7 Şubat 2025 Cuma

Rojava'ya yönelik saldırılara karşı eylemler sürüyor: Rojava'yı savunmaya devam edeceğiz

Van ve Şırnak'ta yapılan açıklamalarda Rojava'yı savunmaya devam edileceği kaydedilirken, Rojava'ya yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele yürütme çağrısı yapıldı. 

Rojava'ya yönelik işgal saldırılarına karşı eylemler sürüyor. Van ve Şırnak'ta yapılan açıklamalarda, "Rojava'yı savunmaya devam edeceğiz" vurgusu yapıldı. 

VAN
Van'da Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Van İl Örgütünün katılımıyla Rojava'ya yönelik Türkiye destekli çetelerin saldırısına karşı kitlesel açıklama gerçekleştirildi. Aydın Perihan AVM önünde yapılan açıklamaya Barış Anneleri, demokratik kitle örgütleri ile çok sayıda kişi katıldı.

Açıklamada "Rojava em in em ji bo Rojava dimeşin (Rojava biziz Rojava için yürüyoruz)" pankartı açılırken, "Rojava ve Suriye'de işgale karşı bîjî berxwedan", "Rojava jin jiyan azadî ye", "Rojava ve Suriye'deki işgal, talan ve katliamlara hayır", "Berxwedan jiyan e" dövizleri taşındı.

ROJAVA MARŞI OKUNDU
Açıklama öncesi sık sık "Bîjî berxwedana Rojava", "Bîjî berxwedana gelan" ve "Jin jiyan azadî" sloganları atılarak Rojava marşı ve Kürtçe ezgiler okundu.

'ROJAVA VE SURİYE İÇİN DAHA FAZLA DİYALOĞA İHTİYAÇ VAR'
Basın metnini okuyan Evin Babur, Arap Baharının başladığı günden bu yana önemli gelişmelerin yaşandığı Ortadoğu coğrafyasının Suriye'de yaşanan son gelişmelerle beraber tarihi bir dönemecin eşiğine girdiğini ifade etti. Babur, "60 yılı aşan bir süreçtir bölgenin otoriter güçlerinden biri olan BAAS rejiminin düşmesi, Ortadoğu halklarının tanıklık ettiği tarihi gelişmelerin sonucu olarak dikkat çekiyor. Esad iktidarının düşmesiyle birlikte 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşı için yeni bir sürecin kapısı aralandı. 8 Aralık itibariyle Suriye ve Rojava halklarının demokrasi ve özgürlük taleplerini yok sayan otoriter bir yönetimin varlığı son buldu. Böylelikle Suriye ve Rojava'nın demokratik geleceği için tarihi bir fırsatın kapısı aralandı. Yıllardır, savaşın etkilerini ve sonuçlarını tüm yönleriyle yaşayan Rojava ve Suriye halkları için artık çözümün inkar ve savaş siyasetiyle değil, diyalogla sağlanabilmesi adına tarihi fırsat söz konusudur. Bu nedenle Rojava ve Suriye için bugün her zamankinden daha fazla demokratik bir zeminde diyaloğa ve çözüm getirecek politikalara ihtiyaç vardır" dedi.

'ROJAVA'NIN HEDEF ALINMASI KABUL EDİLEMEZDİR'
Rojava'ya yönelik saldırıların böyle bir süreçte devam ettiğinin altını çizen Babur, "Özellikle de 27 Kasım tarihinden itibaren Rojava'nın hedef alınıyor olması çözüm tartışmalarını baltaladığı gibi, Suriye krizini daha da derinleştiriyor. BAAS rejiminin düşmesinin ardından, Suriye iç savaşının yeni bir sürece evrildiği böylesi bir dönemde, Rojava'nın hedef alınması kabul edilemezdir. Çok iyi biliyoruz ki, bu saldırılarla hedef alınan, Rojava'nın demokratik yaşam modelidir. Ayrıca saldırıların hedefinde ulus-devlet kodlarına karşı enternasyonalist mücadele ruhu, demokratik yaşam modeli ve kadın devrimi yer almaktadır. Rojava'nın hedef alınması sadece Kürt halkının değil Suriye halklarının da geleceğini tehdit ediyor. Çünkü Rojava'da inşa edilen yeni yaşam modeli bugün Ortadoğu'da yaşanan krizlere karşı çözümün yegane adresidir. En güçlü şekilde Rojava'yı savunmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek isteriz" ifadelerini kullandı.

'SESSİZ KALMAYIN' ÇAĞRISI
Tüm demokrasi güçlerinin ve uluslararası kamuoyunun Rojava'yı hedef alan saldırılar karşısında sessiz kalmaması, savaş karşıtlığına ve özgürlük mücadelesine ses olması gerektiğini vurgulayan Babur, "Saldırılara karşı çıkıp, bu suça ortak olmamak gerekir. Bu temelde, İŞİD barbarlığına karşı başta kadın ve çocuklar olmak üzere Suriye halklarını koruyan Rojava'ya sahip çıkmak esas alınmalıdır ve bu doğrultuda somut adımlar atılmalıdır. Rojava'ya dönük gerçekleşen her saldırıya, yaşanan her katliama karşı sessiz kalmak, yaşanan savaş suçlarına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle, çağrımız herkesedir; mücadele ve direniş hattını yaşamın her alanında büyütelim ve geleceğimiz için demokratik, özgür yaşam modeline sahip çıkalım" sözlerine yer verdi.

