Zini Gediği katliamıyla yüzleşme çağrısı

Zini Gediği'nde katledilen 97 Alevi için yapılan anmada, katliamla yüzleşme çağrısı yapıldı.
Erzincan'ın Kılıçkaya Köyünde, 8 Ağustos 1938 tarihinde yaşanan Zini Gediği Katliamının 87. yılında katledilen 97 Alevi köylü için anma töreni düzenlendi. Zini Gediği İnisiyatifi tarafından organize edilen etkinlikte, çerağlar uyandırıldı, ağıtlar yakıldı ve adalet ile yüzleşme talebi bir kez daha yüksek sesle dile getirildi
Surbahan'da yapılan anmaya, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti ) milletvekilleri Ayten Kordu ile Celal Fırat, Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), DEM Parti Dersim İl ve İlçe yöneticileri, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Anmanın yapılacağı alana "Zini Gediği'nde katledilen canlarımızı anıyoruz", "Zini Gediği'nde katledilenleri unutmadık" pankartları asıldı.
'YILLARDIR FISILTIYLA KONUŞTUĞUMUZ BU ACIYI ARTIK YÜKSEK SESLE DİLE GETİRİYORUZ'
Söz alan Avukat Semanur Dikme, "Uzun yıllar katliamın yaşandığı bölge yasaklandı. Geride kalanlar yakınlarının kemiklerine dahi ulaşamadılar. Yasları tamamlanamadı. Köyler boşaltıldı, aileler, Balıkesir ve Edirne gibi bilmedikleri illere 10 yıl dönmemek şartıyla zorunlu gönderildi. Biz geride kalanlar Surbahan, Galolar, Magaçur, Brastik, Balibey ve Kismikör'den birbirine iplerle bağlanarak götürülen atalarımızın Zini Gediği'nde sonlanan yolculuklarını hatırlatmak ve anmak için yıllardır buradayız. Yıllardır fısıltıyla konuştuğumuz bu acıyı artık yüksek sesle dile getiriyoruz. Zini Gediği'nde katledilen erkekleri ve çocukları zorunlu gurbet yollarında dağılan aileleri anmak için adlarını andıkça çoğaltmak, unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı haykırıyoruz" dedi.
'KATLİAMLARIN ARKASINDA ULUS DEVLET AKLI VAR'
Katliama dair çalışmalar yapan Prof. Bedriye Poyraz, dünyada yapılan katliamların birbiriyle olan benzerliğine değinerek, bu katliamların ardında ulus devlet aklının yer aldığını ifade etti. Poyraz, şöyle devam etti: "Birçok ülke yapmış olduğu katliamlarla yüzleşiyor ancak Türkiye yüzleşmedi. Dolayısıyla en önemli fark buradan kaynaklanıyor" dedi. Yüzleşmenin hakikati bilmekten, kabul etmekten geçtiğini belirten Poyraz, "Ulus devletleri, sorumlu olan devletlerin öncelikle hakikati söylemesi gerekiyor. Ben ilk çalışmaya başladığım zaman Türkiye'de bunun olabileceğine inanıyordum. Yıllar geçti aynı düşüncede değilim. Buradaki katliamı Türkiye Cumhuriyeti muhtemelen kabul etmiyordur. Türkiye Cumhuriyeti kabul etse dahi toplum bilmiyor. Toplumun bilmemesi bu olayın olmadığı anlamına geliyor. Yani hakikatin bilinmesi ve kabul edilmesi çok kıymetlidir. Bütün toplumun burada böyle haksız bir katliamın olduğunu mutlaka bilmesi gerekiyor. Bu da devletin görevi" ifadelerini kullandı.
TALEPLER SIRALANDI
Zini Gediği İnisityatifi Sözcüsü Ercan Geçmez katliamın unutulmaması için adalet duygusunun diri tutulması gerektiğini vurguladı.Talepleri karşılanana dek mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Geçmez, şu talepleri sıraladı:
🔹"Zini İnisiyatifi tarafından 'Anıt Mekanı' olarak projelendirilen yer için bütçe temin edilmelidir.
