10 Şubat 2025 Pazartesi

Koçyiğit: Gerçek hukuksal düzeni sağlamaya çalışacağız

Meclis'te gündemdeki gelişmeleri değerlendiren DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, "Gerçek bir adaletin ve hukuk sisteminin kurulması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden gelen mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. AKP'nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Koçyiğit, 6 Şubat deprem katliamında yaşananları hatırlattı, on binlerce insanın ölümünde iktidarın sorumluluğunu bir kez daha vurguladı. Koçyiğit, "İHA/SİHA'lar için her yerden teknoloji getirenler depreme dayanıklı kentler inşa etmeye geldiğinde kafalarını kuma gömüyor" dedi. AKP-MHP iktidarının kentleri çevirdikleri şantiyeler üzerinden övündüğünü, algı yarattığını, manipülasyon yaptığını söyleyen Koçyiğit, "Türkiye gibi bir deprem kuşağında olan bir ülkenin gerçeğine uygun olmayan bu yaklaşımlarla yeniden depreme davetiye çıkarıldığını söylememiz gerekiyor. Tarlaların ortasına binalar dikenler ve tarım arazilerini rant uğruna imara açanlar, bugün yaşananların da yarın yaşanacak olanların da bizzat sorumlusudur" ifadelerini kullandı.

'GÜNCELLENEN ENFLASYON HEDEFLERİNİ YAKALAMAKTA ZORLANIYORUZ'
Merkez Bankasının 2025 enflasyon rakamını revize ettiğini söyleyen Koçyiğit, "Yüzde 21'den 24'e çıkardı. Güncellenen enflasyon hedeflerini yakalamakta zorlanıyoruz. Neredeyse her toplantıda hedeflerini yeniliyorlar. Bu niye önemli? Emekli maaşından asgari ücrete kadar hedeflenen enflasyon üzerinden zam yapılması tartışılmıştı. Bugün revize ettiniz ve yüzde 24'e çıkardınız. İşçinin, emeklinin ve asgari ücretlinin maaşını da revize edecek misiniz? Bu hedefi koyan siz, tutturamayan yine sizsiniz. Bedelini kim ödüyor? İşçi, emekçi, yoksul ödüyor. Merkez Bankasının revize etmesiyle bir hakikat da açığa çıkmadı. Devlet kendi alacaklarını yeniden değerlendirme oranlarını yüzde 44 üzerinden aldı. Enflasyon oranlarının düşmeyeceğini, enflasyonun hedeflerinin tutmayacağını biliyorlardı. Kendi alacaklarını yüzde 44 üzerinden aldı; işçiye ve emekçiye vermeye gelince yüzde 30, emekliye yüzde 15.75. Soralım bu hak mı, reva mı? Bu nasıl bir düzen, zulüm ve talan iktidarıdır! Milyonlar açlık ve sefaletle boğuşuyor ama umurlarında değil" dedi.

'MUHATABIMIZ ATANMIŞLAR DEĞİLDİR'
Bir yandan barış konuşulurken diğer yandan kayyum darbesinin sürdüğünü kaydeden Koçyiğit, "Halkın iradesinden bahsetmeden konuşan bu hukuk kayyım, bildiğimiz ezberleri tekrar ederek bu ülke demokrasisinin ve barışının önüne set çekmeye çalışıyor. İktidarın bu sözcüsü eğer zehir hafiyeyse ve iktidar adına konuşuyorsa bunu bilmemiz gerekiyor. Yok iktidar adına konuşmuyorsa, o zaman birilerinin çıkıp bunu söylemesi gerekiyor. Bizim muhatabımız atanmışlar değildir, muhatabımız halkın iradesiyle sandıktan çıkanlardır, seçilmişlerdir" dedi. 

