Uluslararası konferansta 'tarihsel ve güncel bağlamında hapishaneler ve sınıf mücadelesi' paneli
"Tarihsel ve güncel bağlamında hapishaneler ve sınıf mücadelesi"nin tartışıldığı Politik Tutsaklarla Uluslararası Dayanışma Konferansında söz alan MT yazarı Çiçek, hapishanelerin sınıf mücadelesinin merkezinde yer aldığını kaydetti; sınıf mücadelesinin gelişeceğini, burjuva devletlerin direnenlere yönelik saldırılarının artacağını ve daha fazla hapishane inşa edileceğini kaydetti. Çiçek, enternasyonal dayanışmanın yükseltilmesi gerektiğini vurguladı.
Paris'te devam eden Politik Tutsaklarla Uluslararası Dayanışma Konferansında ilk oturumunda "Tarihsel ve güncel bağlamında hapishaneler ve sınıf mücadelesi" tartışıldı. Konferansın açılış ve selamlama konuşmalarının ardından düzenlenen panelde Marksist Teori yazarı İbrahim Çiçek, Hindistan Özgürlük Akademik Dayanışması'ndan Dr. Partho Saruthi Ray, Enternasyonal Kızıl Yardım örgütünden Bertrand Sassoye söz aldı.
ÇİÇEK: HAPİSHANELER SINIF MÜCADELESİNİN MERKEZİNDE YER ALIYOR
Marksist Teori yazarı İbrahim Çiçek, tüm delegeleri ve devrimci tutsakları, direnen komünistleri, antifaşistleri ve anarşistleri selamladı. Hapishanelerin sınıf mücadelesinin merkezinde yer aldığını belirten Çiçek, faşizme karşı mücadele edenlerin yolunun bu nedenle hapishanelerden ve işkenceli sorgulardan geçtiğini ifade etti.

Salondaki katılımcıların büyük bölümünün hapishanelerle doğrudan temasının olduğunu söyleyen Çiçek, son 30-40 yıllık süreçte güçlü bir direniş tarihinin oluştuğunu vurguladı. Ortadoğu'daki mücadelenin odağında Türkiye ve Kürdistan'ın bulunduğunu dile getirdi. Emperyalist saldırganlığın arttığını belirten Çiçek, Fransa ve Almanya'nın savaş hazırlıklarını sürdürdüğünü söyledi. Erkek egemenliği krizine dikkat çeken Çiçek, kadınların özgürlük mücadelesinin engellenemediğini, buna karşılık kadınların kazanılmış haklarının geri alınmaya çalışıldığını ve nüfus politikalarının bu doğrultuda şekillendiğini ifade etti.
Sınıf mücadelesinin gelişeceğini, burjuva devletlerin direnenlere yönelik saldırılarının artacağını ve daha fazla hapishane inşa edileceğini belirten Çiçek, devrimci tutsakların hem hapishanelerde hem de dışarıda örgütlendiğini söyledi. Devletin hapishanelere politik tutsakların iradesini kırmayı hedeflediğini vurgulayan Çiçek, suç ve ceza sisteminin muhalifleri bastırmak için kullanıldığını dile getirdi. Politik özgürlüklerin kısıtlanması amacıyla işçilerin, gençlerin ve kadınların hapsedildiğini belirten Çiçek, bunun hapishaneleri sınıf mücadelesinin bir alanı haline getirdiğini ifade etti.
Hapishanelerdeki direnişin yenilgiye uğramasının dışarıdaki mücadeleyi de olumsuz etkileyeceğini kaydeden Çiçek, hapishanelerin enternasyonal mücadelenin bir parçası olunduğunu vurguladı. Konferansta tutsakların sesi nasıl milyonlara ulaştırılabilir, hapishanelere yönelik saldırılar nasıl birlikte göğüslenebilir sorularının tartışılması gerektiğini belirten Çiçek, dünyanın herhangi bir yerindeki hapishaneye yönelik saldırının tüm mücadele güçlerine yönelik olduğunu ifade ederek konuşmasını enternasyonal iş birliğinin büyütülmesi çağrısıyla sonlandırdı.
RAY: DEVRİMCİ MÜCADELE MEŞRUDUR
Panelin ikinci konuşmacısı Hindistan Özgürlük Akademik Dayanışması'ndan Dr. Partho Saruthi Ray oldu. Ray, Hindistan halkının kurtuluşu için yürütülen silahlı mücadeleyi temsilen konferansta bulunduğunu belirtti. Ray, siyasi tutsaklar meselesinin ve dayanışmanın insanlığın kurtuluşu açısından önemli olduğunu ifade etti. Konuşmasında, siyasi tutsaklar için yaşamını adayan bir kadın yoldaşın hayatını kaybettiğini belirterek anma yaptı. Hindistan'da antisömürgeci mücadeleye dayanan güçlü bir siyasi tutsaklar mücadelesi mirası bulunduğunu söyleyen Ray, İngilizlerin çekilmesinin ardından halk savaşının burjuvaziye karşı sürdüğünü ifade etti. Hindistan'daki tutsak mücadelesinin sınıf mücadelesinin sürekliliğini gösterdiğini belirten Ray, gençlerin ve köylülerin işkenceye maruz kaldığını, bunun Filistinli tutsakların yaşadıklarıyla benzerlik taşıdığını söyledi.

