KESK: OVP emekçiye yoksulluk, sermayeye servet getirir

KESK, 2026-2028 yıllarını kapsayan OVP'ye dair yaptığı basın toplantısında programın emekçiler için derinleşen yoksulluk, güvencesizlik ve hak kayıpları anlamına geldiğini belirtti. "Bu program halk için değil, sermaye için hazırlanmıştır" diyen KESK, milyonlara dayatılan bu tabloya karşı birleşik mücadele çağrısı yaptı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'a (OVP) ilişkin görüşlerini Ankara'da düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.
Toplantının yapıldığı salona, "Emek düşmanı orta vadeli programa (OVP) karşı çare birleşik mücadele" yazılı pankart asıldı.
Basın metnini okuyan KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, 7 Eylül'de Resmî Gazete'de yayımlanan OVP'nin, kamuoyuna sunulduğu haliyle çalışanların, işsizlerin, emeklilerin ve yoksulların ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini ifade etti. Yılmaz, programın temel amacının sermaye birikimini hızlandırmak olduğunu öne sürerek, "Bu plan, emeğe düşmandır. Milyonların hayatı pahasına sermayeye yeni kanallar açılıyor" diye konuştu.
'MAAŞLARIMIZ ENFLASYON KARŞISINDA ERİYOR'
OVP'de yer alan, maaş ve ücretlerin enflasyon hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi maddesini tehlike olarak tanımlayan Yılmaz, bunun kamu emekçileri ve işçiler için 'yoksullaşmanın kalıcı hale gelmesi' anlamına geldiğini vurguladı. Yılmaz, "Gerçek enflasyon karşısında ücretlerimiz sistematik olarak eritilecek, alım gücümüz her yıl daha da düşecek" ifadelerini kullandı.
GEÇİM MALİYETİ UÇUYOR, ÜCRETLER YERİNDE SAYIYOR
KESK'in verilerini paylaşan Yılmaz, Eylül 2025 itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 37.173 TL'ye, yoksulluk sınırının ise 90.279 TL'ye yükseldiğini belirtti. Tek başına yaşayan bir çalışanın yaşama maliyeti 58.335 TL iken, ülkedeki 32,5 milyon kayıtlı çalışanın yarısının, 22.104 TL olan asgari ücretle geçinmek zorunda olduğunu belirten Yılmaz, ortalama kamu çalışanı maaşının ise 52.000 TL civarında olup, yoksulluk sınırının altında kaldığını ifade etti.
'FATURA HEP EMEKÇİYE'
OVP'lerde geçmişte belirlenen enflasyon hedeflerinin neredeyse hiçbirinin tutmadığını hatırlatan Yılmaz, 2020'den bu yana açıklanan programlarda enflasyon sapmalarının yüzde 72 ile 971 arasında değiştiğini aktardı. Bu farkların bedelinin ise hep dar gelirliye kesildiğini belirten Yılmaz, "Maaşlar, gerçek değil, hayali enflasyona göre belirleniyor. Bu da yoksulluğu derinleştiriyor" dedi.
Programda yer alan "yeni nesil çalışma modelleri" ve "güvenceli esneklik" ifadelerinin, gerçekte esnek ve güvencesiz istihdamın yaygınlaştırılması anlamına geldiğini belirten Yılmaz, bu politikaların özellikle kadınlar üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratacağını vurguladı.
Yılmaz, programda yer alan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) girişiminin de sosyal güvenlik sistemini zayıflatmayı hedeflediğini söyledi. Sistemin, işçi ve kamu emekçilerinin kıdem tazminatı ve emekli ikramiyesini hedef aldığını savunan Yılmaz, planlanan katkı oranlarıyla TES'in emeklilere bir gelir değil, en fazla "birkaç bin liralık harçlık" sunabileceğini dile getirdi.
'ÇOCUK 'İŞÇİLİĞİ' MEŞRULAŞTIRILIYOR'
Programda çocuklara yönelik politikaların çocuk işçiliğine teşvik ettiğini belirten Yılmaz, MESEM ve benzeri okul sistemleriyle çocukların ucuz işgücü piyasasına yönlendirileceğini, eğitim sisteminin ise piyasanın taleplerine göre yeniden kurgulandığını ifade edildi. Yılmaz, müfredata işbaşı eğitiminin daha fazla entegre edilmesiyle çocuk işçiliğinin meşrulaştırılacağına dikkat çekti.
VERGİ YÜKÜ HALKA, KAYNAK SERMAYEYE
Özelleştirme gelirleri ve faiz giderleriyle ilgili hedeflerin de yüksek olduğunu belirten Yılmaz, 2026 yılı için 185 milyar TL'lik özelleştirme hedefinin, kamu kaynaklarının özel sektöre devrinin hızlanacağını gösterdiğini söyledi. Yılmaz, "Yandaş müteahhitlere 150 milyar TL aktarılırken, bu yük halkın vergileriyle karşılanacak" diye konuştu.
BİRLEŞİK MÜCADELE ÇAĞRISI
"Bu OVP ile emekçilere çizilen gelecek, ilerleme değil geri gitmedir. 19. yüzyılın kölelik düzeni yeniden dayatılıyor" diyen Yılmaz, tüm emekçileri ve halkı birleşik mücadeleye çağırdı.