'Kürt sorununda adil, onurlu, demokratik barış için: Bijî Newroz bijî sosyalîzm'

Kürt sorununun çözümünde emekçi çözüm bildirgesini açıklayan ESP, Türk işçi ve emekçilerini Kürt halkının anayasal haklarının tanınması konusunda sorumluluk almaya çağırdı. "Türkiyeli işçiler, emekçiler, kadınlar Kürt sorununun çözümünde özneleşmelidir" diyen ESP, "İçeriksiz bir barış söylemini de doğru bulmuyor, sömürgecilik, inkar ve işgal politikası karşısında adil, onurlu ve bir barış mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz" dedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Kürt sorunun çözümünde emekçi çözüm bildirgesi yayımladı.
"Kürt sorununda adil, onurlu, demokratik barış için: Bijî Newroz bijî sosyalîzm" denilen bildirgede, 1 Ekim 2024 tarihinde Mecliste başlayan siyasi konjoktürün PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla yeni bir aşamaya geldiği belirtildi.
PKK'nin çağrıya uyarak ateşkes ilan ettiğine dikkat çekilen bildirgede, "Başta Rojava devrimi gerçeği ve varlık hakkını koruma ihtiyacı, Suriye'deki gelişmelerin ekseninde Kürt halkının karşı karşıya olduğu olanaklar ve riskler, Ortadoğu'daki tüm gelişmelerin ortaya çıkardığı yeni stratejik koşullar, Kürt özgürlük hareketinin bu stratejik ve tarihsel hamlesinin arka planını oluşturuyor" denildi.
Öcalan'ın yaptığı çağrının "Kürt özgürlük hareketi bakımından yeni bir varlık biçimine geçiş olarak" tariflendiği ve çağrının kendisinin de "tarihsel önemde ve stratejik nitelikte" olduğunun kaydedildiği bildirgede, şu ifadeler yer aldı:
'FAŞİZM HERKESE SALDRIMAYA DEVAM EDİYOR'
"Faşist saray rejimi bu tek taraflı irade beyanı karşısında henüz bir hamle yapmamanın yanı sıra hala tehditler ve psikolojik savaş yöntemleriyle süreci ilerletmeye çalışıyor. Suriye'de Türkiye'nin desteklediği SMO'nun da içinde yer aldığı çeteler Alevileri katlediyor. İşçilerin grevleri yasaklanıyor, sendikacılar-siyasetçiler tutuklanıyor. Kayyum politikasıyla halkın iradesi ve kazanımları gasp edilmeye devam ediyor. Savaş için harcanan bütçe nedeniyle yoksulluk derinleşiyor. 2025 aile yılı ilan edilerek kadınlara erken evlilik ve çok çocuk doğurmaları teşvik ediliyor, kadınlar evlere ve şef tipi aileye hapsedilmeye çalışılıyor. LGBTİ+'lara dönük ayrımcılık ve nefret yasalarıyla cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üzerindeki baskılar artıyor.
'ÇÖZÜMÜN MUHATABI OLAN TÜRK İŞÇİ VE EMEKÇİLER SORUMLULUK ALMALI'
"Türkiyeli işçiler, emekçiler, kadınlar Kürt sorununun çözümünde özneleşmelidir. Bugüne kadar Kürt halkı, barış ve özgürlük talebini kendi dilinde ortaya koydu. Ulusal kimliğiyle, ezilmeden ve özgürce yaşam için mücadele etti ve etmeye de devam ediyor. Bugüne kadar devletin şoven politikaları nedeniyle Kürt sorununda sessiz kalan Türk ezilenleri bu sürecin gerçek muhatapları olarak öne çıkmalı, Türk işçi ve emekçileri çözüm gücü olarak kendini ortaya koymalı, kendi sahip olduğu ulusal hakları Kürt halkı için de istemelidir.
