4 Mart 2025 Salı

TKŞ: Rojava Devrimi, tüm Ortadoğu halkları için özgürlüğe giden yoldur

Suriye'deki tüm halkların özgürce katılım sağlamadığı ve onaylamadığı hiçbir seçeneğin çözüm olmadığını vurgulayan TKŞ, "Yeni Suriye'de halkların eşitliği temelinde demokratik ve özgür bir yönetim sistemi kurulmalıdır. İnsan onuruna yaraşır yeni bir hayat kurmak halklarımızın elindedir" ifadelerini kullandı.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ), "Eşit ve özgür bir yaşam için mücadeleyi büyütelim" başlığıyla Ortadoğu'nun işçi ve emekçilerine, kadınlara ve tüm ezilen halklara çağrı metni yayınladı. Hesekê'de bulunan Okuma Parkında yapılan açıklamanın Arapçasını TKŞ temsilcisi Fadya Sido, Kürtçesini Qamişlo Meclis Üyesi Ronî Qamişlo okudu.

Emperyalist küreselleşme döneminde sermaye dolaşımının önündeki tüm engellerin kaldırıldığı belirtilen açıklamada, "Uluslararası tekeller, üretim, ticaret ve sermaye dolaşımını elinde topladı. Mali-ekonomik sömürgeci boyunduruk yaygınlaştırıldı. Sömürge altındaki ülkeler, bu yeni düzene uygun değişimlere zorlandı" denildi.

Ekonomik ve toplumsal saflaşmanın derinleştiğine işaret edilen açıklamada, Ortadoğu'nun jeo-stratejik konumu ve petrol başta olmak üzere yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin emperyalistlerin iştahını kabarttığı ifade edildi.

'İŞGAL VE SAVAŞLARLA YAŞAM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR'
Emperyalistler arasındaki küresel rekabet ve çatışmanın Ortadoğu'da ezilen halklara yaşam hakkı tanımadığı kaydedilen açıklamada, "Türkiye ve İran gibi sömürgeci devletler, bu dizginsiz savaş ortamını, bölgesel çıkarları için fırsata dönüştürmeye çalışıyor. İşgal ve savaşlarla yaşam alanlarımız yok ediliyor. Ortadoğu'nun neredeyse her evinde en az bir kişi bu savaşlar nedeniyle hayatını kaybetti. On binlerce insan kayboldu. Zorla yerinden edilen, evlerini terk etmek zorunda bırakılan milyonlarca kişi, mülteci durumunda. Savaş öncesinde evlerine hapsedilen kadınlar, savaşlardan en büyük zararı görenlerdir" denildi.

'GAZZE FİLİSTİNLİLERİNDİR'
İsrail'in Gazze Şeridi'ne dönük işgal saldırılarında 60 binden fazla insanın katledildiğine işaret edilen açıklamada, uluslararası kamuoyunun Filistin'de yaşanan katliama karşı sessizliğine tepki gösterildi. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Şimdi, Filistin'i hedef alan insanlık suçları değil, dünya tekellerinin Gazze'yi yeni bir Dubai haline getirmek istediği projeler tartışılıyor. İşte bu, kapitalist çürümenin geldiği boyutu gösteren güncel bir örnektir. Hayır, Ortadoğu halkları bu işgal ve talan planlarına asla izin vermeyecektir. Gazze Filistinlilerindir ve halk topraklarına geri dönmelidir. Savaş suçlusu işgalci katiller ve savaş boyunca siyonistlere yardım edenler cezalandırılmalıdır."

'ŞAM REJİMİ ÇÖKTÜ AMA SURİYE HALKLARI İÇİN HAYAT NORMALE DÖNMEDİ'
Suriye halklarının 13 yıllık iç savaşın sonunda Baas rejiminden kurtulduğu belirtilen açıklama, şöyle devam etti: "Rusya ve İran'ın yardımlarıyla ayakta duran Şam rejimi çöktü ve Beşar Esad kaçtı. Ancak, Suriye halkları için hayat normale dönmedi. Şam yönetimini ele geçiren Heyet Tahrir Şam (HTŞ), farklı ulus ve inanç topluluklarına varlık hakkı tanımadığını açık biçimde gösterdi. Emperyalist devletler tarafından resmi olarak tanınan politik islamcı HTŞ iktidarı, hızla Alevi ve Hristiyan halklarımıza yönelik baskın ve infazlara girişti. Yüzlerce kişi sokak ortasında ve hapishanelerde işkenceyle öldürüldü. DAİŞ artığı yağmacı çeteler, halkın mal ve mülklerini gasp etti. En temel insan hakları bir yana yaşam hakkı yok sayıldı. Kadınlara yönelik tecavüz ve kaçırma şeklindeki cinsel saldırılar arttı."

