9 Şubat 2025 Pazar

Seda Baykan yazdı | Yasemince yeni başlangıçlara

Kavganın içinde veya dışında, nerede ve nasıl, hangi koşulda olursak olalım, haydi! Yasemince yeni başlangıçlar yapmaya... Yoldaşlarımızın bize çağrısı budur. Yasemin'e özlemle...

Yaşamını devrime adamış ve bu uğurda ölüme yürümüş yoldaşlarımızın, ölümsüzlüğünü sağlayan, onlarla diyalektik bir ilişki kurmamızla ilgilidir.

Yıldızlaşanlarımızın, devrim mücadelesiyle kurdukları ilişki, kolektifle bağları, kendilerini örgütleme düzeyleri ve kolektife mal edilen kişisel tarihlerinden öğrenmek güncel bir görevimizdir. Ölümsüzlerimiz için "yolumuzu aydınlatıyor" dememizin karşılığı; onların yürüdüğü yollar, çıkarttığı sonuçlar, geçtikleri zorlu eşikler ile bugünle bağını kurup ilişkilenmemizle mümkündür.

Mistik anlamlar yüklememek, pratiklerini erişilmez görmemek ve onlarla somut bir bağ ile ilişki kurarak, kendi pratiklerimizi onların süzgecinden geçirerek, sorgulayarak değiştirdiğimizde, asıl o zaman şehitlerimizi ölümsüz kılmış oluruz. Her biri bizlerin aklında, yüreğinde ve pratiğinde vücut bulmaya devam eder.

Ölümsüzleşenlerimizde her birimizin geçtiği yıllardan, dönemeçlerden, benzer çelişkilerle sınanarak geçip devrimci oldular. Her bir yoldaşın ölümsüz pratiği, ölümü cesaretle parçalayışları, birbirleriyle yarışarak her geçen gün yükselttikleri bedel çıtası ve o çıtayı aşmak için kendi eşiklerini zorlayanların pratikleri, dönemlerinin prototipleri olmuşlardır. Her geçen gün, yeni nitelikler katarak büyütüyor devrim mücadelesini ölümsüzlerimiz.

2012'nin 9 Şubat'ı da böylesi bir eşiğin aşımıdır. Yasemin yoldaşın doğduğu gün ölüme yürüdüğü gündür. O yürüyüşün sadece böylesi bir anlamı yoktur. Ardında bıraktığı ölümsüz pratiği ve bir komünist kadın olarak komutanlaşma düzeyini kendi dilinden anlattığı raporunda da görmek mümkündür.

İdeolojik-politik ve örgütsel daralma yaşadığımız bir dönemin bitişinin ilanını, Yasemin yoldaş pratiğiyle vermiştir.

Devrimciler içinde yetiştiği toplumun karakteristik özelliklerini taşıyarak mücadeleye başlasalar da aslolarak kolektif devrimci ortamlarımızın, kapsayıcılığı, sadeleştiriciliği ve eğiticiliğiyle şekillenirler. O dönemde her birimizin içinde geçmekte olduğu süreçler benzerdir. Bu şekillenişin niteliği, dönemsel zorluklarla girişilen çarpışmayla sınanır. Yengi cenginde ya geriye düşer ya da sertleşerek daha güçlü sıçrama yaşanır.

2012 öncesi dönemde ideolojik-politik sorunların açığa çıktığı bir süreç yaşanmaktaydı. İdeo-politik sorunların bir sonucu olarak örgütsel işleyiş de zarar görmüştü. Kimi yerlerde devrimci kadrolar kendi halinde süreci yönetmeye koyulmuş, kolektif aklın örgütsel işleyişle desteklenemediği yerlerde, el yordamıyla, kişi inisiyatifiyle politik çalışma kotarılmaya çalışılmaktaydı.

Böylesi bir dönemin sonucu olarak, Yasemin yoldaş bir süre içe dönmüş, kimi duygusal boşlukların girdabıyla, ön mevzilerden geriye düşmüş bir pratiği kısa bir süre sürdürmüştür. O dönem bakımından örgütsel boşluğun açığa çıkarttığı dönemsel düşüş örnekleriydi bunlar. Devrimciler için örgütsel işleyiş yaşam suyudur. Bu durumun geçiciliğini, devrim kadrolarının bir dönem sonrasında hızla başkaca pratiklere evrilmesinden de görmek mümkündür.

