10 Şubat 2025 Pazartesi

Mersin'de halklar 'barış ve özgürlük' talebini haykırdı

Mersin'de bir araya gelen çok sayıda kişi barış ve özgürlük talebini hayırdı. Burada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Bayındır, "Her yerde barış ve özgürlük iradesini örgütleyeceğiz. Gün özgürlük günüdür. Bu süreç sadece izleme, dinleme, yerinde oturma süreci değil. Duruşumuz ve pratiğimizi ayağa kaldırma ve sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar yürüme zamanıdır" çağrısı yaptı. 

Mersin'de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun demokratik çözümüne dair çabalarının anlatılması ve çözümün toplumsallaştırılması amacıyla gerçekleştirilen, "Barış için özgürlük" mitingi, büyük bir coşkuyla devam ediyor. Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün haykırıldığı miting de kadınlar ulusal kıyafetlerini giyerek, çalınan müzikler eşliğinde dakikalarca halaya durdu.

BEYAZ TÜLBENTLER MİTİNG ALANINA ALINMADI
"Barış ve  özgürlük için buluşuyoruz" pankartının asıldığı miting alanında kitle sık sık, "Be serok jiyan nabe" ve "Jin jiyan azadî" sloganları atarken, kadınların zılgıtları yükseldi. Halk,"Biji berxwedana zindana" sloganı atarak tutsaklara destek verdi. Arama noktalarında ise polisin Barış Annelerinin simgesi olan beyaz tülbentleri miting alanına girmesini engelledi. Ancak Barış Annelerinin tepkisi üzerine polis bu uygulamadan vazgeçti. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın posteri ise "yasak" gerekçesi ile polislerce alana alınmadı. Avukatların araya girerek, "yasaklama belgesini" talep etmesi üzerine polis bu uygulamadan vazgeçti ve poster alana alındı.

ABDULLAH ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ HAYKIRILDI 
Mitingde ilk olarak Sanatçı Kadir Çat sahne aldı. Kadir Çat'ın sahne alması ile kitlenin coşkusu bir kat daha artarken, kitle direniş ezgileri eşliğinde Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü talep etti. Çat kitleye "Barış elini uzatmaya hazır mısınız" diye sordu, kitle ise "Barış hemen şimdi" diye yanıt verdi. Tülay Hatimoğulları ile Keskin Bayındır ve beraberindeki halkla birlikte halay çekti. Kitle "Çarxe şoreşe" marşı eşliğinde saygı duruşunda bulunarak, "Biji Serok Apo" sloganı attı. Kadir Çat'ın sahne alması sonrası Miting tertip komitesi adına Emrullah Şam açılış konuşması yaparak, kitleyi selamladı, "Kimse ölmesin. Amacımız barış ve özgürlüktür" dedi.

DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş da barış ve özgürlük için miting alanını dolduran halkı selamladı burada bir araya gelen halkın barış sesini Ankara'ya duyuracağını belirterek, "Halkın bu onurlu duruşu özgürlüğü ve barışı getirecektir" diye konuştu.

BAHÇECİ: SAYIN ÖCALAN ÖZGÜR OLANA KADAR MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ
DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci kısa bir konuşma yaptı. Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmada bir barıştan söz edilemeyeceğini dile getiren Bahçeci, "Önemli bir dönemde geçiyoruz. Barış ve özgürlük için bu eşiği kutsal görüyoruz. Barış konuşuluyor. Konuşulan bu barışta kadın, çocuk ve Kürtlerin hakları her açıdan tanınmaz ise buna barış süreci diyemeyiz. Barış için en büyük bedeli Kürtler, özel olarak da kadınlar bedel verdi ve veriyor. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ile 3 görüşme yapıldı. Biz kadınlar olarak bu görüşmeleri önemli görüyoruz. Sayın Öcalan 'Kadınlara özel selamalar gönderiyorum' demişti, biz de Mersin'den İmralı'ya selamlarımız gönderiyoruz. Kadınlar katlediliyor, emeği yok sayılıyor. Pınar Gültekin vahşice bir şekilde bir erkek tarafından katledildi. Hukuk sistemi bunun vahşi olmadığını iddia ederek dosyayı bozdu. İran rejiminin kadınlara bakışı ile AKP-MHP'nin bakışı arasından nasıl bir fark var. Kadınlar haklarını alana kadar alanlarda olacağız. Büyük bedeller verdik, onurlu bir barış, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadarda bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Bütün kadınlar 'Jin. Jiyan, azadî'nin mimarı sayın Öcalan özgür olmadan mücadele etmekten vazgeçmeyecek. Sayın Öcalan 'Kadın özgür olmadan toplum özgür' dedi. Bu sıradan söylenen bir söz değil. Kadın özgür olmadan, toplum özgür olmaz diyoruz. Jin jiyan azadî" ifadelerini kullandı.

