22 Şubat 2025 Cumartesi

Sağlık emekçileri 14 Mart'ta iş bırakacak

Sağlık emek ve meslek örgütleri 14 Mart'ta iş bırakma eylemi yapacaklarını duyurdu. Açıklamada, "Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği derhal geri çekilmelidir" talebine yer verildi.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık-Sen), Genç Sağlık Sendikası (Genç Sağlık Sen), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ortak açıklama yaparak, 14 Mart günü iş bırakma eylemi yapacaklarını duyurdu.

Sağlık emek ve meslek örgütleri, "Eziyet Yönetmeliği" olarak adlandırdıkları Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliğine ilişkin üç aydır sürdürdükleri mücadelenin ardından bugün çevrimiçi basın toplantısı düzenledi.

TTB 25 ŞUBAT'TA İSTANBUL'DAN ANKARA'YA YÜRÜYÜŞ DÜZENLEYECEK
Toplantıda söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip, TTB'nin 14 Mart çalışmalarını "Başka bir sağlık sistemi mümkün" sloganıyla sürdüreceğini belirterek, birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan hekimler ve sağlık çalışanları için eziyete dönüşen uygulamalara tepki gösterdi. Buna karşı mücadele eden tüm sağlık emekçilerinin yanında olduklarını dile getiren Saip, TTB'nin 25 Şubat günü İstanbul'dan Ankara'ya "Beyaz yürüyüş" başlatacağını duyurdu. Yürüyüşün tamamlanacağı 1 Mart'ta Ankara'da "Büyük hekim buluşması" gerçekleştireceklerini aktaran Saip, tüm hekimleri ve sağlık emekçilerini taleplerini daha yüksek sesle dile getirmek üzere Ankara'ya davet etti.

'SAĞLIKTA TİCARİLEŞME ÖLÜM GETİRDİ'
Ortak basın metnini okuyan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ayşegül Ateş Tarla, sağlıkta performans sisteminin, ticarileşmenin ölüm getireceğini defalarca söylediklerini hatırlatarak, yenidoğan bebek ölümlerinin taşeronlaşmış sağlık sisteminin sonucu olduğuna işaret etti.

"Sağlıkta şiddeti önleyin" çağrılarına, AKP'li milletvekilinin, "Aile hekimlerinin, hemşirelerin gırtlağına sarılın" diyerek yanıt verdiğine işaret eden Tarla, sağlık sistemindeki ticarileşme ve bilim karşıtlığının ortaya çıkardığı sonuçlara değindi. Kanser tarama yaptıkları hastalarına aylar sonraya mamografi, kolonoskopi, ultrason, MR randevusu verildiğini, tedavileri için gerekli ilaçlara müdahale edildiğini, hastaların ilaç bulamadığını, buldukları ilacı almaya paralarının yetmediğini aktaran Tarla, daracık koridorlarda, bodrum katlarında, deprem güvenliği olmayan binalarda sağlıksız ortamlarda çalıştıklarını anlattı.

'SAĞLIK BAKANLIĞI ELİNDE SOPA TOPLUMUN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR'
"Ay sonunda ne ücret alacağımızı bilemiyoruz. Bu ay bebeklerimize yapacağımız aşılar gelecek mi, bilemiyoruz. Hastalarımızı tedavi etmek için yazdığımız reçeteler nedeniyle ceza alacak mıyız, bilemiyoruz. Hastalarımız tedavilerine ulaşabilecek mi, bilemiyoruz. Günde 60-70 hasta bakmazsak işimizden olacak mıyız, bilemiyoruz. Sağlık Bakanlığı elinde sopa ile bizi ve toplumun sağlığını tehdit ediyor" diye konuşan Tarla, sağlığın hak olarak görüldüğü, dağ başlarına şehir hastaneleri değil mahallelere Aile Sağlığı Merkezi yapabilen, hastalıklardan koruyan, hastalanınca "paran yoksa ne halin varsa gör" demeyen, başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu vurguladı.

Meslek onurları ve halkın sağlığı için mücadele ettiklerini kaydeden Tarla, "Sağlık meslek örgütleri olarak 'eziyet yönetmeliği' geri çekilene ve bizden gasp edilen haklarımızı alana kadar kasım ayında başlatmış olduğumuz hak mücadelemize devam ediyoruz. Aile hekimleri, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin iş bırakma eylemlerine vermiş oldukları mücadele için teşekkür ediyoruz. Hastalarımızın ve kamuoyunun desteğini her daim hissettik. Onlara da bu mücadelemizi destekledikleri için ayrıca teşekkür ederiz. Bizim için mücadele günü olan 14 Mart Tıp Bayramı'nda üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Sağlık meslek örgütleri olarak halkımızdan ve demokratik kitle örgütlerinden aldığımız güç ile Ankara'da bu mücadelemizi kitlesel bir eylemle yapacağımız çadır eylemimizi başlatacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz" diye ekledi.

Hekimlerin tedavisine müdahale eden, hastaların sağlığını yok sayan "eziyet yönetmeliği"ne karşı mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Tarla, beş temel taleplerini sıraladı:
" Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve ASM'ler kamu tarafından sağlanmalıdır.
Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar ASM sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. ASM'lerde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri, aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. ASM çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki katı ve tavan ücreti en az üç katı oranında artırılmalıdır.
ASM'lerde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır."

Taleplerinin aynı zamanda halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti alması için önemli olduğunu söyleyen Tarla, halka eylemlerine destek verme çağrısında bulundu.

'14 MART'TA ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANACAĞIZ'
Ortak açıklamanın ardından sağlık emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri söz aldı. Yapılan konuşmalarda Sağlık Bakanlığı'nın sağlık emek ve meslek örgütlerine kulak vererek birinci basamak sağlık hizmetlerindeki mevcut sorunları çözmek yerine; yeni sorunlar yaratan yönetmelikler dayatmasına tepki gösterildi. Konuşmalarda güvencesizliğin, baskıların, ücret kesintilerinin, çalışma yoğunluğunun arttığı; personel, altyapı, aşı gibi eksikliklerin giderilemediği; meslek onurunun ve çalışma barışının zedelendiği; aile sağlığı merkezlerinin birer "muayenehane" olarak tanımlanmasıyla birinci basamak sağlık hizmetlerinin de ticarileştirilmeye çalışıldığı düzenlemelerin sistemi tümüyle sürdürülemez hale getirdiği vurgulandı. Sağlık emekçilerinin mücadelesini büyüterek 14 Mart'ta üretimden gelen gücünü kullanacağı ve Ankara'da buluşacağı duyurulan konuşmalarda, halka da bu mücadeleye destek verme çağrısı yapıldı.