27 Mayıs 2025 Salı

MLKP MK, PKK'nin 12. Kongresinde aldığı kararları değerlendirdi

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından 12. Kongresini toplayan PKK'nin aldığı silah bırakma ve fesih kararına ilişkin MLKP MK, 9 maddeden oluşan bir değerlendirme yaptı. Çözümün tek toprağının sosyalizm ve Sovyet Cumhuriyetler Birliği olduğunun altını çizen MLKP MK, "Bu gerçek temelinde, Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, emekçileri, kadınları, gençleri, fakirleri, ezilenleri yasal-yasadışı, barışçı-kitle şiddetine dayalı, silahlı-silahsız tüm araç ve biçimlerle yürütülen mücadeleye omuz vermeye; bu doğrultuda birleşmeye, örgütlenmeye, savaşmaya çağırıyoruz" dedi. 

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Merkez Komitesi (MK), PKK'nin 12. Kongresinde aldığı kararı değerlendirdi. MLKP MK'nın 2025 yılına ait, "İşçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşu, kadınların özgürlüğü, halkların eşitliği için devrim dışında bir yol yoktur! Sosyalizm ve Sovyet Cumhuriyetler Birliği çözümün toprağıdır" başlıklı 6 nolu açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"15 Ağustos 1984'ten günümüze inkarcı sömürgeciliğe ve faşizme karşı gerilla savaşının odağında durduğu büyük bir mücadele yürüten; 40 bin şehit yoldaşta ifade bulan en yüksek fedakarlık çizgisinde Kürt halkının ulusal özgürlük ve birlik hakkı yolunda önemli gelişmeler sağlayan; 1990-1991'de dünya ölçeğindeki patlak veren tasfiyeci çözülmeye direnişin öncü kuvvetlerinden biri olan; 2012'de Rojava devrimine önderlik eden PKK, 12. Kongresini toplayarak kendini feshetme ve silahlı mücadeleye son verme kararı aldı. Kongre, PKK güçlerinin politik mücadeleye silahsız ve yasal örgüt ve mücadele biçimleriyle devam edeceğini, yeni strateji ve çizgiye tam bir güven duyduğunu, süreci bundan sonra hareketin önderliğinin yürüteceğini açıkladı.