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HALKIN HABER ALMA HAKKINI GÜVENCE ALTINA ALIR'
Basın özgürlüğüne yönelik saldırılara ilişkin de konuşan Koçyiğit, şunları söyledi: "Türkiye, Basın Endeksinde, özellikle temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasında her gün rekora koşuyor. Ama son zamanlarda yaptığı bir iş daha var. Özellikle sınırın öte tarafında gazetecileri katletmek üzerine bir pratiğinin olduğunu da biliyoruz. Hafta sonu Kürt gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun SİHA saldırısıyla katledildiği basına yansıdı. Yaşam hakkını yok sayan bu anlayışa karşı hep beraber durmamız gerekiyor. Bir gazetecinin SİHA saldırısıyla katledilmesini normal gören bir ülkede, muhalif gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmasına ve televizyon kanallarının hedef göstermesine varan bir süreç örülür. Basın özgürlüğü en temel haklardan biridir. Halkın haber alma hakkını sağlamak açısından çok önemlidir. Sadece bu da değil. BirGün Gazetesinde çalışan gazeteci arkadaşlar gözaltına alınıp daha sonra denetimli serbestlikle bırakıldılar. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toptaş cezaevinde. Özgür basında ise Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in katledilmesini protesto eylemlerinde en son Öznur Değer Mardin'de polis tarafından hedef gösterildi, darp edilerek gözaltına alındı. Cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldı. Yani her gün gazetecilere yönelik hak ihlallerini duyuyoruz. Ama bununla da yetinmiyorlar. RTÜK Başkanı şimdi de editoryal meselelere el atmış, haber içeriklerini belirlemek istiyor. Elinden gelse akşam haberlerinden önce yapılan toplantılara katılıp orada hangi haberin yapılıp yapılmayacağına karar verecek. Böyle bir aymazlık içerisinde olduğunu görelim. RTÜK'ün haber alma hakkına kastettiğini, bu ülkenin demokrasisine kastettiğini, halkın en temel hakkına kastettiğini açık ve net söyleyelim. Bu RTÜK olduğu sürece, bu RTÜK yapısı devam ettiği sürece ülkede basın özgürlüğünden ve haber alma hakkından bahsedemeyiz. RTÜK'ün bir an önce lağvedilmesi gerekiyor. Yayın kuşaklarında dünya kadar sorunlu şey varken onlarla ilgilenmeyip sadece hükümeti eleştiren programları, hükümeti eleştiren TV kanallarını hedef alan; AKP'nin yaptıklarını eleştirenleri para cezalarıyla yıldırmaya çalışan, terbiye etmeye çalışan RTÜK gerçeğinden bu ülkenin kurtulması gerekiyor. RTÜK bu ülkenin ayıbıdır. Çok açık ve net RTÜK'ün varlığı bu ülkenin demokrasisine, basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına bir kasıttır."

'HUKUKSAL DÜZENİ VE YARGIYI SAĞLAMAYA ÇALIŞACAĞIZ'
Koçyiğit son olarak, şu ifadeleri kullandı: "Bu hafta yine uluslararası sözleşmeler var Meclis gündeminde. Bu uluslararası sözleşmelerden şerhimiz olanlara ret oyu vereceğiz. Yine Adalet Akademisinin kalan maddeleri gündeme getirilecek. Ülkede adalet yok ama Adalet Akademisi üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Hakkın hukukun yerle bir edildiği, adaletin çürütüldüğü, en temel hakların yok sayıldığı bir iklimde Meclis'te Adalet Akademisi üzerinden bir gündem oluşturan iktidara seslenmek istiyoruz: Mesele akademi değildir. O akademide nasıl yandaş savcı ve hukukçular yetiştirdiğinizi çok iyi biliyoruz. Siz yeni Akın Gürlekler yaratmak istiyorsunuz, tıpkı geçmişte Zekeriya Özlere destek verdiğiniz gibi. Her yere operasyon çekecek, size karşı söz söyleyenleri gözaltına alıp tutuklayacaksınız. Tam bir istibdat rejimini hukuk eliyle kalıcılaştırmak için adım atıyorsunuz. Bunu görüyoruz ama asla buna teslim olmayacağız. Gerçek bir adaletin ve hukuk sisteminin kurulması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden gelen mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. AKP'nin araçsallaştırdığı yargı ve hukuk sistemine karşı gerçek hukuksal düzeni ve yargıyı sağlamaya çalışacağız."