'TÜRK İŞÇİ SINIFINI SÖMÜRENLE KÜRTLERİ EZEN AYNI İKİTDARDIR'
"Kürt ulusal varlığını ve haklarını inkar eden AKP-MHP faşizmi, Türk emekçilerini de faşist bir baskı rejimiyle eziyor. İşçilerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ+'ların hak arama mücadelelerini bastırıyor. Enflasyon oranının yarı oranında dahi zam alamayan işçileri, sosyal güvencesi olmadığı için tedavi olamayan, kira artışları nedeniyle barınma sorunu yaşayan emekçileri, ataerkil politikalar nedeniyle emeği ve bedeni sömürülen kadınları, MESEM'lerde ölüme terkedilen çocukları, sünni egemen tekçi yapı nedeniyle inanç özgürlükleri elinden alınan alevileri, geleceksizlik kıskacındaki gençleri sömüren güçle, Kürt halkını ezen güç aynıdır.
İÇERİKSİZ DEĞİL ONURLU BİR BARIŞ
"Barış için özgürlük, kardeşlik için eşitlik gerekir. Dolayısıyla özgürlüğün olmadığı bir barış köleci bir barıştır, geçicidir ve bu durumda yeniden bir Kürt isyanının başlaması kaçınılmazdır. Bizler, barıştan, Kürt halk mücadelesinin tasfiye edilmesini anlayanların tam karşısındayız. Bunun yanı sıra içeriksiz bir barış söylemini de doğru bulmuyor, sömürgecilik, inkar ve işgal politikası karşısında adil, onurlu ve bir barış mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.
'BİRLEŞİK MÜCADELE İLE FAŞİZMİ YENELİM'
"Bugün içinden geçtiğimiz süreçte başta devrimci ve sosyalist kuvvetler olmak üzere hiçbir toplumsal mücadele gücünün kaydedici bir pozisyon içinde olma, süreci uzaktan izleme gibi bir lüksü yoktur. Gün Kürt halkının demokratik ulusal taleplerini birleşik mücadele ile kazanma günüdür. Gün politik özgürlüğü kazanma faşizmi yenme günüdür.
'8 MART'IN ÇOŞKUSU İLE NEWROZ ALANLARINA'
"2025 8 Mart'ı kadınların eşit ve özgür bir yaşam talebi ile barış özleminin birleştiği on binlerce kadının sokakları doldurduğu bir gün oldu. 2025 Newroz'u ve 2025 1 Mayıs'ı da Kürt halkının ve tüm ezilenlerin faşizme karşı politik özgürlük mücadelesinin birleşeceği ve yükseltileceği iki tarihsel gün olmalıdır. Kürt halkı ve emekçi sol güçler, faşist şeflik rejiminin adım atıp atmayacağını bekleyip izlememeli, devlet üzerinde siyasi bir basınç kurmalı, mücadeleyi adil, onurlu ve demokratik barış yönünde geliştirmelidir."
TALEPLER
Bildirgede Kürt sorunun emekçi çözümü için şu talepler sıralandı:
🔹Emekçi Türkiye halkları, Kürt sorununda güncel demokratik taleplerin mücadelesini de yükseltmelidir
🔹Kürt ulusal varlığı ve anadilde eğitim hakkı Anayasal biçimde kabul edilmelidir
🔹Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ve İmralı'da bulunan diğer mahpusların bu süreçte sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için gerekli çalışma koşulları sağlanmalıdır
🔹Türk devleti Başûr'da ve Rojava'da işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmelidir
🔹Yargı eliyle yürütülen siyasi soykırım operasyonları derhal son bulmalıdır
🔹Başta hasta tutsaklar olmak üzere Kobanê ve Gezi davası tutsakları ve tüm politik tutsaklar serbest bırakılmalıdır
🔹Sömürgeci savaş suçluları yargılanmalıdır. Siyasi cinayetler ve kitle katliamlarının sorumluları derhal açığa alınmalı ve yargılanmalıdır
🔹Söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğünün, grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır Terörle Mücadele Kanunu, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu yürürlükten kaldırılmalıdır
🔹Kürtçe başta olmak üzere, bu topraklarda yaşayan diğer ulusal toplulukları da içerecek tarzda anadilde eğitim hakkı sağlanmalıdır.
🔹Kayyum politikasına son verilmeli, kayyum atanan belediyelerde seçilmiş eşbaşkanlar görevlerine iade edilmelidir.
🔹Savaşa ve silahlanmaya ayrılan bütçe kaynakları, eğitim ve sağlık başta gelmek üzere halkların ihtiyaçları için kullanılmalıdır."