Kuyu tipi hapishanelere karşı tek yol birlikte mücadele
HHB avukatlarından Eminoğlu, 2911'den tutuklananların dahi artık kuyu tipi hapishanelere götürülmeye çalışıldığını söyledi. Adalet Bakanlığı'nın sessiz sedasız inşa ettiği bu hapishanelerin isim üzerinden de gizlenmeye çalışıldığını belirterek kamuoyuna teşhirinin yapılması gerektiğini kaydetti. Kuyu tiplerinde kalan ve açlık grevi direnişiyle başka hapishanelere sevk edilen Kelebek ve Karapınar, "Bu hapishanelerde gardiyanlar sorun çıkarmıyor. Tutsaklar direnmesin diye özel bir politika uyguluyorlar" dedi. Av. Eminoğlu ve TAYAD'lı Karapınar ve Kelebek, tutsaklarla dayanışmayı yükselterek tecridi parçalamaya çağırdı.
Tutsaklara tecrit içinde tecrit işkencesi uygulayarak, kimliksizleştirme ve teslim alma amacıyla kurulan kuyu tipi hapishanelere karşı devrimci tutsakların direnişi sürüyor. 24 Ocak'ta komplo sonucu tutuklanan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üye ve yöneticileri mart ayında sürgün edildikleri kuyu tipi hapishanelere karşı 21 Nisan'da süresiz açlık grevi direnişine başladı. Sincan 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanede Adnan Özcan ve Ahmet Bilal Bay süresiz dönüşümsüz ve Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Hapishanede Mazlum Ortaç ile Onur Mete Yoldaş süresiz dönüşümlü açlık grevinde.
SÜRESİZ AÇLIK GREVİ DİRENİŞİ SÜRÜYOR
Kuyu tipi hapishanelere sürgün edilen Sercan Ahmet Arslan 185, Serkan Onur Yılmaz 164, Baki Can Işık 125, Mithat Öztürk 69, Ali Aracı 64, Ayberk Demirdöğen 44 ve Fikret Akar 24 ile kuyu tipi hapishanelerin kapatılması talebiyle Yurdagül Gümüş 112, Mulla Zincir 161, Ali Hasan Akgül'ün ise 64 gündür süresiz açlık grevi direnişi sürüyor.
Geçtiğimiz günlerde tecrit içinde tecrit işkencesi uygulandığına dair yaptığımız haberle kuyu tipi hapishanelerin mimari yapısını aktarmıştık. Kuyu tipi hapishanelerin kuruluş amacını, şu ana dek uygulanan politikaları Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Naim Feyzullah Eminoğlu ve kuyu tipi hapishanelerden açlık grevi direnişiyle sevk edilen Oktay Kelebek ve Hasan Karapınar'la konuştuk.
'FETÖ HÜKÜMLÜLERİ İÇİ YAPTIKLARINI SÖYLEYİP ÖNCELİKLE MUHALİFLERİ GÖTÜRDÜLER'
Kuyu tipi hapishanelerin 2020 yılından sonra Adalet Bakanlığı tarafından ilk olarak Ankara Sincan'da açıldığını anımsatan Av. Eminoğlu, "Y tipi diye açtılar. Bakanlık dedi ki, 'ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü var, tek kişilik tecrit hapishanesi yapıyoruz. FETÖ hükümlülerini koyacağız. Darbe davasından müebbet aldılar, onlar için yapıyoruz'. Ancak 2022 sonrası 'örgüt üyeliği', 'örgüt propagandası' iddiası hatta 2911'den bile tutuklanan insanları götürmeye başladılar. Özellikle sol, sosyalist, muhalif insanları öncelikle götürdüler" dedi.
