4 Mayıs 2025 Pazar

Onbinler Sırrı Süreyya Önder'i uğurluyor

Aort damarındaki yırtılma nedeniyle haftalarca tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder'i onbinler uğurluyor. AKM'de düzenlenen anma töreninin ardından onbinlerce kişi sloganlarla Levent'teki Barbaros Hayrettin Paşa Camiine yürüyor. Önder, Zincirlikuyu Mezarlığında defnedilecek.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, onbinler tarafından sonsuzluğa uğurlanıyor.

Aort damarındaki yırtılma nedeniyle haftalarda tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren Önder için onbinlerce kişi Taksim Meydanındaki Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) bir araya geldi.

Kitle salona sığmadığı, büyük bir kısmı anma etkinliği boyunca AKM önünde bekledi.

Çok sayıda sanatçı ve siyasetçinin yanı sıra Barış Annelerinin kitlesel olarak katıldığı anmaya, ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, İstanbul Valisi Davut Gül, MHP'li Celal Adan da katıldı.

Saygı duruşuyla başlayan törende Önder'in naaşı, ailesi ve sevenleri tarafından sahneye taşındı. Onbinlerce kişi dakikalarca ayakta alkış tutarken, Önder'in naaşı karanfiller ve zeytin dallarıyla donatıldı, baş ucuna barışı simgeleyen beyaz bir tülbent konuldu.

Salonda sık sık "Şehîd namirin", "Barışın elçisi İmralı'dadır", "Bijî biratiya gelan", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Sırrı'ya sözümüz barış olacak" sloganları yükselirken, bir anne Kürtçe ağıt yaktı.

Önder'in yaşamından kesitler ve konuşmalarının yer aldığı sinevizyon gösteriminin ardından konuşmalar yapıldı.

CEREN ÖNDER KANDEMİR: ONUNLA TEK BİR KİŞİ GİBİYDİK
Sırrı Süreyya Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir, acılarını paylaşan herkese teşekkür etti. "Ne zaman bir şey yazsam babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla tek bir kişi gibiydik, sanki kendime okur gibi okurdum. Ona okurken hatalarımı görürdüm" diyerek babasını yazdığı mektubu okudu:
"Baba, hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi, ürkütücü bilinmezlikle dolu. Daha önce hiç bilmediğim bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu, mavrasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersindin ki, 'bu adam sadece ölerek bana acı çektirebilir' derdim. Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler... Günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırkmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan...
"Baba kalbim kırık diye arardım, baba grip oldum, baba öksürüğüm geçmiyor, baba kedim öldü, baba aşık oldum, baba uyku tutmadı. Ben babalığına çok doydum. Şimdiye kadar verdiğin, tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? Şimdi öfkelenmek istiyorum. 'İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak, sonra rahatız, ameliyat da olacağım.' İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum, açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere, bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Yapamıyorum.
"Bana Kandıra Cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum. 'Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan, ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin' demiştin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim? Sana öfke duyanlar için 'yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu, sakın içinde nefret biriktirme' diyordun. Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim. Herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba. Giderken neşemin birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak, sana doyuncana sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncana öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerimle senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. Gülten abla nerede, Pervin abla nerede? Artık dinlen turna kuşum biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağız. Şakaların ağzımızda eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kova yumurta vermiştin. Can için daima bir cebinde mandalina, bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel sevgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabana binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi. 'Cano'nun düğününü görmeden gitmeyeceğim.' Tutmadığın sözün yoktu, gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu.
"Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle: Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden, acımaz olur, silinir gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine, birlikte uçan turnaların yerini, gökyüzünde. Seninle gurur duyuyorum."

ALİ FUAT ÖNDER: BARIŞ MURADINI SİZ GERÇEKLEŞTİRECEKSİNİZ
Anma etkinliğinde Sırrı Süreyya Önder'in kardeşi Ali Fuat Önder de söz aldı. Abisinin 2011 yılında siyasete gireceğini söylediğinde şaşırdığını belirten Önder, "Şunu yapmak istiyorum dedi. 'Bu ülkede bu kanın, bu acının durması gerekir' dedi. 'Hiçbir malım mülküm yok. Ceren'e yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorum.' Malı ve mülkü yok, ama arkada dağlar gibi sizleri bize bıraktı" diye konuştu.

Abisinin barış muradını onu uğurlamaya gelen onbinlerin gerçekleştireceğini inandığını söyleyen Önder, "Kendisi burada olsaydı, 'Sevene de sövene de selam olsun' diyerek veda ederdi" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

TÜLAY HATİMOĞULLARI: MİLYONLAR SENİ KENDİ HİKAYESİ OLARAK GÖRDÜ
Anmada ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz alarak, "Barışın elçisi, her düşünceden, her fikirden, her milleten, her dilden, her cinsiyetten insanın barış elçisi olan sevgili Sırrı Süreyya Önder'i bugün hep birlikte sonsuzluğa uğurlayacağız" dedi.

