18 Eylül 2025 Perşembe

Kent uzlaşısı davasında 1 kişi tahliye edildi

"Kent uzlaşısı" davasının 2. duruşmada, bir kişi hakkında tahliye kararı verildi. Duruşma kasım ayına ertelenirken adliye önünde yapılan açıklamada, kararın siyasi olduğunun altını çizdi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü "kent uzlaşısı" soruşturmasında tutuklanan 10 siyasetçinin "örgüt üyeliği" iddiasıyla yargılandığı davanın 2. duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuklu yargılanan siyasetçiler ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı çok sayıda izledi.

MASAK RAPORLARI DOSYAYA KONDU
Mahkemede, MASAK raporları dosyaya konuldu. Duruşmada, yargılanan 10 kişi daha önceki savunmalarını tekrarladı. Savcılık tutukluluğun devamını talep etti. Ardından yargılananlara tutukluluklarına ilişkin talepleri soruldu. Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, MASAK raporlarında kendisine yönelik bir suç unsurunun bulunmadığını belirterek, kent uzlaşısının bir seçim ittifakı olduğunu ifade etti. İddianamede "Batı illerinde Kürt temsiliyeti" ibresinin yer aldığını ve bunun suçlama konusu yapıldığını ifade eden Kartal, "Evet ben Kürdüm. Ancak bu ibare ırkçılıktır. Ben Aleviyim, Türküm. Bizi 'kent uzlaşısı' denilip bir kimlik üzerine indirgeyemezsiniz. Biz sadece Kürtlere değil, herkese hizmet etmek için seçildik" diye konuştu. Kartal, üzerine atılı suçlamaların kabul etmediğini belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu. 

Ardından savunma yapan ve üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Elif Gül, Tuzla Belediyesi Meclis üyesi Hasan Özdemir, kaçma şüphelerinin bulunmadığını belirterek, tahliye talebinde bulundu.

'TUTUKLULUK SÜREMİZ UZADI'
Ardından Ataşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Livan Gür, "CHP, DEM Parti herkes açıkça konuşuyor. Bu bir seçim ittifakı deniliyor. Ancak nereden nasıl hazırlandığı belli olmayan bir listeyi getirmişler bunun üzerinden bizi tutukluyorlar. Benim HDK ile resmi olarak hiçbir bağlantım yok. Yine HTS kayıtları var. Ben Hakkari'de, İstanbul Yenibosna'da yaşamışım. Bana deniyor ki 'Hakkında soruşturma olanlarla konuşmuşsunuz.' Ben nasıl bunun kontrolünü sağlayabilirim. MASAK raporunda ise hakkında soruşturma bulunan 3 kişiye para gönderdiğim söylenmiş. Ama mesela araba almışım para yollamış. Ne yapabilirim başka. Tutukluluk süremiz çok uzadı. Bizim kaçacak bir yerimiz yok. Bazı adli kontrol şartlarıyla bu durum da halledilebilir" diye konuştu. 

'SİYASET STRATEJİSİ YARGILAMA KONUSU OLAMAZ'
Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday, katıldığı konferansların suçlama konusu yapıldığını ve katıldığı konferansların çoğunda Halkların Demokratik Partisi (HDP) temsilcisi olarak katıldığını vurgulayarak tahliye talebinde bulundu. Aday'ın avukatı Serhat Çakmak, dosyada yeni delil bulunmadığını dile getirerek, "Burada siyasetin alanına giren meseleyi maalesef yargı makamları olarak tartışıyoruz. Kuvvetli suç şüphesi, delili yoktur. İddia makamı da değil. Olsaydı burada tutukluluk devam nedenini iyi bir şekilde açıklardı. Evde bulunan Demokratik Modernite dergisi zaten yasal. MASAK raporunda müvekkile dair bir şey yok. Siyaset stratejisi yargılama konusu olamaz. Tahliye talep ediyoruz" diye savunma yaptı. 

'BİR KİŞİ BERAAT ETTİ' 
Üsküdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kayğun avukatı Eylem Arzu Kayaoğlu, "İddianamede, 'Kürtlerin batıda temsil edilmesi' denilmiş. Evet, doğru Kürtler bunun için ittifak yaptı. Ama iddianamede, Kürtlerin teslimiyetinin, ittifakının engellenmesi için hazırlanmış bu dosya. Dosyada Meclis üyelerinin özerklik yapabileceği ve benzeri ifadeler var. Üsküdar, Fatih, Kartal bu ne kadar mümkün. Her belediyede 1 meclis üyesi var burada. Belediyelerde 1 kişi tek başına hiçbir şey yapamaz, kararlar ortak alınır. MASAK raporunda da kişisel bilgiler var. Müvekkilimin 8 şüpheli işlemi bulunmuş. Karşı taraflar hakkında soruşturma olduğu için ancak burada bir kişi beraat etmiş onu da yazıp dosyaya koymuşlar. Kaçma şüphesi yok, delil toplanacak bir şey kalmadı. Tahliye ve beraat talep ediyoruz" diye konuştu.