🔹Devlet, kolektif travmalardaki sorumluluğunu açıkça üstlenmelidir.
🔹Devlet kollektif travmaları tanıdığını, tören, anıt, müze vb. projelerle somutlaştırmalıdır.
🔹Zini Gediği ve diğer kayıplarla ilgili arşivler mutlaka açılmalı ve bu konu siyasi hesaplar için istismar edilmemelidir.
🔹Mal ve can kaybı olanların, yerinden edilmişlerin maddi kayıpları, gerçek kayba orantılı bir şekilde tazmin edilmelidir.
🔹Zini Gediği ve diğer kayıpların ve yakınlarının onurları, itibarları ve haklarını iade eden resmi bir açıklama yapılmalıdır.
🔹'38 süreci ve sonrasında meydana gelen olaylarla ilgili sorumlulukların kabulünü ve gerçeklerin tanınmasını içerecek şekilde, kamuoyundan özür dilenmelidir.
🔹Meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımı, uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk eğitimi ve çalışmalarına yönelik dokümanlara dahil edilmelidir.
🔹Ve en önemlisi ihlâllerin bir daha tekrar etmeyeceğine dair kamuoyuna garanti verilmelidir."
'ADALET SAĞLANANA DEK MÜCADELEMİZ SÜRECEK'
İnsanlık suçu olmasına rağmen yaşatılan katliamları zamanaşımıyla unutturmak istediklerine dikkat çeken DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, "Bu ülkede barış ve demokrasi mücadelesi verenler olarak yaşanan katliamlarla yüzleşilmesi için mücadelemizde vazgeçmedik. Hakikatle yüzleşmek, bu tekçi ve inkarcı anlayıştan vazgeçilmesi gerekiyor. Adalet sağlanana kadar mücadelemize devam edeceğiz" dedi. DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat da, "İnancımız ve kimliğimizden dolayı geçmişten bugüne katledildik. Bugün Suriye'de on binlerce Alevi katledildi. Bu zihniyetin sonucu olarak 1938 Katliamında Gazi'de ve Gezi'de katledildik. Eğer bu ülkeye barış gelecekse yapılan katliamlarla yüzleşilmesi gerekiyor" dedi.
'ALEVİ ASİMİLASYONUNA KARŞI SORUMLULUK ALMAMIZ GEREK'
ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, "87 yıl önce burada katliam yaşandı, bugün de bu topraklardaki çok kültürlü yapıya bir saldırı var. Hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düşüyor. Alevilerin yaşadığı topraklarda asimilasyon kırımına karşı sorumluluk almak gerekiyor. Bu topraklarda bir daha aynı katliamların yaşanmaması için mücadele etmeliyiz" diye konuştu. AABF Eşit Başkanı Hüseyin Mat, katliamların Alevi, Bektaşi, Kızılbaş oldukları için yapıldığının altını çizerek, "Bu topraklarda sadece Alevilere katliam yapılmadı, o yüzden acılarımızı ortaklaştırmamız lazım. Katliam yaşayan herkesle ortak hareket etmemiz lazım. Aleviler olarak en çok barışı isteyenleriz. Barış sadece Diyarbakır'dan değil Dersim'den ve Zini'den geçer" dedi.
HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez, demokratik bir ülkenin ancak geçmişle yüzleşerek sağlanacağını belirterek, "1938 üzerinden kaç yıl geçmiş biz halen katledilen yakınları olarak anma yapıyoruz. Toprağa kefensiz düşenlerin huzurunda saygıyla eğiliyorum" diye konuştu. DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir de, "Bunların asıl amacı kendileri gibi yaşamayan Alevi ve Kürtleri katletmektir. Haksız ve hukuksuz yere katledilen atalarımızın hesabını vermek zorundalar" diye konuştu.
Anma, lokma dağıtımıyla sona erdi.