Sırrı Süreyya Önder'in hastalanmasının ardından yanlarında olanlara, sağlığına kavuşması için emek veren sağlık emekçilerine ve basın emekçilerine teşekkür eden Hatimoğulları, "Her kesimin sahiplenişi Sırrı Süreyya Önder'in büyük bir inançla icra etmeye çalıştığı demokratik toplum ve barış mesajının bir aradalığıydı. İşte o hastane önündeki bir araya geliş, toplumdaki birleştirici duygu bu topraklarda barışa, demokrasiye duyulan özlemin sembolüydü. Sevgili Sırrı Süreyya Önder sen sadece bir yazar, bir sanatçı ve siyasetçi değilsin. Milyonlar seni kendi hikayesi olarak gördü. Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların, yoksulların, bu coğrafyada yaşayan ötekileştirilmiş halkların ve inançların hikayesiydi. Ondandır bu kadar hepimizin yürek acısı" diye konuştu.

'SANA SÖZ BAŞARACAĞIZ'
"Senin bu mücadelede ödediğin bedel çok. Sen ve senin gibi bu mücadelede bedel ödeyen bütün canlarımızı, yoldaşlarımızı buradan saygıyla anıyorum" diyen Hatimoğulları, Önder'in barışa olan inancını dile getirdi. Hatimoğulları konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sen bu ülkeyi bekleyen tehlikelerin farkındaydın. Çünkü sen ateşe körükle giden, güzelim Ortadoğu'yu sürüklemek istedikleri savaş ve çatışma zemininin farkındaydın. Bu yaşanan acıları çok iyi idrak ediyordun, farkındaydın Türkün, Kürdün, Sünninin, Alevinin yani her kesimin barışa ihtiyacı olduğunun, barışın herkes için bir nefes olacağının. Ondandır yaralandı ve yoruldu kalbin. Çalıştın çabaladın ama bize hep şunu söyledin. 'Aha bu sefer olacak, başaracağız' dedin. 'Vallahi de billahi de başaracağız' dedin. Biz de buna inanıyoruz sevgili Sırrı Süreyya Önder. Vallahi de billahi de hep beraber başaracağız. Sana söz, sözün asla havada kalmayacak Sırrı Süreyya hocam, sana söz bu sefer mutlaka başaracağız. Sana söz Sırrı hocam, bu mücadelede yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımıza ve canlarımıza söz olsun. Bu topraklarda bedel ödeyen, kanını akıtan herkese sözümüz olsun, bu sefer barış mutlaka olacak. Bu topraklarda kanı, canı birbirine karışan bütün halklara söz, Sırrı hocanın, ismini burada zikredemediğim sayısız barış elçisinin, emektarının bu topraklarda ekmiş olduğu barış tohumları mutlaka yeşerecek ve bizler barışın tohumlarını fidelere dönüştüreceğiz, rengarenk çiçek bahçesine dönüştüreceğiz. Yürekten inandığın halkların kardeşliği bu topraklarda mutlaka ve mutlaka yaşam bulacak. Güle güle Sırrı hocam, güle güle değerli yoldaşımız, seni asla unutmayacağız."

TUNCER BAKIRHAN: BARIŞI BİR GÜN MUTLAKA BU TOPRAKLARA GETİRECEĞİZ
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, konuşmasına katılanları Kürtçe selamlayarak başladı. 

Sırrı Süreyya Önder'in barış mücadelesi yürüttüğünü ama artık barışın simgesi olduğunu söyleyen Bakırhan, "Umuyorum hep birlikte onun yarım bıraktığı, ama bizim başarıya ulaştıracağımız ve Sırrı şahsında barış mücadelesinde yaşamını yitirenlere adayacağımız barışı bir gün mutlaka bu topraklara, bu coğrafyaya getireceğiz" dedi.

"Badiresi çok olanın hikayesi de çok olur senin gibi Sırrı yoldaşım. Bir dengbêj, çîrokbêj gibiydin. Bayılırdın anlatmaya Türkiye'nin bütün renklerini, öykülerini. Bir anlatı ustasıydın" diyerek konuşmasını sürdüren Bakırhan, Önder'in suretinde hiç geçmeyen bir çocukluk ve en çok da barış gizli olduğunu söyledi. Konuşmasında Dolmabahçe mutabakatı sürecini ve o süreçte Yaşar Kemal'i kaybettiklerini hatırlatan Bakırhan, Yaşar Kemal'in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana romanındaki sözlerini paylaştı: "Bir insanla birlikte bütün insanlık öldürülmüyor mu? Savaşa karşı savaşmak, öldürmeye karşı öldürmeden savaşmak bu toprakların yarattığı en güzel düşünce olmuştur".

'SANA SÖZ FIRAT SUYU MARMARA'YA KARIŞACAK'
Sırrı Süreyya Önder'in bir tek insan bile acı çekmesin diye kendini barışa ve halklara adadığını vurgulayan Bakırhan, "Barışa ulaşmak için adaları, dağları, kentleri aştın. Sana söz Fırat suyu Marmara'ya karışacak. Sana söz Sırrı barış kazanacak. Barış için çarpan o güzel yüreğini hep birlikte çok özleyeceğiz. Sen şimdi gözlerini kapattın, ama biz senin gözlerinden bakmaya devam edeceğiz bu ülkeye, insanlarına. Uğurlar olsun yoldaşım. Sana söz biz bu hikayeyi yarım bırakmayacağız."