BAYINDIR: BU MÜCADELE HAKİKAT MÜCADELESİDİR
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Bugün bu meydanda binlerce kişi bir amaç uğruna yan yana geldi. Özgürlük ve barış için bir araya geldik" diyerek halkı selamladı. Bayındır, "Burada bulunan herkes özgürlüğe aşık, bu meydan özgürlük meydanı. Yaşadın özgürlük ve barış savunucuları. Sizin ve bizim direnişimiz on yıllardır büyük bir zorluklar ile önemli bir eşiğe ulaştı. Bugün her zamankinden çözüme yakınız. Ortadoğu'da bir çok diktatör gidiyor, devletler yıkılıyor. Bugün yıkılmayan ve geri gitmeyen sadece Kürt halkı ve onun mücadelesidir. İktidarlar, zalimler Kürtleri statüsüz, dilsiz bırakmak istediler. Ama bu iktidarlar, zalimler bir bir gitti, yıkıldılar. Bugün bütün dünya Kürt halkı ve dostlarının mücadelesini konuşuyor. Bu mücadele Mazlumların mücadelesi, hakikat mücadelesidir. Önümüzde zafer dışında bir yol yok ve inanın zafer yakındır. Statü sahibi olacağız, özgürlüğe erişeceğiz" dedi.

'BU MESELESİNİN İSTİSMAR EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
"Mücadelemizin kudreti sayesinde bugün Türkiye'de yeni bir süreç başladı. Ankara'da 'Kürt sorunun çözeceğiz' diyorlar ama Kenan Evren Darbesi'ne rahmet okutuyorlar" diyen Keskin Bayındır konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her gün Kürt halkına darbeler yapıyorlar. Rojava ve Kürdistan'ın dört bir yanında saldırılar var, ama 'barış yapacağız' diyorlar. Bu büyük bir yalan, bu meydan bu yalana kanmaz ve kabul etmez. Rojava'da Baas rejimi yıkıldı, dünya yeni bir Suriye'yi konuşuyor. Bütün diktatörler 'Rojava bizim için bir tehdit' diyorlar ama kadınları öldüren, katleden, Alevileri katledenler onlar için tehdit olmuyor. Rojava 13 yıldır halklar bir arada, ayrım olmaksızın özgür bir şekilde yaşıyor. Bu sistem onlara tehlikeli geliyorlar. Buradan onlar 'işinize bakın' diyoruz. Rojava tehdit değil, herkes için umuttur. Elinizi Rojava'dan çekin. Suriye'nin geleceği için tek gelecek Rojava modelidir, bundan başka bir yol yok. Suriye Arap Cumhuriyeti diyorlar. Biz Araplara karşı değiliz ama Suriye'de birçok halk var. Suriye'nin yeni rejimi daha kendine bir ad bulmamışken Türkiye ona Arap Cumhuriyeti adını verdi. Demokratik Suriye Cumhuriyeti dışında bir çare yok. Mersin'den çağrı yapıyoruz; tekçi zihniyetinizi terk edin, ne yaparsanız yapın başaramayacaksınız. Dışişleri Bakanı ülke ülke gezerek Kürt halkının kazanımlarını nasıl ortadan kaldırırım diyor. Kasaplardan nasıl berber çıkmaz ise MİT müsteşarından da barış lafı çıkmaz. Yüz yıldır siyasetlerini biliyoruz, yüz binlerce genç toprağa düştü. Bu meselenin istismar edilmesine izin vermeyeceğiz. Her zaman sokakta olacağız ve direneceğiz. Özgürlük ve barış talebimizi her yere yayacağız.

