21 Şubat 2025 Cuma

'Suruç için adalet diye haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz'

Suruç için adalet mücadelesinin kriminalize edilmesine izin vermeyeceklerini ve Suruç şehitlerinin hesabını soracaklarının altını çizen Suruç Aileleri İnisiyatifi, " Tutuklanan onlarca genç her yıl Suruç için adalet demekten vazgeçmedi. Bunu mahkeme salonlarında, sokaklarda, meydanlarda haykırmaktan bir gün bile vazgeçmediler" diye vurguladı.

33 düş yolcusunun ölümsüzleştiği Suruç katliamının ardından adalet mücadelesi sürüyor. 115 aydır katliamın sorumluları korunurken, adalet mücadelesi kriminalize edilmeye çalışılıyor. Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne (ESP) yönelik ocak ayında gerçekleşen operasyon kapsamında sosyalistlerin tutuklanma gerekçeleri arasında Suruç şehitleri için yürüttükleri adalet mücadelesi de yer alıyor. 

Katliamın 115. ayında Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla her ay olduğu gibi yine Kadıköy'de bulunan Halitağa Caddesinde düş yolcuları anıldı. Suruç şehitlerinin fotoğraflarının yer aldığı dev pankartı duvara asılırken, "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı da yere serildi. Suruç şehitlerinin fotoğraflarının taşındığı eyleme DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, Cumartesi Anneleri, Alınteri temsilcisi Mürvet Küçük, İHD ve gençlik örgütleri katıldı. 

'ADALET MÜCADELEMİZDEN HİÇ VAZGEÇMEDİK'
Sık sık, "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Suruç için adalet herkes için adalet", "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganlarının atıldığı eylemin metnini düş yolcularının yoldaşı Eylül Devrim Altepe, okudu.  Altepe, "Bizler Suruç aileleri, yaralıları ve 33 düş yolcusunun arkadaşları olarak onların isimlerini sokaklara yazmaktan, adalet mücadelesini devam ettirmekten hiç vazgeçmedik. Ancak on yıla yakın bir süredir bu adalet mücadelemiz sürekli olarak engellenmeye çalışıldı. Düş yolcularımızı anmak, mezarları başlarında konuşmalar yapmak, her ayın 20'sinde yaptığımız oturma eylemimiz suç olarak gösterildi. Adalet arayışçılarımız aramızdan alınarak koparılmaya çalışıldı. Ailelerimizden avukatlarımıza, avukatlarımızdan yaralılarımıza, yaralılarımızdan dostlarımıza kadar birçoğumuz çeşitli nedenlerle defalarca kez gözaltına alındık, tutuklandık" dedi. 

'ONLARI HER YERDE ANMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
ESP, SGDF, DEM Parti ve HDK'ye yönelik gözaltı ve tutuklama saldırılarını anımsatan Altepe, Suruç yaralısı Uğur Ok, Suruç Aile İnisiyatifi sözcülerinden Emrah Topaloğlu ile İzmir'de gözaltına alınan Suruç yaralısı Koray Türkay'ın tutuklandığını kaydetti. Altepe, tutuklama gerekçesinin 33 düş yolcusunu anmak, Suruç katliamı mahkemelerine katılmak ve tüm bunların yasadışı örgüt talimatı olduğu iddialarının olduğunu kaydetti. "Oysa aileler olarak biz de biliyoruz ki 33'leri anmak talimat ile değil, adalet mücadelesi ile, insan olmakla ilgilidir. Bu yüzden yaklaşık 10 yıldır Suruç için adalet, herkes için adalet diyoruz. Tutuklanan onlarca genç her yıl Suruç için adalet demekten vazgeçmedi. Bunu mahkeme salonlarında, sokaklarda, meydanlarda haykırmaktan bir gün bile vazgeçmediler" diyen Altepe, 33 düş yolcusunun ideallerini, hayallerini savunmaktan, onları her yerde anmaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti.

MERT CÖMER, MURAT YURTGÜL VE NARTAN KILIÇ'IN HİKAYESİ OKUNDU
Bu ay ki adalet oturmasında 33 düş yolcusundan Mert Cömert, Murat Yurtgül ve Nartan Kılıç'ın hikâyeleri paylaşıldı. Cemre Nayır'ın okuduğu Mert Cömert, Murat Yurtgül ve Nartan Kılıç'ın hikayesi şöyle:

MERT CÖMERT
Samsun'da 14 ağustos 1996'da dünyaya gelen Mert Cömert'in en büyük isteklerinden biri Karadeniz'den mücadelenin yükseltilmesiydi. Karadeniz'in devrimci mücadelesiyle Hopa'da tanışan Cömert, "Karadeniz'de sosyalizmin hakim olduğu günleri görmek isterdim" diyordu. 
Cömert, "Samsun'dan bir Mahir Çayan, Fassa'dan bir Fikri Sönmez, Giresun'dan bir Harun Karadeniz, Gümüşhane'den bir Kemal Pir, Trabzon'dan bir Sinan Kukun, Artvin'den bir Kazım Koyuncu daha neden çıkmasın? Ben inanıyorum Karadeniz'de sosyalizm, barış, halkların kardeşliği kazanacak" diyerek umudunu HDP çalışmalarına aktif katılarak büyüttü. 
Enternasyonalist bir genç olarak SGDF'nin Kobane çağrısına hemen ses verdi. Amacı Karadeniz'i ve halkların kardeşliğini en iyi şekilde temsil etmekti. Umudu büyütmek için gittiği yolda katledildi. 26 gün yaşama tutunmaya çalıştı, ancak şehit oldu.

MURAT YURTGÜL
Mardin Kızıltepe'de 9 Haziran 1991'de doğan Murat Yurtgül, İstanbul Arel Üniversitesinde psikoloji okuyordu. En büyük tutkusu kitap okumak olan Yurtgül, insan hayatının değerini, yardımlaşma hissini, merhamet, sevgi ve yapıcı olmayı bir görev bildi. Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) üyesi olan Yurtgül, tutsaklar için dernek faaliyeti yürütüyordu. 

NARTAN KILIÇ
Bursa'da 1 Nisan 1991'de doğan Nartan Kılıç, Nalçik'te Kaberdey-Balkar Devlet Üniversitesinde İnşaat Mühendisliği Fakültesinde okudu. Anavatanı Kafkasya'da eğitimini tamamladıktan sonra yaşamının kalan kısmını orada sürdürme kararı alan Kııç, sosyalizm deneyimlerini inceliyordu. Fotoğraf çekmek ve ata binmekten zevk alan Kılıç, aileisnin Çerkes derneklerinde yürüttüğü mücadeleden dolayı çocukluğundan itibaren dernek faailiyeti içerisinde yer aldı. Lise yılarında SGDF'nin yaz dönemi gerçekleştirdiği gençlik kamplarına katılan Kılıç, Kobanê'nin yeniden inşası çağrısına yanıt verdi. Kılıç, Suruç'ta yapılan katliamda şehit oldu.

Açıklamanın ardından her ay yapılan 33 düş yolcusu için bir süre sessiz oturma eylemi, bu ay hava şartları nedeniyle yapılamadı. 33 düş yolcusunun ismi okunurken, "Yaşıyor" diye yanıt verildi. Eylem, Suruç için adalet mücadelesinin süreceği sözü yinelenerek sonlandı.