PSAKD Genel Kurulunda özsavunma ve birlikte mücadele çağrısı

PSAKD'nin 17. Dönem Olağan Genel Kurulunda yapılan konuşmalarda, yaşanan zulüm ve baskı politikalarına karşı, özsavunmayı kuşanarak sokakta mücadeleyi yükseltmekten başka bir yol olmadığı kaydedildi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin iki gün sürecek 17. Dönem Olağan Genel Kurulu Ankara'da Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde başladı. Kurula çok sayıda Alevi örgüt temsilcisinin yanı sıra meslek örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de katıldı.
SURİYE'DEKİ ALEVİ KATLİAMINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Muharrem Erkan Dede'nin okuduğu gülbeng ile başlayan kurulun gerçekleştirileceği salona "Laik, demokratik, bilimsel eğitim", Suriye'de Alevi soykırımı var", "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz", "Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kapatılsın", "Sivas için adalet herkes için adalet" yazılı afişler asılırken Madımak Katliamında katledilen 33 canın fotoğraflarının yer aldığı afiş de asıldı.
33 CAN ANILDI
Genel kurul saygı duruşu ile başlarken; 33 kişi, 33 can için Hakan Erol Dede'nin deyişleri ile semah döndü. Derneğin geçmiş dönem faaliyetleri sinevizyon gösterimi ile katılanlara aktarıldı. Divan Kuruluna ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan başkanlık ederken; Lale Günay, Eylem Ulusoy Alankuş, Müslüm Metin, Şenay Keçeci divana oturdu.
Açılış konuşmasını yapan ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, "Demokratik Alevi mücadelesinin öncülerinden biri olan PSAKD'nin Genel Kurulu, Türkiye'nin demokratik bir ülkesi olması için bir adım olsun" dedi.
ERÇE: FAŞİST BİR SİSTEMİN BÜTÜN UYGULAMALARINI BİRLİKTE YAŞIYORUZ
PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Madımak Katliamı faillerinin serbest bırakıldığını hatırlattı. "Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının asimilasyonları arasında genel kurulumuz gerçekleştiriyoruz" diyen Erçe, şöyle konuştu: "Baskıcı, faşist bir sistemin bütün uygulamalarını birlikte yaşıyoruz. Yanı başımızda, Suriye'de süren kirli savaşta Aleviler katlediliyor. Ülkemizde seçilmişlerin yerine kayyumlar atanıyor. Aslında bir bütün olarak büyük bir kirlenmenin içerisindeyiz. Hakkın, hukukun tanınmadığı, kendi yarattıkları anayasanın bile ayaklar altına alındığı bir dönemi birlikte yaşıyoruz. 2 Temmuz katliamı katillerinin serbest bırakıldığı, bizim çocuklarımızın cezaevine atıldığı bir dönem yaşıyoruz. Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere halkın iradesine darbe vurarak halkın temsilcilerini cezaevine attılar. PSAKD örgütlülüğü başta olmak üzere bir çok Alevi kurum yöneticisi de tutsak edilmiş durumda. Tutsak edilen bütün yoldaşlarımıza, devrimcilere selam yolluyorum. Büyük bir kuşatma altında olduğumuz bir dönemde, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının asimilasyonları arasında genel kurulumuz gerçekleştiriyoruz. O yüzden bu kurul çok önemli, omuz omuza verdiğimiz bir genel kurul olmasını diliyorum."
Cuma Erçe ve Hüseyin Güzelgül'ün genel başkanlık için aday olduğu kurul konuşmalarla devam etti. Suriye'de kaçırılan Alevi kadınların akıbetine dikkat çekilen konuşmalarda, 24 Nisan'da Samandağ'da gerçekleşecek "barış duvarı' buluşmasına çağrı yapıldı.
'ÖNÜMÜZDEKİ ZOR SÜREÇTE ALEVİ KURUMLARI İLE BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ'
İlk söz alan Madımak katliamında katledilen Gülsüm Karababa'nın abisi Hüseyin Karababa Anayasa Mahkemesi'ni dava ettiğini belirterek 3 yıllık bir hak gasbı olduğunun altını çizdi.
