25 Ağustos 2025 Pazartesi

Suruç'ta yürüyüş: Kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz

DEM Parti, DBP ve TJA, süreç kapsamında Urfa'nın Suruç ilçesinde yürüyüş düzenledi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Oyalanmadan bir an önce gereken adımlar atılmalıdır. Türkiye halklarının beklediği şey, siyasetin bir araya gelerek çözüm üretmesiydi. Bir araya gelindi ama hala adım atılmadı" vurgusu yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Özgür Kadın Hareketi (TJA), "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" kapsamında Urfa'nın Suruç ilçesinde yürüyüş düzenledi. Amara Kültür Merkezi'nden Suruç Kent Meydanı'na yürüyen kitle, "Felsefa Rêber Apo aşitî ye" pankartı açtı ve sık sık "Bijî Serok  Apo", "Jin, jiyan, azadî azad bike rêberti", "Bê Serok jiyan na be" ve "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları attı.
 
DEM Parti Urfa İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, tarihi bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Meclis'te kurulan komisyonda görüşmeler devam ediyor. Son olarak Barış Anneleri ile görüşüldü ancak annelerin Kürtçe konuşmasına izin verilmedi. Bunu kabul etmiyoruz. Barış ve çözüm için sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi.

Suruç katliamında ölümsüzleşen 33 düş yolcusunu anarak sözlerine başlayan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Barışa karşı olanlar, nefret söyleminde, ayrımcılıktan, ırkçılıktan beslenenler şunu çok iyi bilsinler ki biz kazanacağız, mutlaka kazanacağız. Bu yolda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz" dedi.

'BU SORUN ÇÖZÜLMEDEN HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLEMEZ'
Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'taki çağrısından sonra yaşanan gelişmeleri hatırlatan Temelli,  şöyle devam etti: "Bu kadar güçlü adımların karşısında Türkiye siyasetine düşen demokrasinin önündeki engelleri kaldırmaktır. Nihayet Meclis'te komisyon kuruldu. Keşke 27 Şubat açıklamasından hemen sonra kurulsaydı. Evet acelemiz var çünkü kaybettiğimiz yıllarımız, yitirdiklerimiz var. Komisyon bu bilinçle çalışmalıdır. Hakikate vakıf olmalıdır. Oyalanmadan bir an önce gereken adımlar atılmalıdır. Türkiye halklarının beklediği şey, siyasetin bir araya gelerek çözüm üretmesiydi. Bir araya gelindi ama hala adım atılmadı. Bırakın adım atmayı insanları bekleyişe sürükleyen bir hal var. Daha önemli bir konumuz yok. Çünkü bu sorun çözülmeden, bu ülke hiçbir sorununu çözemeyiz."

'MADENE DEĞİL DOĞAYA İHTİYACIMIZ VAR'
"Komisyon, topluma dönüp baktığında 25 milyon Kürt'ün varlığını kabul edip, o 25 milyon Kürt'ün bir anadilinin olduğunu bilmelidir. Herkesin anadilinde, eğitim kamusal hizmet, siyaset hakkının olduğunu bilmelidir" diyen Temelli, Kürt meselesinin aynı zamanda Kürtçe meselesi olduğunu söyledi.

Temelli, şu ifadeleri kullandı: "Fırat'ın doğusuna bakan bu çarpık anlayış, Kürt halkı üzerinde ekonomik şiddeti de böyle var etti. Oysa su burada, su Fırat'tadır. Santraller, barajlar burada. İstanbul, Ankara şakır şakır ışıklar altında ancak burada tarlasını ekecek olan çiftçi sulama ücreti olarak 3 bin lira ödüyor. İşte elektrik fiyatları işte zulüm. Bütün doğamız talan edildi. Ne orman kaldı, ne ekilebilir alan. İklim krizinin en büyük müsebbiplerinden biri Türkiye'dir. Bizim madene değil, doğaya ihtiyacımız var. Tarlamızı ekmek istiyoruz, iş istiyoruz, o yüzden de barış istiyoruz."