1990'dan itibaren halk savaşıyla birlikte sınıf mücadelesinde önemli değişimler yaşandığını belirten Ray, devrimcilerin terörist ilan edildiğini ve yeni yasalarla hukuk dışı saldırıların arttığını ifade etti. Modi hükümetiyle birlikte 2014'ten sonra askeri operasyonların yoğunlaştığını söyleyen Ray, resmi rakamların 600 siyasi tutsaktan söz ettiğini ancak gerçekte sayının 15 bin civarında olduğunu belirtti. Bu sayının Filistin'den sonra en yüksek rakam olabileceğini ifade etti.
HKP-Maoist liderlerinin, Merkez Komite üyelerinin ve Kaşmir ulusal bağımsızlık hareketi militanlarının antiterör yasaları kapsamında tutuklandığını belirten Ray, Türkiye ve Kürdistan ile benzerlikler bulunduğunu söyledi. Avukatların, doktorların ve akademisyenlerin de bu yasalarla tutuklandığını belirten Ray, yüzde 95 engelli bir tutsağın beraat etmesine rağmen hapishane koşulları nedeniyle yaşamını yitirdiğini aktardı. Ray, halk hareketinin parçası olan ve yaşam alanlarını savunan köylülerin, maden şirketlerine karşı direndikleri için yargılandığını söyledi. Neoliberal kapitalizmin faşizmle birlikte yükseldiğini belirten Ray, Küresel Güney'de halkların yaşam kaynaklarının gasp edildiğini ifade etti. Devrimci tutsaklar kategorisinin net biçimde tanımlanması gerektiğini söyleyen Ray, terör suçlamalarının reddedilmesi ve siyasi tutsaklarla dayanışmanın büyütülmesi çağrısında bulundu.
SASYOYE: İZOLASYONA KARŞI ÖZNE OLMA MÜCADELESİ VERİLİYOR
Panelin üçüncü konuşmacısı Enternasyonal Kızıl Yardım örgütünden Bertrand Sassoye oldu. Sassoye, devrimciler için tutuklama ve ağır cezaların sürpriz olmadığını, mücadelenin sürekliliğinin bilinciyle hareket edildiğini ifade etti. Hapishanedeki mücadelenin moral bozukluğunu azalttığını belirten Sassoye, devletin devrimcileri fiziksel ve ideolojik olarak kırmayı hedeflediğini söyledi.

Devrimci tutsakların hapishane içinde siyaset üretme zorunluluğu olduğunu vurgulayan Sassoye, izolasyona karşı özne olarak kalmanın temel hedef olduğunu belirtti. Hapishane içi örgütlenmenin, grevlerin ve dayanışma biçimlerinin önemine dikkat çeken Sassoye, tutsaklarla dışarısı arasındaki iletişimin hayati olduğunu söyledi.
FİLİPİN DEVLETİ KONFERANSA KATILIMI ENGELLEDİ
Panele katılamayan Filipinli delegenin gönderdiği mesajda, Filipin devletinin konferansa katılımı engellediği belirtildi. Mesajda, Filipinler'de siyasi suçların kriminalize edildiği, rejimin siyasi tutsakların varlığını reddettiği ifade edildi. Filipinler'deki silahlı halk savaşı, devlet saldırıları ve politik tutsakların koşullarına dair bilgiler paylaşıldı.
YUNANİSTAN HAPİSHANESİNDEN DİRENİŞ MESAJI
Yunanistan hapishanelerinden mesaj gönderen anarşist Dimitris Chatzivasileiadis, hapishaneleri sınıf ve siyasal tahakkümün askeri-ideolojik bir aracı olarak tanımladı. Siyasi esaretin yenilgi bilinci dayatmayı amaçladığını belirten Chatzivasileiadis, direnişin temelinin siyasi dayanıklılık ve kolektif dayanışma olduğunu vurguladı. Uluslararası dayanışmanın saldırı ve savunma eksenlerinde örgütlenmesi gerektiğini ifade eden Chatzivasileiadis, Georges Ibrahim Abdallah, Abdullah Öcalan ve çeşitli ülkelerdeki siyasi tutsaklar için yürütülen kampanyalara dikkat çekti.
Konferansı selamlayan Fransız antifaşist Antonin Bernanos, Fransa'da olağanüstü yasaların kalıcı hale geldiğini belirterek Avrupa'daki devlet baskılarına değindi. Kendisi de yargılanan bir antifaşist olarak, işçi sınıfı eylemleri ile hapishaneler mücadelesinin birleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Budapeşte davasında yargılanan Alman antifaşist Maja T. ile aynı dosyada yer alan Zaid ise Avrupa'daki antifaşist mücadele ve tutsaklarla dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Konferansın ilk oturumu soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.