UÇAR: DAHA ÖRGÜTLÜ BİR MÜCADELE ÖRMEMİZ GEREKİYOR
Söz alan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği gibi varlık hakkını zulme, sömürüye halkların ve inançların üzerindeki imha ve baskı politikasına karşı mücadeleden alan, varlık hakkını böylesi bir mücadeleyle kurumsallaştıran dernekler, siyasi partiler, toplumsal yaşamın inşasında yol alan mücadeleci kurumlar bakımından genel kurul almak, sadece bir yönetim değişikliğine tekabül etmez" dedi.
'YANI BAŞIMIZDA YAŞANANLAR BİRLEŞİK MÜCADELE MESAJI VERİYOR'
Böylesi kurulların genel kurulların dayeni bir mücadele yönteminin hayata geçirildiği anlar olduğunu dile getiren Uçar, "Yanı başımızda Alevi halkına yönelik soykırımını konuşacağız. Örgütlülüğümüzü tartışacağız. Özsavunmayı tartışacağız. İçinde geçtiğimiz dönem ve yanı başımızda Nusayrı halkına dönük gerçekleşen bu soykırım bize çok fazla şey söylüyor. Yakın zamanda Sivas katliamının faillerinin affedilmiş olması adalet mücadelesi bakımından bize çok fazla şey söylüyor. Yanı başımızda 20 Temmuz Suruç katliamı, 10 Ekim Ankara katliamı faillerinden oluşan bir siyasal rejim kuruldu, dolayısıyla Türkiye'de inanç özgürlüğü sorunu yaşayan halklar, ulusal baskı altında yaşayan Kürt halkımızı nasıl bir rejimle baskı altına alınıyorsa yanı başımızda gerçekleşen bu soykırım bize daha güçlü bir örgütlülük, daha birleşik bir mücadele mesajı veriyor aynı zamanda. Bundan öğrenmemiz gerekir. Aksi durumda daha büyük bir zulümle karşı karşıya kalacağız" ifadelerini kullandı.
'ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYİ ÖZSAVUNMAMIZLA SOKAKTA BÜYÜTMEK ZORUNDAYIZ'
Bugün herkesin faşizmi yenmek, politik özgürlüğü kazanmak, eşit ve özgür bir mücadeleyi kurma sorumluluğu olduğunu vurgulayan Uçar, şöyle devam etti: "Kadınların şiddet görmediği, cinsel sömürüye maruz kalmadığı, çocukların istismar edilmediği, işçilerin asgari ücrete verilen zamdan dahi daha üşük ibr zamla, büyük bir ekonomik yoksulluk altında yaşadığı bu coğrafyada bugün hem inanç özgürlüğü yaşayan bizler ulusal haklarımızın baskı altında olduğu Kürt halkı, hem işçiler hem kadınlar hem LGBTİ'liler daha güçlü, daha birleşik, daha örgütlü bir mücadeleyi, özsavunmamızla sokakta mücadeleyi büyütmek zorundayız.
BAKIRHAN VE HATİMOĞULLARI: ALEVİLERİN RIZASI OLMADAN BARIŞ VE DEMOKRASİ OLMAZ
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüsü Yüksel Mutlu, Eş Başkanların Sırrı Süreyya Önder'in kalp krizi geçirmesi nedeniyle kurula katılamadıklarını belirterek, eş başkanların mesajlarını okudu. Tuncer Bakırhan ve Hatimoğulları'nın mesajları şöyle: "Kadim bir inancın, yüzyılladır bir direnişin taşıyıcıları olarak sizleri selamlıyoruz. Aleviler inkar ve asimilasyonun hedefindedir. Alevileri kendi hesaplarına alet etmek istiyorlar. Madımak Katliamının üzerinden yıllar geçmesine rağmen cezası verilmemiştir. Toplumsal vicdana indirilen ağır bir darbedir. Sadece Türkiye'de değil Aleviler bölgenin her yerinde kuşatma altındadır. Alevi kadınlar kaçırılıyor. Herkes gereken girişimleri yapmalıdır. Bu ülkede sahici bir barış olacaksa bu demokratik bir ülkeden geçer. Aleviler olmadan, Alevilerin rızası olmadan barış da, demokrasi de olmaz."
SAĞLAM: MADIMAK'I UTANÇ MÜZESİ YAPMAK İSTİYORUZ
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Genel Başkan Yardımcısı Binali Sağlam şunları söyledi: "Ülkede şu an yurt dışı yasağı ile tutsak kaldım. 33 canımız Madımak'ta katledildi. Biz o günden beri orayı utanç müzesi yapmak istedik. Olmadı ama mücadele etmeye devam edeceğiz."