'BAKANLIK İSİM ÜZERİNDEN GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR'
Eminoğlu, bundan dolayı kamuoyunun gündemine kuyu tiplerinin 2023 yılında girdiğini belirtti. Hapishanelerin mimari yapısını tutsak müvekkillerinin anlatımlarından yola çıkarak tahmin ettiklerini dile getiren Eminoğlu, "Türkiye'de 2000'lerin başında F tipleri açılmıştı. Onlardan bile kötü" ifadelerini kullandı. Adalet Bakanlığı'nın kuyu tipi hapishanelere ilişkin oyun onadığını söyleyen Eminoğlu, şöyle açıkladı: "Avukatlar olarak anlamakta zorlandık. Bu hapishanelerin yeni tip hapishane olduğu anlaşılsın diye yüksek güvenlikli ceza infaz kurumu olarak düzenlendi. Y tipi yazmıyor mesela. Van'da var yüksek güvenlikli hapishane F tipi modelinde ama F tipi de yazmıyor. CPT, hapishaneleri incelemeye geldiğinde bakanlık 'kuyu tipi diye bunlara deniyor' diyerek gezdirdiler. Van'da götürdükleri yer kuyu tipi değil Silivri Hapishanesiyle aynı. Yani isim üzerinden kamuoyundan gizleniyor. İnfaz Kanununun ilk maddesine, anayasaya aykırı eziyet çektirmeye dayalı bir şey ilk maddesi. Diyor ki, 'infaz insanlık onuruna yaraşır yapılmalıdır.' Buralarda, tecridin üst düzey boyutta olduğunu ve insanlık onuruna aykırı olduğunu görüyoruz. Buralarda çıplak arama saldırısı; kitap, yayın, sohbet hakkı engellenmiyor. Rıza üretilmek isteniyor."
GARDİYANLARDAN TUTSAKLARA: ÖYLE BİR HAPİSHANE YAPTIK Kİ İŞKENCEYE GEREK YOK
Av. Eminoğlu, gardiyanların tutsaklara sarf ettikleri şu sözlerin gerçeği gözler önüne serdiğini belirtti: "Öyle bir hapishane yaptık ki, size dokunmamıza, işkence yapmamıza gerek yok. Sesinizi duyurmayacak şekilde yaptık duvarları."
'KAMUOYUNUN BİLMESİ VE ONA GÖRE MÜCADELE ETMESİ GEREK'
Kuyu tipi hapishanelere karşı insanların harekete geçebilmesi için önce bilgisinin olması gerektiğini söyleyen Eminoğlu, uzun zamandır kuyu tipi anlatmaya çalıştıklarını söyledi. ESP üye ve yöneticilerinin tutuklanması ve Çorlu'da bulunan kuyu tipine sürgün edilmesiyle kamuoyunun gündemine kuyu tipi hapishanelerin yeniden girdiğine dikkat çeken Eminoğlu, "Kamuoyunun bilmesi ve ortak mücadele yürütmesi gerekiyor. 2911'den alıp götürebileceklerini gördük. Ankara'da 19 Mart eylemlerinde gözaltına alınıp tutuklanan iki kişi polisler tarafından Ankara'daki Y tipine götürülmek istendi ancak hapishane kabul etmedi. Y tipi muhalefeti cezalandırmak için en üst düzey tecrit uygulamak, ıslah etmek amaçlı. Bakanlık oldukça güçsüz. Şuradan biliyoruz, 2023-2024 yıllarında götürülen müvekkillerimiz açlık grevi eylemi yaptı. Kırşehir'de üç müvekkilimiz vardı Y tipinde. Bakanlık sevk ederek açlık grevlerini bitirmeye çalışıyor, duyulmasın diye. 10 kişi şu an açlık grevinde ama öncesinde 8-9 müvekkilimiz açlık grevi yaptı ama sevk edildi. Bakanlık haksızlığının arkında ve güçsüz. Bu nedenle direniş büyümeden hapishaneden sevk ediyor tutsakları. Bu hapishaneler muhalefetin basıncıyla kapatılabilir. Yürütülecek mücadelede en ufak adım bile önemli" çağrısı yaptı.
KUYU TİPLERİNİ TEŞHİR EDEN AİLELER TUTSAK EDİLDİ
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) yıllardır kuyu tiplerini gündemleştirmeye çalışıyor. TAYAD üye ve yöneticileri kuyu tipi hapishanelerde açlık grevi eylemi yaparken, tutsak çocukları için mücadele yürüten TAYAD'lı Aileler'den Naime Emilik, Fahrettin Keskin, Lerzan Cenar Conde, Feridun Osman Ağaoğlu, Necla Can kuyu tipi hapishaneleri teşhir ettikleri için tutsak edildi. Haklarında hazırlanan iddianamede ailelerin kuyu tiplerine ilişkin yaptığı sosyal medya paylaşımları, milletvekillerine ziyaretleri, katıldıkları tv programları ve Ankara'ya yürüyüşleri "suç" olarak yer aldı.