KURT: ROJAVA'YA DÖNÜK SAVAŞA KARŞI BİRLİK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Açıklamanın ardından söz DEM Parti Van İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt ise, "Kirli paylaşım savaşları gün geçtikçe artmakta. Başta DAİŞ'in kadınlara, çocuklara ve sivil halka neler yaptıklarını hepimiz gördük. Göç yollarında binlerce insan yaşamını yitirdi. Bu savaşın en ağır bedellerini kadınlar ödedi. Bizler Rojava'da özgür eşitlikçi, demokratik bir modelin inşa edildiğini ve bu modelin herkes için dünya için bir model olduğunu biliyoruz. Bu model ile insanların bir arada yaşamasının temelleri atılmıştır. Bizler, herkes Rojava'daki demokratik yaşamı savunmaya destek vermeliyiz. Rojava'ya yönelik saldırıların Rojava'daki demokratik yaşama dönük olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir yandan barış elini uzatanlar için Rojava bir samimiyet testidir. Bir an önce bu yanlıştan dönülsün. Tüm halklara çağrımız; herkes Rojava'ya dönük bu savaşa karşı bir olmaya çağırıyoruz" dedi.     

ŞIRNAK
Şırnak'ın Cizre ilçesinde saldırılara karşı yürüyüş ve açıklama yapıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İlçe Örgütü binası önünde başlayan yürüyüşe, DEM Parti il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri, demokratik kitle örgütleri ile çok sayıda kişi katıldı. Dörtyol Meydanında sona eren yürüyüş boyunca sık sık "Biji berxwedan Rojava", "Jin, jiyan, azadî" sloganları atılırken, "Rojava rumeta me ye", "Silav ji Botane, sıwar ketin berxwedane", "Cizre'den Rojava'ya selamlar" ve "Jin, jiyan, azadi ile sömürgeci savaşlara hayır diyoruz" dövizleri taşındı.

Basın metnini okuyan Şırnak İl Eşbaşkanı Nurcan Altürk, "Rojava ve Suriye için bugün her zamankinden daha fazla demokratik bir zeminde diyaloğa ve çözüm getirecek politikalara ihtiyaç vardır. Ancak böylesi bir süreçte Rojava'ya yönelik saldırılar devam etmektedir. Özellikle 27 Kasım tarihinden itibaren Rojava'nın hedef alınıyor olması, çözüm tartışmalarını baltaladığı gibi Suriye krizini daha da derinleştiriyor. Baas rejiminin düşmesinin ardından, Suriye iç savaşının yeni bir sürece evrildiği böylesi bir dönemde, Rojava'nın hedef alınması kabul edilemez. Çok iyi biliyoruz ki, bu saldırılarla hedef alınan, Rojava'nın demokratik yaşam modelidir. Ayrıca saldırıların hedefinde ulus-devlet kodlarına karşı enternasyonalist mücadele ruhu, demokratik yaşam modeli ve kadın devrimi yer almaktadır" sözlerini kullandı.

'DEMOKRATİK, ÖZGÜR YAŞAM MODELİNE SAHİP ÇIKALIM'
Altürk, şöyle devam etti: "Şunun altını çizmek isteriz ki; DEM Parti olarak bu saldırılar karşısında dün susmadık, bugün de susmayacağız. En güçlü şekilde Rojava'yı savunmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek isteriz. Bu mücadeleyi örgütlü olduğumuz bütün zeminlere taşıyarak büyütmek esas hedefimizdir. Rojava'ya sahip çıkmak, savaş ve soykırım politikalarının karşısında durmak sadece Kürt halkının değil, Türkiye ve dünya halklarının da sorumluluğundadır. Çünkü Rojava'nın hedef alınması, halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin hedef alınmasıdır. Rojava'nın hedef alınması aynı zamanda ortak ve özgür eş yaşama yönelik bir darbedir. Böylesi bir modeli hedef alan siyasi anlayışlara karşı durmak, tarihi bir görev ve sorumluluktur. Bu doğrultuda tüm demokrasi güçlerini ve uluslararası kamuoyunu Rojava'yı hedef alan saldırılar karşısında sessiz kalmamaya, savaş karşıtlığına ve özgürlük mücadelesine ses olmaya davet ediyoruz. Saldırılara karşı çıkıp bu suça ortak olmamak gerekir. Bu temelde, DAİŞ barbarlığına karşı başta kadın ve çocuklar olmak üzere Suriye halklarını koruyan Rojava'ya sahip çıkmak esas alınmalıdır ve bu doğrultuda somut adımlar atılmalıdır. Rojava'ya dönük gerçekleşen her saldırıya ve yaşanan her katliama karşı sessiz kalmak, yaşanan savaş suçlarına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle çağrımız herkese şudur: Mücadele ve direniş hattını yaşamın her alanında büyütelim ve geleceğimiz için demokratik-özgür yaşam modeline sahip çıkalım."

Açıklama, atılan sloganlar ve zılgıtlarla sona erdi.