'KÜRT HALK ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN'A GÜVENİYORUZ'
"Kürt halk önderi Sayın Öcalan 3 görüşme yaptı. Yaptığı bu görüşmelerde Kürt halk ve dünya halklarına önemli mesajlar verdi. Kürt sorununun çözümü için hazır olduğunu, Kürt halkının haklarının tanınması ve Anayasal çözüme kavuşmasını istiyorum ve buna hazırım dedi. Savaşa son vermek için hazırım dedi. Demokratik bir çözüm için hepimizin omuzuna yük bindi. Bugün sayın Öcalan'ın biz verdiği mesajın gereği olarak bu sürece destek vermemiz gerek. Bu meydan bu mesaja destektir. Bugün buradan sesimiz İmralı'ya ulaşmalı. Dün Amed, bugün Mersin. Dünya bu iki meydana iyi bakmalı. Sayın Öcalan'ın barış ve çözüm duruşu bu meydanda. Birçok yol denediler ama amaçlarına ulaşmadılar ve direnişimize çarptılar. Biz iktidarlara değil sadece Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'a güveniyoruz. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan çözüm için bir yol haritası açıklamaya hazırlanıyor. Onurlu bir barış için hazırlıklar yapıyor. Sayın Öcalan çözüme hazırlanıyor, iktidara soruyoruz siz neye hazırlanıyorsunuz? Halk sizin çözüm yolunuzu merak ediyor. Operasyon, tutuklama, katliamlar devam ediyor. Aziz Köylüoğlu katledildi, Tişrîn ve birçok yerde katliamlar devam ediyor. Bu katliamlar iktidarın zihniyetini gösteriyor. Sayın Öcalan çözüm hazırlığı iktidar büyük operasyonlara hazırlık yapıyor. Kürt halkı ve dostları sizin savaş operasyonlarınıza yol vermez. Her yerde barış ve özgürlük iradesini örgütleyeceğiz. Gün özgürlük günüdür. Bu süreç sadece izleme, dinleme, yerinde oturma süreci değil. Duruşumuz ve pratiğimizi ayağa kaldırma ve sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar yürüme zamanıdır. Kazanan biz olacağız."

HATİMOĞULLARI: HALKLARIN KARDEŞLİĞİNİ HAYKIRACAĞIZ
Mitingde son olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. Hatimoğulları, barış tartışmalarına değindi. Hatimoğulları, "Bize diyorlar ki neden barış istiyorsunuz. Bu ülkede Kürt sorunu çözülünce bütün sorunlar çözülmüş mü olacak diye bir soruyla çok sık karşılaşıyoruz. Evet Kürt sorunu çözülürse bu ülkede demokrasinin önü açılır, Türkiye demokratikleşir. Kürt sorununun çözümü bir Türk işçiyi neden ilgilendirir biliyor musunuz? Bunu Türk, Arap, Ermeni işçi kardeşlerime özellikle altını çize çize söylemek isteriz. Ey işçi kardeşim Kürt sorunu çözülürse, bu ülkede demokrasinin tesis edilmesi başlarsa senin ekmeğin büyür, İHA'lara, SİHA'lara özel güvenlik politikalara savaşa, mermiye, tanka, topa, askere ayrılan bütçe artık oraya ayrılmayacak. Senin ekmeğinin büyümesi için hep beraber mücadele edeceğiz. Bizleri işçileri, emekçileri, özellikle terör parantezi içine alarak bugün bir tane eylem, basın açıklaması yapması engelleniyor. İşçilerin grev hakkı engelleniyor. Gerekçe tırnak içinde bütün demokrasi mücadelesini terör parantezine almalarıdır. Buradan en yüksek sesle haykıracağız yaşasın halkların kardeşliği yaşasın işçilerin birliği. Barış istiyoruz, niye. Göç bitsin diye. Suriye'de savaş başladığı günden bugüne kadar Mersin Adana Antakya Osmaniye ve bütün sınır illerimizde yoğun bir göçün yaşandığını biliyoruz. Göç edenler mutlu değil, topraklarından oldu. Buraya geldiklerinde de yaşadıkları sorunlar çabasıdır. Bizler göç bitsin diye barış diyoruz. Bakın Akdeniz. Akdeniz'in hırçın dalgalarının sesi kulaklarımıza geliyor. Akdeniz'in dibinde çocuklara ve kadınların sayısız göçlerin cenazeleri o denizin dibinde. İşte bu ölümler bitsin diye barış istiyoruz. Doğanın hakkı sağlansın diye barış istiyoruz. Kullanılan kimyasal silahlarla sadece insanı katletmiyorlar, kullanılan kimyasal silahlarla doğa da katlediliyor. Bizler doğanın hakkı için de barış istiyoruz. Bunu da bütün Türkiye halkları neden barış istediğimizi lütfen can kulağıyla dinlesin ve lütfen büyük barış mücadelesine Kürt ,Türk, Arap, Laz, Alevi, Sünni, Hıristiyan ayırmadan gelin hep beraber büyük barış projesinde el ele verelim ve bu mücadeleyi birlikte yürütelim" dedi. 