Yasemin yoldaş, kendisine uzanan yoldaş elini tutmasını bilerek, düştüğü yerden sıçrayarak kalkmıştır. Zilan ismini alması ve gerisinde bıraktığı dönemle ilgili olarak kendisiyle güçlü çarpışması tesadüf değildi.

Heval Zilan (Zeynep Kınacı), geleneksel bir hayat içinden güçlü sorgulamalarla sıyrılıp komutan Zilan'ı yaratmış bir devrimcidir. Yasemin yoldaş da aynı pratikle Zilanlaşmak istemiştir.

9 Şubat'ta gecenin evine yangın taşırken ölümsüzleşen Yasemin yoldaşın ardından farklı bir sabaha uyandık hepimiz.

Yoldaşın kendisini tartıştığı "Yeni başlangıç yaptım" başlıklı raporu yayınlandıktan sonra her bir yoldaş kendi pratiğini sorgulamıştır.

Birçok yoldaş yeni başlangıçlar yapmak için, cesaretle adımlayanlar, görev alanlarında farklı sorumluluklar talep edenler, yüzünü yeniden kolektife dönenler, "Onun işine talibim" diyenler, "Ben de Yasemince yeni başlangıçlar yapmak istiyorum" diyenler olmuştur.

O dönemi her bir yoldaş hatırlayacaktır. Yeniyi adımlamamızda Yasemin yoldaş işaret fişeği olmuştur.

Yasemin yoldaşla yeni başlangıçlara atılan yoldaşlar olduğu gibi mücadelenin zor aygıtlarıyla, gecenin evine yürüyen kimi yoldaşlar da yüreği üzerinde Yasemin çiçekleri taşımışlardır. Gecenin evindeki yangına yoldaşı da götürmüşlerdir.

"Hayatımızın alının üstünden daha iyi olmadığını nereden biliyoruz" sorusuna yanıt olmak için gerçekten alt üst etmek için, bu soruya pratiğiyle yanıt olmak isteyenlerimiz oldu.

Yürünecek yolu ölümsüzlüğüyle öğreten Yasemin yoldaş sayesinde, ben de o dönem kimi pratiklerimi sorgulayarak aşma iradesi göstermişimdir.

Devrimcilerin yaşamında inişli çıkışlı ruh halleri, değişken durumlar, durağan dönemleri veya içe dönme pratikleri olabilir. Nefesinin yetmediğini düşünüp, durup biriktirip daha güçlü sıçrama istediği duyabilir. Özellikle eşitsizler arası sürdürülen savaşımda elindeki araçlar yetmediğinde, faşizme karşı savaşım bazen görünür olmadığında (özellikle yerüstü cephesinde), sürekli öfkeyi diri tutmak için kişinin iradesi yetmeyebilir. Oyuncakla çıktığın yolda parçalanarak geri dönmek, başka bir pratiği koşullamıyorsa, aynı noktada ısrarın sürekliliğini yönetmek zorlu olabilir. Belli yanlarıyla anlaşılırdır da.

Ancak bu durum değişmediğinde, daha güçlü bir sıçramaya dönüşmediğinde; mutsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık bir süreklilik arz ettiğinde asıl sorun orada başlamaktadır.

Kısa soluklanmalar Yasemin yoldaş gibi daha güçlü kalkarak yeni başlangıçlar yapmaya itmiyorsa bizi o zaman ölümsüzlerimizin çağrısını anlamamışız demektir. Ölümsüzlerimizi ölümsüz yapan şey, takip edilecek ve aşılacak pratikleridir.

Her yürek bir devrim fideliğidir. Ve her yerde filize durabilir.

Kavganın içinde veya dışında, nerede ve nasıl, hangi koşulda olursak olalım, haydi! Yasemince yeni başlangıçlar yapmaya... Yoldaşlarımızın bize çağrısı budur.

Yasemin'e özlemle... Daima bizimlesin daima seninleyiz...