dua okuyacağımız bir mezarımız olsun istiyoruz. Babamın failleri bellidir, adalet istiyoruz. Davamızın ve Cumartesi Anneleri'nin yanındayız. 30 yıl değil 100 yıl da geçse de evlatlarımızla, torunlarımızla babamın akıbetinin sıkı takipçisi olmaya devam edeceğiz."
NE OLMUŞTU
10 Temmuz 1994'te JİTEM mensupları, "ölüm listesinde isminiz var" diyerek Keremoğlu ailesinden haraç talep etti. Bu para İstanbul/Çatalca'da belirtilen bir adrese götürülecekti. Aile, savcılık ve polis işbirliği ile suçüstü yapılmasını sağladı ve aralarında JİTEM mensubu Alaattin Kanat'ın da bulunduğu dört kişi tutuklandı. Bu olay sonrası Keremoğlu ailesi, JİTEM bağlantılı çetenin hedefi haline geldi. Geçirdiği beyin kanaması sonrası yürüme zorluğu çeken Kadir Keremoğlu, 14 Nisan 1995 tarihinde Van Merkezde kendisinin yaptırdığı Keremoğlu Camii'ne namaz kılmaya gitti. Sonrasında 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros'la kaçırıldı. Görgü tanıklarına göre kaçıranlar arasında JİTEM bağlantılı Şehmus Durak da vardı ve iki araç daha bu operasyona eşlik ediyordu. Aile, yaptığı araştırmalar sonucu, kaçırıldıktan sonra babalarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım'a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM'le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı.
22 Nisan 1995 tarihinde aileyle görüşen ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi "babanızı bırakmak için 750.000 Mark istiyoruz" dedi. Bunun üzerine aile, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüştü. Bu görüşmeden hemen haberdar olan söz konusu kişi aileyi arayarak "babanızı ölmüş bilin" dedi. Şehmus Durak'ın eşi, vicdan azabı çektiğini söyleyerek aile ile temasa geçti. Keremoğlu'nun evlerinde Yeşil tarafından infaz edildiğini, olaya kendisinin ve kayınvalidesinin tanık olduğunu anlattı. Bu itirafın ses kaydı alındı.
Olay, 25 Aralık 1996 tarihli Aktüel Dergisi'nin 285. sayısında kapak oldu. 1 Ocak 1997 tarihli 286. sayıda ise, aileyle fidye pazarlığı yapan Nafiz Karacan'ın fotoğrafı "İşte fidyeci özel harpçi" başlığıyla yayımlandı. Emniyet, adli ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı. Diyarbakır, Hakkâri ve Van adliyeleri arasında gidip gelen dosyada Kadir Keremoğlu'nun akıbetinin açığa çıkarılmasını, sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti yürütülmedi.