PSAKD Genel Kurulu 2. gününde: Güzelgül salonu terk etti

PSAKD Genel Kurulu, 2. gününde gergin devam etti. Kendisine yönelik eleştirilere tepki gösteren adaylardan Erçe, hak yemediğini belirtti. Bir diğer aday Güzelgül ise divanın tarafsız olmadığını, yezide karşı atılan sloganların salonda atıldığını söyleyerek kendini destekleyen delegelerle salondan ayrıldı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Kurulu delegelerin konuşmaları ile ikinci günde devam ediyor. Cuma Erçe ve Hüseyin Güzelgül’ün aday olduğu genel kurulda 770 delege yeni yönetimi belirlemek için oy kullanacak.
Konuşan delegeler, derneğin faaliyetleri hakkında önerilerini sunarken, Alevilerin örgütlü mücadelesinin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.
ERÇE: KOLEKTİF EMEKLE YAPTIK
Delegelerin konuşmalarının ardından Genel Yönetim Kurulları adına cevap veren Cuma Erçe, "Bu örgüt belki de hiç olmadığı kadar mali konularda şeffaf olmaya çalışıyor. Hangi şubemizin yaptığı sözleşmelerin hangisi tüzel kişilik genel merkezindir denmesine rağmen genel merkezin onayından geçerek yapıldı. Genel başkan olur olmaz verdiğim sözleri tuttum. Köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir dolaştım. Kazandığımız başarının hiçbirini tek başıma yapmadım. Kolektif bir emekle yaptık. Ben temsiliyet noktasında örgütümün başını önüne eğecek hangi durumun içinde yer aldım. Ben ne öğrendiysem sosyalist abilerimden öğrendim. Bu canınız onur duyar ki komünist, sosyalist abilerinden öğrendi ne öğrendiyse, devrimcilerden öğrendi ne öğrendiyse bunu hiçbir yerde saklamadım. Evet İbrahim’in yolundan gidiyorum var mı diyeceğiniz? Evet Mahir’in yolundan gidiyorum var mı diyeceğiniz? Evet Deniz’in yolundan gidiyorum var mı diyeceğiniz? Evet Mazlum’un yolundan gidiyorum var mı diyeceğiniz? Dolayısıyla genel başkan şu, bu diyenleri kınıyorum. Önceki dönem genel başkanlarına hep çok saygılı oldum. Milletvekilliğine bu kadar yakın olduğum zaman olmadı ama her zaman PSAKD genel başkanlığından önemli hiçbir şey görmedim" dedi.
'HAK YEMEDİK’
Cuma Erçe konuşmasının devamında ise, "Avrupa’daki bazı eller Türkiye’deki Alevi kurumlarını bölmeye çalışılıyor. Bizim örgütümüzde bedel ödeyenlerden oluşuyor. Gözaltına alınan birçok dostumuz var. Şube başkanımız tutukluyken sessiz kalmamızda mümkün değil, birçok eylem gerçekleştirdik, mahkemeler de olduk. MYK, GYK’larımızla birlikte gözaltına alındığımız dava Şimal ve Beyhan canlarımızın davasıydı. ÇEDES’le ilgili eksik de olsa çok iş yaptık. Ancak dost kurumlarımızı bu duruma katamadık. Bu mesele sadece Alevilerin meselesi gibi algılanma meselesini tersine çeviremedik. Zorunlu din derslerine karşı açılmış bir sürü dava var. Deprem bölgesinde gece demeden, gündüz demeden şube başkanlarımız, üyelerimiz, GYK’larımızla orada bulunduk. Ama hak yemedik" diye belirtti.
Cuma Erçe, konuşmasını yaparken salonda kısa süreli gerginlik yaşandı.
DİVANIN TARAFSIZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN GÜZELGÜL SALONU TERK ETTİ
Erçe’nin konuşmasından Hüseyin Güzelgül konuştu. Güzelgül, olağan genel kurul seçiminin bir çatışma haline getirildiğini söyleyerek, "Ben yıllarca PSAKD örgütlülüğünde görev aldım. Bundan önceki dönemde 4 yıl ABF genel başkanlığı yaptım ama burada gördüklerim içimi yaktı. Sanki iki grubun çatışması haline geldi. Dışarıda Yezid’e karşı attığımız sloganları birbirimize attık. Kurumu bu hale getirdik. Bunun vebali çok ağır. Bunun vebalini ben çekmeyeceğim. Sloganlar atılmayacak, pankartlar asılmayacaktı. Bunu sizin vicdanınıza teslim ediyorum. Divan tarafsız olacaktı ama olmadı, yazık diyorum. Ben depreme gelen para ile dolaşmıyorum, kendi arabamla dolaşıyorum" ifadelerini kullandı.
Hüseyin Güzelgül, konuşmasının ardından kendisini destekleyen delegelerle birlikte olağan genel kurulun yapıldığı salonu terk etti.