'DEMİR PARMAKLARA TEL ÖRGÜ ÇEKMİŞLER'
Oktay Kelebek ve Hasan Karapınar kuyu tipi hapishanesine sürgün sevk edildikten sonra, açlık grevi direnişine başladı. Direnişin sonunda başka hapishanelere sevk edildiler. TAYAD'da görüştüğümüz Kelebek ve Karapınar, kuyu tipi hapishanesinin mimarisini göstermek için hazırladıkları maketten detaylı aktarım yaptı. İzmir Buca'da bulunan kuyu tipi hapishanesine sürgün edilen Oktay Kelebek, "Üç katlı bir kuyu. İlkin tekli hücrelerde tutulduk, en alt katta. Bu hücredeki pencereler zaten demir parmaklı ama önlerine bir de tel örgü çekilmiş, bir kalem dahi geçmiyor, o kadar sık. Gökyüzüne bakmak için cama yapışmanız gerekiyor, güneş görmüyor. İkinci kat biraz güneş görüyor. Üst kat görece daha çok güneş görüyor ama yazın fırın gibi. 3. katta kalan bir adli tutuklu vardı, yazları yerde yatmak zorunda kalıyordu sıcaktan. Günlerce havalandırma denilen boş aydınlatma yerinde güneşi yalnızca karşı duvara yansımasından gördük" dedi.
Bu hapishanelerde havalandırma olmadığını, gardiyanların yüzünü görmediklerini söyleyen Kelebek, açlık grevi sırasında tüketmeleri gereken şeker, bitki çay ve karbonat için de aylarca mücadele etmeleri gerektiğini aktardı. Kelebek, "Örneğin limon getirdiler çürük. İaşe kağıdında karbonat var bize verilmedi. Doktor muayeneye geliyordu formaliteden" ifadelerini kullandı.
'TUTSAKLARIN DİRENMEMESİ İÇİN ADIM ATIYORLAR'
Kelebek, götürüldükleri kuyu tipi hapishanesinin girişinde "ameliyat önlüğü" ile çıplak aramanın teklif edildiğini ancak reddettiklerinde gardiyanların vazgeçtiğini aktardı. Burada söze giren Hasan Karapınar bu durumu şöyle açıkladı: "Kaldığımız kuyu tipi hapishanelerde sorun çıkarmıyorlar pek gardiyanlar. Ailelere bilgi veriyorlar tutsakların durumuna ilişkin. Mektup alışverişinde sorun yaşanmıyor. Kuyu tipi hapishanede kalmanızı sağlayacak adımlar atıyorlar yani, tutsaklar direnmesin diye. Diyorlar ki, 'rahatsın, teksin, her sorununu çözüyoruz'. Özel bir politika uygulayarak saldırmıyorlar."
'KUYU TİPLERİNİN TEŞHİRİNDEN KORKUYORLAR'
18-20 metrekare alanda tekli tutulduklarını, yan hücreyle iletişim kuramadıklarını söyleyen Karapınar, şöyle devam etti: "Emperyalizm ve işbirlikçileri ülkemizde devrimcileri teslim almak istiyor. F tipleriyle, Eskişehir tabutluklarıyla başlayan, Ecevit'in İMF politikalarını uygulamak için hayata geçirdiği 19 aralık katliamında devrimcileri teslim alamadılar. Emperyalizm Ortadoğu'da sömürü politikalarının önündeki engelleri kaldırmak istiyor. Bu engel devrimcilerdir. F tiplerinden çıkardıkları derslerle sessiz sedasız tecridi daha ağırlaştıran kuyu tiplerini yaptılar. F tiplerini reklamını yaparak hayata geçirdiler. Ancak kuyu tipi sessizce uygulandı çünkü kimseye açıklayamayacaklar. Teşhirden çok korkuyorlar. Biz direnişle on özgür tutsağımızı kuyu tipinden aldık."
'SALDIRACAKLARDIR AMA BİZ MÜCADELEYE SAHİP ÇIKALIM'
Tutsaklara yönelik saldırılar ağırlaştıkça, onlarla dayanışmanın da engellenmek, tecrit derinleştirilerek yalnızlaştırılmak istendiğinin altını çizen Karapınar, "Bir finans meselesi çıkardılar, çocuklarına para yatıran aileleri tutukladılar. Kuyu tiplerinde özgür tutsakları yalnızlaştırmak istiyorlar ama sahiplenmeliyiz. Bir mektup uzağı yakın yapar, tecridi parçalar. Seslerini her yere duyuralım. Bakanlıklara dilekçe yazalım, suç duyurusunda bulunalım, hapishaneleri arayıp tutsakların durumunu soralım. Bu mücadelede saldırılar artacaktır. Ama tutsakları sahiplenelim. Açlık grevindeki tutsakların sesini yükseltelim" çağrısı yaptı.