9 MADDELİK DEĞERLENDİRME
"Kongrenin aldığı stratejik nitelikteki tayin edici iki karar ve benimsediği kimi tezlere dair düşüncelerini, Kürdistan ve Türkiye halklarıyla; Arap, Fars ve Azeri halklarından bölge devrimcileri başta olmak üzere, tüm dünyadaki komünist, devrimci, antifaşist parti ve örgütlerle paylaşmayı devrimci sorumluluğu olarak gören partimiz, PKK 12. Kongre kararlarına dair değerlendirmesinde şu sonuçlara ulaştı:
1) Anadilde eğitim, ulusal özerklik gibi temel ulusal demokratik hakları; savaş esirlerinin koşulsuz serbest bırakılması; önşart olmaksızın tüm gerilla gücünün ve politik sürgünlerin Kuzey Kürdistan'a dönüşü gibi temel hakları kapsamayan yazısız bir anlaşmayla silahlı mücadeleye ve özgür örgütlenmeye son verilmesi; silahların şu veya bu muhataba resmen teslimi adil ve demokratik olmayan bir barışın kabulüdür.
2) Faşist şeflik rejiminin yapması beklenen kimi yasal değişikliklerin kolektif ulusal demokratik hakları kilit altında tutmaya dayanması dışında; faşist sömürgeci insanlık suçlarının açıklamasını ve suçluların hesap vermesini kapsamadığı; buna karşın gerillayı tek tek bireyler ve suç işlemiş kişiler olarak sömürgeci yargı sürecinden geçirme üzerine kurulu olduğu görülmektedir. Bu, faşist sömürgeci düşmanın teslimiyet ruh hali ve pratiği örgütlemeye dönük politikasına alan açmaktır.
3) 'Silahlı mücadele, yasadışı parti araç ve yöntemleri geçerliliklerini kaybetmiştir; sömürgeci boyunduruk devrimci yoldan yıkılamaz; inkarcı sömürgeciliğin çizdiği sınırlar dışında yürütülecek mücadeleyle sonuç alınamaz' tezleri ve inancı üzerine kurulu yeni stratejik hat tasfiyeci ve reformisttir.
4) Sömürgeciliği dönüştürmek, kaleyi içten fethetmek iddiasına dayalı aynı tez meselenin iktisadi özünü atlayıp, sömürgeciliği egemen ulus burjuvazisinin veya hükümetlerinin politikasına indirgediği için reformizme mahkumiyeti koşullamaktadır.
5) 'Reel sosyalist etki', 'inkarın Özal döneminden itibaren çözüldüğü', örgütsel-ideolojik 'anlamsızlık ve kendini tekrar' gibi tezler reformist yeni strateji ve çizginin teorize edilmesinin ifadesidir.
6) 'Ulus devlet sosyalizmine karşı demokratik toplum sosyalizmi' tezi, devrimin gereksizliği düşüncesi üzerine kurulu reformist çizgiye ideolojik cephanelik sağlama amaçlı; sosyalizmi sınıflar gerçeğinden koparan; Ekim devriminin eseri olan ulusların tam hak eşitliği temelindeki Sovyet Cumhuriyetler Birliği kazanımının inkar ve reddine dayalı reformist bir nitelik taşımaktadır.
7) 12. Kongrenin, yasal, barışçıl zeminde örgütlenecek ulusal demokratik güçlerin kararlı bir politik mücadeleye seferber edileceği açıklamalarının öznel içtenliğinden tereddüt duymayan; yasal, fiili meşru zeminde bir halk dinamizminin geliştirileceği görüşü taşıyan partimiz yeni yapılanmayla, ulusal demokratik ve genel demokratik hak ve özgürlükler zemininde ittifak görüş açısını korumaktadır, böyle bir hatta hareket edecektir.
8) Sömürgeci barış gidişini durdurmak; faşist şeflik rejiminin durumu kendisini tahkim etme imkanına dönüştürmesini önlemek, adil ve demokratik bir Türk-Kürt ulusal barışı talebiyle mücadeleyi yükseltmek Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrimci ve antişovenist antifaşist partilerinin, gruplarının güncel görevidir. Bu kapsamda, devrimci ve antişovenist-antifaşist partileri, grupları; Kürt ve Türk halklarından, Arap, Çerkes, Ermeni, Rum, Boşnak, Pomak, Süryani, Keldani, Arnavut, Roman, Laz, Gürcü ve Azeri ulusal topluluklarından, Alevi ve Ezîdî inanışlarından işçileri, kadınları, gençleri, yoksulları, emekçileri, LGBTİ+'ları, sanatçıları, aydınları, Kürt ulusunun varlığının ve anadilde eğitim hakkının resmen tanınması, Abdullah Öcalan'ın ve tüm savaş esirlerinin, devrimci, antifaşist politik tutsakların serbest bırakılması; koşulsuz ateşkes ilan edilmesi; terörle mücadele kanunu adlı faşist yasanın iptali; jitem, özel tim, koruculuk gibi faşist sömürgeci kirli savaş örgütlerinin dağıtılması; faşist devlet güçlerince kaybedilen devrimcilerin, yurtseverlerin, demokratların gömüldükleri yerlerin açıklanması; Rojava ve Başûr işgallerine derhal son verilmesi için mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz.
9) İşçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşu, kadınların özgürlüğü, halkların eşitliği için devrim dışında bir yol yoktur! Silah ve şiddet tekeli emperyalist ve işbirlikçi burjuvazinin emrindeki devletlerin, sömürgeciliğin, erkek egemen sistemin elinde oldukça; işçiler, kadınlar, ezilenler, yoksullar silahsız halde tutuldukça, namluların, tankların, topların karşısında çıplak yumruklarıyla dövüşmeye mahkum edildikçe devrim imkansızdır. Yasal, barışçıl araç ve biçimlerle, parlamenter mücadeleyle özgürlük, adalet, kadınlara ve halklara eşitlik hedefine ulaşılamaz. Sosyalist bir toplum asla kurulamaz. Bu, işçi sınıfıyla burjuvazi; ezenlerle-ezilenler; yoksullarla-zenginler arasındaki son yüz elli yıllık mücadelenin açık, kesin sözüdür.

'ÖRGÜTLENMEYE, SAVAŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
"Bu gerçek temelinde, Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, emekçileri, kadınları, gençleri, fakirleri, ezilenleri yasal-yasadışı, barışçı-kitle şiddetine dayalı, silahlı-silahsız tüm araç ve biçimlerle yürütülen mücadeleye omuz vermeye; bu doğrultuda birleşmeye, örgütlenmeye, savaşmaya çağırıyoruz."