'SİYASET YAPMALARI YARGILANIYOR'
Fatih Belediye Meclis üyesi Güzin Alparslan'ın avukatı Eren Keskin, "İnsanların siyaset yapmaları yargılanıyor. Müvekkilim örgüt üyeliğinin aradığı hiçbir koşulu yok. Bir süreç var ve silahlı savaş bitiriliyor. Hiç eline silah almamış birine silah almış gibi yargılanması zor. Müvekkil soruşturması olan birçok kişiyle konuşması suç sayılmış. Şu mahkeme salonunda bile herkesin soruşturması var. Anayasa Mahkemesi  kararında bu dosyaya çok benziyor. Kararda ölçülülük, kuvvetli suç şüphesi bulunmadığı için beraat vermiş. Biz de tahliye ve beraat talep ediyoruz" diye belirtti.

'MÜVEKKİLLER BATIDA TEMSİL KAZANDIĞI İÇİN YARGILANIYOR'
Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen'in avukatı İhsan Aytuç, "Savcı istemiyor, ama mahkeme ilk duruşmada aleyhe delil elde etmeye çalışarak MASAK raporu istedi. Müvekkiller Kürttür, batıda temsil kazandığı için bugün burada yargılanıyor. Amerika'da siyahiler, 'Biz vergimizi veriyoruz ama seçime gelince yasak' diyorlar. Kürt'ün partisine pankart yapmak, kartvizit yapmak yasak. Bunlar MASAK raporunda var" şeklinde konuştu. 

'SÜRECE DENK YARGILAMA DEĞİL'
Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe avukatı Rezan Sarıca, şunları söyledi: "Kürtlerin varlığı ve seçim hakkı yargılanıyor. Dosyada birçok boyut var; ama asıl neden farklı siyasi çatışmalardır. Ancak Kürtler burada yargılanıyor. Bu yargılama bir arpa yol alınmamış demektir. Bu yargılamanın Takriri Sükun'dan farkını sorgularız. Bir sürecin içindeyiz. Bu süreç bütün toplumun sorunlarının düzenlenmesi için yapıldı. Dolayısıyla tüm yargılananlar için tutuklamaya yer kalmamıştır. Bir yandan siyaset yargılama konusu yapılmış, bir yandan süreç var. Bahçeli, 'Kürtler kurucu, eşit hak, cumhurbaşkanı yardımcısı olabilir' şeklinde açıklamaları vardı. Kürtlerin hakkı var. Bu tutukluluk sürece denk bir yargılama değildir. Siyasi ve hukuki olarak yargılamanın gerekliliği kalmamıştır" dedi.

DURUŞMA KASIM AYINA ERTELENDİ
Tutukluluğa dair taleplerin ardından mahkeme belediye çalışanı İ.P.'nin tahliyesine, 9 siyasetçinin kaçma şüphesi bulunduğu iddiasıyla tutukluluklarının devamına karar verdi. Mahkeme, duruşmayı 27 Kasım'a erteledi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, AKP'nin sandıkta elde edemediğini mahkeme koridorlarında elde etmeye çalıştığını söyledi. Tiryaki, "Bunun başka hiçbir açıklaması yok. 31 Mart 2024 tarihinde bir yerel seçim gerçekleştirildi. AKP ve MHP arasında da ittifak yapıldı. Bu gizli saklı olmadı. Bizler de pek çok yerde parti olarak seçime girdik ve 31 Mart tarihinde gerçekleşen seçimlerde 78 belediyeyi kazandık. Bu belediyelerin 10 tanesine kısa bir süre sonra kayyım atandı. Siyasi iktidar sadece bununla da yetinmedi, desteklediğimiz adayların meclis üyesi olmalarına da tahammül edemediler. Tam 7 aydır arkadaşlarımız tutuklu. Biz bu kararın ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu kararın hukuksal olarak hiçbir değeri yok. Tutuklu olan arkadaşlarımızın birisine yöneltilmiş tek bir tane suç yok. Komşusuna gönderdiği 300 lira nedeniyle yargılama yapılıyor" diye belirtti.

'KARARI HUKUKSUZ OLARAK YORUMLUYORUZ'
Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün mahkeme hiçbir gerekçe olmadığı için uyduruk gerekçelerle, 'kaçma şüphesi var ve deliller toparlanmamış' denilerek tutukluluk yönünde karar verdi. O kararın arkasında siyasi iktidarın desteği vardır. Bir yandan 'çözüm' diyerek, 'Kürt sorununu demokratik yollarla çözeceğiz' diyerek, komisyon kurarak, diğer yandan Kürtleri zindanlara atamazsınız. Sokaktaki insanları bu şekilde ikna edemezsiniz. Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz; bu tutuklamalara, haksız yargılamalara son verin. Eğer barışı toplumsallaştırmak istiyorsanız arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Bu kararı tanımıyoruz ve bu kararı hukuksuz olarak yorumluyoruz."