'BASIN EMEKÇİLERİNİ SAYGIYLA ANIYORUM'
Katledilen gazeteci Aziz Köylüoğlu'nu anan Hatimoğulları, "Ben buradan katledilen bütün gazetecileri Musa Anterlerinden Çukurova'nın bisikletli gazetecisi Kadri Bağdu'ya kadar katledilen bütün basın emekçilerini saygıyla anıyorum, saygıyla onların önünde eğiliyorum. Sadece onlar değil aynı zamanda gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. Jinnews'e ,Mezopotamya Ajansına, burada sayamadığım çok sayıdaki basın emekçilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. Halkayı genişlettiler. Halk TV'ye çekilen operasyonla Suat Toktaş cezaevinde. Bir kez daha diyoruz ki faşizme karşı dışarıda birleşmeliyiz içeride hapishanelerde bir arada olmayalım. Barışa uzattığımız el sadece iktidar ve devlet açısından değil aynı zamanda muhalefet açısından da ne kadar kıymetli. Bir arada ve el ele olmamız ne kadar kıymetli. Sayın Öcalan içeriden göndermiş olduğu mesajında özellikle muhalefetin bu dönemde barışın sesi ve soluğu olması için barışa dair yapılan çalışmalarda görev ve sorumluluk alması için çok önemli mesajları vardı. Bizler de buradan bu mesajları değerli halklarımıza ve muhalefete bir kez daha iletiyoruz. Sayın Öcalan İmralı'dan çok önemli bir mesaj daha gönderdi. Dedi ki Kürt sorununun çözümü Türkiye'nin  demokratikleşmesinden geçer. Demokratikleşmeyen bir ülke Ortadoğu'da bu yangın yerine döndüğü zaman da ne yazık ki olumsuzluklarla karşılaşırız. O nedenle barışın bu öneminin altını ısrarla çizmiştir. Demokratikleşmenin bunun yolu olduğunun altını ısrarla çizmiştir" ifadelerini kullandı. 

'HERKES HEYECANLA İMRALI MESAJINI BEKLERKEN, İKTİDAR NE YAPIYOR'
Kürt sorununun demokratik çözümü için mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizen Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Buradan bir kez daha çağrılarımızı yeniliyoruz İmralı tecridi kalkmalıdır. Onun yanı sıra Sayın Öcalan dışarıdan kiminle görüşmek istiyorsa görüşmelerin önü bir an önce açılmalıdır. Devlet aklı ve iktidar yapması gereken en acil işlerden  biri barış bu kadar konuşulurken ve İmralı'dan gelecek mesaj herkes tarafından büyük bir merak ve heyecanla beklenirken ey iktidar sen ne yapıyorsun. Senin çözüm projen nedir AKP'nin çözüm projesi nedir? Somut olarak güvenilir adımlar atmalarını bekliyoruz. Bunu her fırsatta söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Barışı bizler istiyoruz sayın Öcalan tarihi bir çağrıya hazırlanmaktadır ve bunu barış için yapmaktadır. DEM Parti barışı istiyor. Kürt halkı barışı istiyor, Aleviler barışı istiyor, muhalefet barışı istiyor. Ey iktidar sen ne istiyorsun. Bu sorunun yatını çık ver. Bizler burada bütün Çukurovalılar olarak bir aradayken Sayın Öcalan'ın selamını sizlere ilettim. Biz buradan İmralı'ya barış adına, özgürlük, eşitlik, adalet adına selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Bizler barışı havan topuyla katledilen Ceylan önkol için, yaylım ateşiyle vurulan uğur kaymaz için, cenazesi buzdolabında bekletilmek zorunda kalınan Cemile kızımız için, ekmek almaya giderken katledilen Filistinli çocuklar için, intifadanın çocukları için, tanklara karşı taşla mücadele eden çocuklar için, kaçırılan, istismar edilen, köle gibi satılan Êzidi kadınlar, alevi kadınlar için istiyoruz. Sevgili Nazım'ın şiirinde resmettiği gibi et yiyemeyen ve bir iskelet gibi işten eve gelmek zorunda kalan çocuklar için istiyoruz. Bizler barışı çocuklarımız için istiyoruz. Burada da bunun sözünü veriyoruz. Çocuklar inanın çocuklar güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli güzel günler göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz, motorları özgürlüklerin maviliklerine süreceğiz. Barışın maviliklerine süreceğiz ve özgür bir ülkeyi, demokratik barışçıl bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz."

Tülay Hatimoğulları'nın konuşması sonrası miting sona erdi.