20 Aralık 2025 Cumartesi

Suruç Aileleri İnisiyatifi: Çocuk işçiler için adalet istiyoruz

Suruç katliamının 125. ayında İstanbul ve İzmir'de yan yana gelen Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliam dosyalarında cezasızlık politikalarının son bulmasını istedi. Eylemlerde, son dönemde artan çocuk işçi cinayetlerine de dikkat çekilerek, katledilen çocuk işçiler için adalet çağrısı yapıldı.

Suruç Aileleri İnisiyatifinin çağrısıyla çok sayıda kişi, 125. ay eyleminde bir kez daha İzmir'de Kıbrıs Şehitleri Caddesinde, İstanbul'da ise Halitağa'da bir araya geldi. 33 düş yolcusunun isimlerinin sayıldığı ve “yaşıyor” yanıtının verildiği eylemlerde, Suruç davasında yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekildi, firari sanıkların Suriye'den getirilmesi istendi. 

İzmir'de Suruç Aileleri İnisiyatifinin çağrısıyla çok sayıda kişi Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde düzenlenen eylemde, "Hiçbir düş yarım kalmayacak" pankartı açıldı, 33'lerin fotoğrafları taşındı. Basın metnini Burak Keleş okudu. 

'MAHKEMENİN TAVRI FAİLLERİN YAKALANMASI ÇABASINDAN UZAKTI'
İstanbul'da ise Halitağa'da gerçekleşen buluşmada "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı açıldı, katliamda ölümsüzleşen 33 düş yolcusunun fotoğrafları taşındı. Basın metnini okuyan Suruç yaralısı Efe Çatalbaş, bundan 125 ay önce yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan yüzlerce kişinin, mola verdikleri Suruç'ta DAİŞ'in canlı bombalı saldırısına uğradığını ve 33 düş yolcusunun bu saldırıda ölümsüzleştiğini hatırlattı. Katliamın ardından başlatılan adalet mücadelesinin 10 yıldır sürdüğüne işaret eden Çatalbaş, "Katliam davasının son duruşması kasım ayında görüldü. Son duruşmada bazı olumlu gelişmeler yaşansa da karşılaştığımız tavır yine katliamın faillerinin yakalanması çabasından uzaktı" dedi.

'FİRARİ SANIKLARIN İADESİ SAĞLANSIN'
Katliam davasının firari sanıklar yönünden devam ettiğini belirten Çatalbaş, şunları söyledi: "Firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali'nin Suriye'de bir kampta tutulduğu bilgisi verildi ancak defalarca talep etmemize rağmen bu sanıkların Türkiye'ye iadesi konusunda hiçbir girişimde bulunulmadı. Son zamanlarda İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan bilgilendirmelere göre en az 18 ülkeden 50'ye yakın firari sanığın getirildiği söylenmektedir. Ancak nedense devlet yönetimi düzeyinde görüşmeler yapılan Suriye'den bu sanıkların iadesi istenmemiştir. İzmir Balçova'da yapılan karakol baskını emrini verenlerin Suriye'de olduğunu ve İlyas Aydın hakkında gözaltı kararı verildiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Gerek Suruç davasında gerekse IŞİD'in Türkiye'de yaptığı diğer saldırıların dava dosyalarında firari olarak aranan IŞİD'liler, Türkiye'deki hücreleri yönetmeye ve saldırı emirleri vermeye devam ediyor. Bir kez daha sesleniyoruz: Firari sanıkların iadesi sağlansın."

Katliam davasında 10 yıldır dosyaya konulması talep edilen görüntülerle ilgili yeniden bilirkişi raporu istendiğini aktaran Çatalbaş, "Katliam anını gösteren görüntülerin bulunması 10 yıldır kördüğüm haline geldi. Son duruşmada görüntülerin tekrar incelenerek kayıp saat olup olmadığının tespit edilmesi için yeni bir bilirkişi raporu talep edildi. Bir dosyadaki eksikliği tespit etmek için 10 yıl mı geçmesi gerekiyor? Gerek Suruç katliamı davasında gerekse Ankara Gar katliamı davasında ortaya çıkarılan deliller mahkeme tarafından görmezden geliniyor" dedi.

'KAMU GÖREVLİLERİ CEZASIZLIKLA KORUNUYOR'
Ankara Gar katliamı davasında 10 yılın ardından 3 polis hakkında soruşturma izni verildiğini hatırlatan Çatalbaş, "Dileğimiz odur ki sadece birkaç kamu görevlisi ile sınırlı kalınmasın; ihmali olduğu iddia edilen bütün kamu görevlileri hakkında soruşturma izni çıkarılarak suçlu olup olmadıkları tespit edilsin" dedi.

19 Aralık hapishaneler katliamı Bayrampaşa davasında askerler hakkında açılan davanın yakın zamanda zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldüğünü hatırlatan Çatalbaş, "Zaman aşımı kararlarının suç işleyen kamu görevlileri için bir kez daha cezasızlık zırhına dönüştüğünü görmüş olduk. Diğer taraftan yine Aralık ayında yapılan Maraş ve Roboskî katliamlarında da hiçbir kamu görevlisi yargılanmamış, olaylarda katledilenlerin ailelerinin adalet talepleri yıllarca karşılık bulmamıştır" ifadelerini kullandı.

'İŞ CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBEDEN ÇOCUK İŞÇİLER İÇİN ADALET'
Çatalbaş, şöyle devam etti: "Bir diğer adalet mücadelesi ise MESEM'lerin yaygınlaşmasıyla artan çocuk işçi cinayetleri için verilmekte. Çalıştığı fabrikada yaşamını yitiren Mustafa Eti'nin ardından tekrar gündeme gelen MESEM'lerde iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden çocuk işçiler için adalet talepleri yükseliyor. Yapılan açıklamalara göre 2013–2024 yılları arasında en az 742 çocuk işçi hayatını kaybetti. 2024 Eylü-2025 Ağustos döneminde ise en az 72 çocuk işçinin çalışırken hayatını kaybettiği söyleniyor. Biz de evlatlarını kaybeden aileler olarak iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden çocuk işçiler için adalet istiyoruz."

KUYU TİPLERİ KAPATILSIN EYLEMİNE ÇAĞRI
Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden Emrah Topaloğlu, 33 düş yolcusundan Evrim Deniz Erol'un annesi, oğlunun mezar başında yaptığı konuşma nedeniyle tutsak edilen Besra Erol'un tahliyesinin bir kez daha engellendiğine dikkat çekerek, yarın Bakırköy'de saat 14.00'te Kuyu Tipleri Kapatılsın İnisiyatifi tarafından gerçekleştirilek eyleme "Besra Erol'a özgürlük" talebiyle katılma çağrısı yaptı.

Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı. 125. ay oturumu, 33 düş yolcusunun isimleri sayılarak, "Yaşıyor" denmesiyle son buldu. Eylem boyunca, "Suruç'un hesabı sorulacak", "Suruç için adalet, herkes için adalet" sloganları atıldı.