Sırrı Süreyya Önder'in senarist ve oyuncu arkadaşı Levent Kazak, yönetmen Berkun Oya ve Barış Annesi Rewşen Döner'in ardından DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan söz aldı.

BULDAN: SEN BENİM YOL ARKADAŞIM, SIRDAŞIMDIN
"Çok zor veda etmek Sırrı sana. Gerçekten çok zor. Sana güle güle diyemeyeceğim. Sen benim yoldaşım, sen benim yol arkadaşım, sen benim sırdaşım, sen benim kardaşım, sen benim her şeyimdin Sırrı. Birlikte baş koyduğumuz bu yolda beni yalnız bıraktın, bizi yalnız bıraktın, Kürtlerin kadim dostu Sırrı" diyerek konuşmasına başlayan Buldan, Önder'in 18 gün boyunca hastanede yoğun bakımda yattığı sürede toplumsal barışı sağladığını söyledi. "Her inancı, her kimliği, kültürü bir araya getirdin. Gözün arkada kalmasın toplumsal barış sağlandı Sırrı" diyen Buldan, sıranın barışa geldiğini söyledi.

Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Rahat uyu Sırrı. Oradan bize bakarken güzel kahkahalar at. Ve ben biliyorum ki bizi hep güzel göreceksin. Çünkü senin hayallerini gerçekleştireceğiz biz. Bize bıraktığın emaneti gerçekleştireceğiz. Türk annesi ile Kürt annesinin el ele vermesini gerçekleştireceğiz. Polis annesiyle gerilla annesinin ellerini birbirine kenetleyeceğiz. Sana söz Sırrı yoldaş, sana söz büyük barış bu ülkeye gelecek. Çünkü sen hep bunun hayallerini kurdun. Senin hayallerini gerçekleştirmek bu ülkenin boynunun borcu olsun. Türkiye halklarının boynunun borcu olsun. Benim üzerime, omuzlarıma o kadar büyük bir yük yükledin ki bu yükü bütün halklarla birlikte götüreceğiz. Bu ülkeye barışı mutlaka getireceğiz. Oxir be heval Sırrı. Ben senin güzel gözlerinden yaralı yüreğinden öpüyorum. Oxir be."

AKM'de gerçekleştirilen anma etkinliğinde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yanı sıra, KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ve YNK lideri Bafil Talabani'nin taziye mesajları okundu.

ÖZEL'E SALDIRI
AKM'deki törenden ayrılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e bir kişi yumruk attı. Korumaları tarafından bölgeden uzaklaştırılan Özel'e saldıran Selçuk Tengioğlu polis tarafından gözaltına alındı. Tengioğlu'nun ağabeyi Davut Tengioğlu'nun Alpaslan Türkeş'in özel koruması olduğu ve 2024 yılında Sinan Oğan'ın Türkiye İttifak Partisine katıldığı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2004 yılında iki çocuğunu öldüren ve iki çocuğunu da yaralayan Tengioğlu'nun akıl hastası olduğuna dair bir emare olmadığını açıklarken, İçişleri Bakanlığı, müebbet hapis cezası verilen Tengioğlu'nun 2020 yılında şartlı tahliyeyle serbest bırakıldığını duyurdu.

Selçuk Tengioğlu'nun saldırıdan kısa bir süre önce elinde A Haber mikrofonu olduğu iddia edildi.

Saldırıya ilişkin yazılı açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, "Bu çirkin saldırı, sadece bir kişiye değil, Sırrı Süreyya'nın hayatı boyunca savunduğu ortak yaşam, barış ve dayanışma değerlerine yönelmiş açık bir provokasyondur. Acımızın en derin olduğu anda, halkların ortak yasını hedef alan bu alçakça girişimin amacını da arkasındaki karanlığı da biliyoruz. Bu ülkenin onurlu insanları, bu kirli senaryolara teslim olmayacak" dedi.

ONBİNLER LEVENT'E YÜRÜYOR 
Törenin ardından kitle cenaze namazının kılınacağı Levent'teki Barbaros Hayrettin Paşa Camiine doğru yürüyüş başlattı.

Taksim Meydanını dolduran onbinlerce kişi, Gezi Parkında "Geziciler seninle gurur duyuyor" sloganını attı.

Halaskargazi Caddesi üzerinden sloganlarla yürüyüşünü sürdüren onbinler, Sebat Apartmanı önünden geçerken "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz", "Hrant'ın hesabı sorulacak" sloganlarını haykırdı.

Kitle yürüyüş süresince sık sık "Faşizme karşı omuz omuza" sloganını attı.

Kitlenin cenaze namazının kılınacağı camiye doğru yürüyüşü devam ediyor.