GEÇMEZ: KATİLLERİ TANIYORUZ
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez ise şunları ifade etti: "Yüzyıllardır Pir Sultanlar, Hacı Bektaşlar çıkmıştır. Verdiğimiz mücadele ülkenin daha demokratik olması için verdiğimiz mücadeledir. Alevilerin mücadelesini sadece Aleviler için verdiğini düşünen ülke gündemini anlamıştır. Aleviler onurlu bir barış için mücadele veriyor. Başından beri Türkiye'deki ve Ortadoğu hakkında Aleviler uyarıda bulundu. Aleviler ateş yerinde. Biz katilleri tanıyoruz."
KARAGÖZ: ALEVİLER HER TÜRLÜ MİLLİYETÇİLİĞİ REDDEDER
KESK Eşbaşkanı Ahmet Karagöz yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Yüzyıllık cumhuriyet tarihine baktığımızda, katliamların çoğunluğunun Alevilere yönelik olduğunu belirtmek isterim. Bu zihniyeti mahkum etmediğimiz sürece yeni katliamlarla baş başa kalacağız. Aleviler yetmiş iki millete bir nazardan bakar bu nedenle Alevilik her türlü milliyetçiliği ve tek dil dayatmasını reddeder. Bizim birbirimize ihtiyacımız var.
YILMAZ: 24 NİSAN'DA SAMANDAĞ'A BEKLİYORUZ
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Seher Şengünlü Yılmaz ise, Alevi kadınlar öncülüğünde Hatay Samandağ'da gerçekleşecek buluşmaya çağrı yaparak, "Demokrasinin, hukukun, adaletin ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyoruz. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Alevi toplumunun en büyük sorunlarından birisidir. Alevi toplumunun başında bir devlet memuruna ihtiyacı yok, biz bu yolu yüzyıllardır pirlerimizle yürüdük. Demokratik Alevi hareketini parçalamak için vakıflar kuruyorlar. 24 Nisan'da Samandağ'da Suriye'deki kadınlar için bir eylem yapacağız. 24 Nisan'da herkesi Samandağ'a bekliyoruz" diye konuştu.
BEKTAŞ: YÜZYILLARDIR DEMOKRASİ, BARIŞ DİYORUZ
Türkiye Alevi Federasyonu Genel Sekreteri Ufuk Emre Bektaş, bu genel kurulda görev alacakların üzerinde büyük sorumluluk olduğunu belirterek, "Cemevi Başkanlığı Alevi kurum başkanlarını tehlike olarak göstererek davalar açmaya başladı. Biz yüzyıllardır demokrasi, barış diyoruz. Gerçekten bir barış sağlanacaksa Alevisiz olmaz" dedi.
KARABUDAK: İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZ DÖNEM ALEVİLER İÇİN BİR DÖNEMEÇTİR
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak da, "Bugün Malatya katliamının yıl dönümü önümüzde diğer katliamların anmaları da var ama ne yazık ki bütün katliamların davası düşürüldü. Devletin katliamlar ile yüzleşmesi için örgütlü mücadele etmeliyiz. İçinden geçtiğimiz dönem çok önemli ve Aleviler için bir dönemeçtir. Seçilecek başkana başarılar diliyoruz" ifadelerini kullandı.
'SORUMLULUK ALMA' ÇAĞRISI
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, genel kurulu selamlayarak, "Önümüzdeki zor süreçte Alevi kurumları ile birlikte yürüyeceğimizi bildirmek için buradayız. Yeni bir operasyon ile karşı karşıyayız. Sarayın Alevilerini yaratmaya çalışan anlayışa karşı dimdik duracağınıza eminim" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, "Bizim yüzyıllardır alışık olduğumuz ama kara günlerden geçiyoruz. Unuttukları bizim korkuyu Kerbela'da bıraktığımız. Biz şunu biliyoruz ki bütün bu yaşadıklarımızın üstesinden bir arada olarak, örgütlü bir şekilde baş edebiliriz" dedi. Sol Parti Sözcüsü İsmail Hakkı Tombul, "Laikliği yeniden kazanmak hepimizin sorumluluğu. Madımak katliamı faillerini aklayanlar Suriye'de katliam yapanları ağırlıyorlar. Hepimize tarihi bir sorumluluk düşüyor" ifadelerini kullandı.
PSAKD 17. Genel Kurulu verilen aranın ardından sürüyor.