"Emperyalist devletler ve gerici bölge devletleri, Şam'daki politik islamcı iktidarı dizayn etmeye çalışıyor. Mali ekonomik sömürge haline getirmek istedikleri cihadistlere göz yumuyor. Çetelerin her türlü suçlarını görmezden geliyor" denilen açıklamada, bu zulmü seyredenlerin de bu suçlara ortak olduğu kaydedildi.

'TÜM HALKLARIN ÖZGÜRCE KATILMADIĞI HİÇBİR SEÇENEK ÇÖZÜM DEĞİLDİR'
Cihatçı HTŞ çetesinin lideri Golani'nin "Ulusal Kongre" gibi organizasyonlarla iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştığına işaret edilen açıklamada, "Halklar mozaiği niteliğindeki Suriye'nin farklı renklerini, yeni Şam yönetiminin oluşturulma sürecinden uzak tutuyor" denildi. Golani'nin eşit hak talebinde bulunan Suriye halklarına kulaklarını kapadığı belirtilen açıklamada, "Emperyalist devletler, Suudi Arabistan, Katar ve sömürgeci Türk devleti ile işbirliği halinde cihadist bir iktidar inşa ediyor. HTŞ iktidarında, kadınların özgürlüğü gasp ediliyor, cins eşitliği talepleri yok sayılıyor, kadınlara bir kez daha kölelik dayatılıyor" ifadeleri kullanıldı.

Suriye'deki tüm halkların özgürce katılmadığı ve onaylamadığı hiçbir seçeneğin çözüm olmadığı vurgulanan açıklamada, "Yeni Suriye yönetimi, halkların onayı ve seçimi ile gerçekleştirilmelidir. Halklar seçme ve görevden alma hakkına sahip olmalıdır" denildi.

'DEMOKRATİK BİR SURİYE'NİN İNŞASI İÇİN HALKLARIMIZ ROL ÜSTLENMELİ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye özerk yönetimi; meclis ve komünlere dayalı bir halk egemenliğidir. Gelecekte de tüm halklar ve inançların kendi dil, kültür ve geleneklerini özgürce yaşayabilmesi garanti altına alınmalıdır. Rojava devrim topraklarındaki tüm halklar, eşit, özgür ve gönüllü birlikteliklerini korumalıdır. Halklarımız, demokratik ve gerçek adalet sistemine dayanan bir Suriye'nin inşa edilmesi ve her alanda tam hak eşitliği için rol üstlenmelidir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimin statüsü tanınmalıdır. Demokratik Suriye'de toplumsal cinsiyet eşitliği ve eş temsiliyet ilkesine göre bir sistem inşa edilmelidir. Kadınlar için kota, pozitif ayrımcılık ve eşit işe eşit ücret ilkeleri gözetilmelidir. Kadın haklarını geriletecek uygulamalar reddedilmeli, kadın kazanımlarının korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Demokratik Suriye sistemi, erkek egemenliğine ve kadına yönelik şiddete karşı mücadelede rol üstlenmelidir."

"Halklarımızın özgürlüğünü tehlikeye atacak her türlü plana karşı kırmızı çizgilerimiz bellidir ve asla geri adım atılmayacaktır" denilen açıklamada, Alevi halkının da yeni direniş odakları etrafında bir araya gelmeye başladığına işaret edildi. Suriye kentlerinde yaşayan tüm ulus ve inanç topluluklarının temel hak ve özgürlüklerinin tehdit altında olduğu kaydedilen açıklamada, "Söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü gibi politik haklar güvence altına alınmalıdır. Tüm halklarımız, demokratik bir Suriye için bir araya gelmeli ve geleceklerini ipotek altına almaya çalışanlara karşı uyanık olmalıdır. Yeni Suriye'de halkların eşitliği temelinde demokratik ve özgür bir yönetim sistemi kurulmalıdır. İnsan onuruna yaraşır yeni bir hayat kurmak halklarımızın elindedir. Özsavunma şarttır ve Ortadoğu halkları için hayat demektir" ifadeleri kullanıldı.

'TÜM HALKLAR GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRMELİ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Rojava Devrimi, tüm Ortadoğu halkları için özgürlük ve insanca yaşama giden yoldur. DAİŞ artığı çetelere, işgalcilere ve emperyalistlere karşı tek yol, halkların direnişi ve mücadele birliğidir. Tüm halklarımız, kadınlar ve gençler vakit kaybetmeden özsavunma örgütlerini oluşturmalı, köylerini ve şehirlerini korumak için güçlerini birleştirmelidir. Son olarak, Tişrin, Qarakozak ve Deyr Hafr cephelerinde en önde savaşan, Türk devleti ve çetelerinin devrim topraklarına adım atmasını durduran savaşçılarımızı, yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Arap, Kürt, Ermeni, Ezidi, Süryani, Asuri, Dürzi ve Alevi emekçi kadınların 8 Mart'ını kutluyoruz."

Açıklama, "Yaşasın Rojava Kadın Devrimimiz", "Yaşasın Özerk Yönetimimiz", "Berxwedan jîyan e" sloganlarıyla son buldu.