18 Temmuz 2025 Cuma

Tülin Gür yazdı | Suruç'un izinde olmak

Suruç şehitlerinin düştüğü yol, bugün bizim onurlu ve özgür bir yaşam için mücadele ettiğimiz yoldur. Suruç şehitlerinin izinde olmak bu yolda yürümektir!

10 yılın ardından, doğup büyüyen çocukların, geçen mevsimlerin varlığını inkar etmeden, nasıl hala "şimdi ve burada" yaşadıklarını anlatmaya çalışacağım. Çünkü bir şeylerin "izinde olmak" onu anda yaşatmaktır.

Geriye dönüp baktığımda, gönül ferahlığıyla bunu başardık diyebiliyorum. Her ayın yirmisinde aynı kaldırımda oturan ailelerimiz, ağrılarının, fiziki yetersizliklerinin karşısında sınırsız bir sabırla mücadele veren gazilerimiz, mezarlıkları, anıtları, Amara bahçesini hatta mahkeme salonlarını bile her fırsatta mesken eyleyen mücadele arkadaşlarımız ve mücadelenin farklı mekanlarında, farklı yaşlarda, işlerde direnen yoldaşlarımız "izinde olmanın" canlı örnekleri olarak tam buradalar. Yoldaşlar, her birinize sımsıkı sarılıyorum.

33'lerin belki hepsini tanıyamadık, uzun uzun vakit geçiremedik, ama her biri bize kendisinden bir şey öğretti. Polen'in inadından, Büşra'nın zorlu anlardaki neşesinden, Cebrail'in partili yaşamından, Serhat'ın sınırsız ruhundan, Murat'ın sanat sevgisinden, Evrim Deniz'in itirazlarından, Okan'ın dinamikliğinden, Yunus Emre'nin ezilenlere olan inancından öğrendik. Mücadelenin içinde onlardan cesaret aldık ve sorduk kendimize: Ece olsa ne derdi? Okan olsa ne yapardı? Hepsini var ettik kendimizde. Sözleri, eylemleri, anıları, isimleri yeni yollar oldu hayatımızda.

10 yılın ardından hala soruyorum kendime, Cebrail olsa devrimci gelişimim nasıl olurdu diye? Cevabımı yine bir yoldaşın bana verdiği emekte, zamanda, sevgide buluyorum. Cebrail'in izinde olmayı ondan da öğreniyorum. Cebrail'in izinde olmak nasıl olur sorusuna, bu yazıyla cevap verebiliyorum. Yazmam gerekiyor, çünkü izinde olmak bunu gerektiriyor. Mücadele neyi gerektiriyorsa onu yapmak tam da Cebrail'lik bir iş. Nefesimin artık göğsüme sığmadığı zamanlarda soruyorum kendime, öfkemde, başarısızlıklarımda, yanlışlarımda, yüzleşmelerimde soruyorum. Cebrail olsa ne yapardı? Eminim ki, başta ne kadar yakışıklı olduğuna dair bir espri yapar ve hepsinin üstesinden gelebileceğime dair güvenini anlatırdı. Yoldaşlarına güvenirdi, kendilerine güvenmelerini sağlardı.

Amara'nın bahçesinde Okan'ın neden İstanbul'da bir üniversite tercih ettiğini sormuştum. "Mersin daha yakın sana neden orayı tercih etmedin" demiştim. Okan bana "partinin böyle istediğini ve kendinin de oradaki çalışmalarda olmak istediğini" söylemişti. Net ve gururluydu. Hayatı ile ilgili aldığı kararda, rahat bir yaşamının olması veya ailesinin istekleri değildi öncelikli olan, kolektifin devrimci gelişimi üzerindeki fikri ve mücadeleye sağlayacağı katkıydı. Kendi gelişimine devrimci bir müdahaleydi yaptığı. Birey olmanın yolu, sadece kendini esas almaktan değil, bir kolektifin içinde iradeleşmekten geçtiğini biliyordu. Kolektif hayatlarının henüz 18'inde olan ve bir örnek arayan genç yoldaşlarım, Okan, fikrinizin ve hayatlarınızın bir değer görmediği yerlerden çıkıp nereye doğru yürümeniz gerektiğini gösteriyor. Okan'ın izinde olmak bunu gerektiriyor.

Suruç'un izinde olmak, kendimizden başlamak anlamına geliyor. Kendimizden tüm dünyaya doğru yeni devrimleri örgütlemek gerekiyor. Büşra'nın, cinsinin bilincine ulaşması, oradan hemcinslerinin mücadelesine ve bir kadın devrimine doğru yola çıkması gibi…

Kampanya çalışmaları sırasında, kampanya için gerekli olanların temini için bir görüşmeye gitmemiştim. Sebebi ise; yolda yaralı bir kedi görüp onu veterinere götürmemdi. Gitmem gereken yere gitmemiş olmanın utancıyla bunu Keke'ye açıklamaya çalışmıştım. Keke görüşmenin önemini anlatarak beni eleştirmiş ve sonrasında dönüp, "Ama galiba ben de aynısını yapardım" demişti. "Biz vicdanlı insanlarız yoldaş, kedilere de sırtımızı dönemeyiz" cümlesini de ekleyerek… Keke'nin ezilenlerin yaşadığı acılara duyarlı vicdanı ve ezilenlerin mücadelesine olan bağlılığı, mensubu olduğu ezilen Kürt halkının direnişi, yanı başından direnişe katılan yoldaşlarının şehadeti onu Suruç'a götüren şeydi… Nerede olması gerektiğinin bilincindeydi ve orada oldu. Bu bilinçten öğrenmek Keke'nin izinde olmanın en onurlu yolu.

Suruç şehitlerinin düştüğü yol, bugün bizim onurlu ve özgür bir yaşam için mücadele ettiğimiz yoldur. Suruç şehitlerinin izinde olmak bu yolda yürümektir!