5 Şubat 2025 Çarşamba

'Zulüm varsa, direniş de var diyerek yürüyoruz'

ESP, SKM, SGDF'ye dönük operasyonda 34 sosyalistin tutuklanmasına ilişkin HDK'de basın toplantısı gerçekleştirildi. ESP Eş Genel Başkanı Çepni, saldırılara karşı sosyalist etrafında örgütlenme çağrısı yaparken, çok sayıda siyasi parti ve devrimci örgüt de, bu saldırılara karşı birleşik mücadeleyi örmenin önemini vurguladı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 34 devrimci sosyalistin tutuklanmasına ilişkin Beyoğlu'nda bulunan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Cengiz Çiçek, HDK Eş Genel Sözcüsü Ali Kenanoğlu, Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Kaldıraç, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Dostluk ve Dayanışma Kültür Derneği (DKDER), Mücadele Birliği, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Komün Dergi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Köz ve çok sayıda kişi katıldı.

UÇAR: ESP KONGRESİNE KATILMAK SUÇ SAYILDI
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, 34 sosyalist devrimcinin tutuklanmasından bu yana AKP-MHP iktidarının saldırılarını devam ettirdiğini belirterek, Siirt'e kayyum atanmasına ve gazetecilerin gözaltına alınmasına işaret etti. Devletin saldırılarının hız kesmeden devam ettiğini kaydeden Uçar, bu saldırılarla tüm devrimcilere, sosyalistlere, muhaliflere güçlü bir mesaj verildiğini belirtti.

34 devrimci sosyalistin tutuklama gerekçelerine dikkat çeken Uçar, SGDF'nin 11. Genel Kurulu'na katılmanın, ESP'nin 4. Olağan Kongresine katılmanın, Suruç Katliamı için yapılan anmaların, Atılım gazetesinin 30. yıl etkinliklerinin, devrim şehitlerini anmanın suç sayıldığını aktardı.

'KAPSAMLI BİR SALDIRI KONSEPTİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
ESP'nin sokakta siyaset yapan, Kürt halkının mücadelesiyle işçi ve emekçilerin mücadelesini birleştiren bir parti olarak yıllardır bu saldırılara maruz kaldığını belirten Uçar, bugün çok daha kapsamlı bir saldırı konseptiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.

Rojava'ya dönük saldırılara, İstanbul Barosu'na dönük hedef göstermeye, kayyum atamalarına, basın emekçilerinin katledilmesine, tutuklanmasına işaret eden Uçar, işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin artan sömürü ve sefalet karşısında olası bir isyanına öncülük edecek siyasi partilere de kırım operasyonu gerçekleştirildiğine işaret etti. Bugünkü sorumluluklarının dün olduğundan daha fazla bu mücadeleyi büyütmek olduğunun altını çizen Uçar, daha güçlü bir mücadelenin örgütlenemediği koşullarda saldırıların artacağını vurguladı.

ÇEPNİ: İKTİDAR HALKIN ÖFKESİNİ NASIL ENGELLERİM PLANI YAPIYOR
ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, gözaltı, tutuklamalar, Rojava'ya dönük saldırılar, kayyum atamaları gibi rejimin çok yönlü artan saldırılarına dikkat çekerek, "İktidar bu çürüme, yoksullaşma, ölüm tablosu içerisinde halkların öfkesini hangi yöntemle engelleyebilirim planı yapıyor" dedi.

Filistin soykırımıyla başlayan süreçte Suriye'de yaşanan gelişmelerin rejim için oluşturduğu risklere işaret eden Çepni, iktidarın buna karşı bir "mıntıka temizliği" içerisinde olduğunu söyledi. İktidarın temel hedeflerinden birinin Kürt halkının statüsüz kalmasının sağlanması ve Rojava Devriminin boğulması olduğunu vurgulayan Çepni, diğer yanda açlık, yoksulluk, doğa kırımı, kadın cinayetlerine karşı sosyalist hareketin gelişmesinin bir tehlike olarak görüldüğünü belirtti.

Ama içinde bulundukları coğrafyada direnişin de devam ettiğinin altını çizen Çepni, giderek artan işçi direnişlerine, kadın özgürlük mücadelesine, ekoloji mücadelesine vurgu yaptı. Bu mücadelelerin temel probleminin parçalı ve kesimsel olmaları olduğunu kaydeden Çepni, "İktidar bu parçalı mücadelelerin birleşik bir hattan akmasının engellenmesiyle meşgul" dedi.

'ZULÜM VARSA, DİRENİŞ DE VAR'
ESP'ye dönük saldırının bu coğrafyada demokrasi, adalet ve özgürlük mücadelesi yürüten herkese yönelik olduğunun altını çizen Çepni, "ESP sustuğunda, diğer devrimci güçler susturulduğunda milyonlarca işçi ve emekçi savunmasız, örgütsüz kalacaklar" dedi. Sosyalistler olarak varlık sebeplerinin milyonlarca işçi ve emekçinin taleplerini yükseltmek, bu sömürü düzenini yıkmak olduğunu dile getiren Çepni, sosyalist güçler etrafında örgütlenme çağrısı yaptı. Sosyalistlere dönük saldırıların tarih boyunca yaşandığına işaret eden Çepni, "Zulüm varsa, direniş de vardır diyerek yürüyoruz" dedi.

ÇELEBİ: BÜTÜN GENÇLİK HAREKETİNE DÖNÜK BİR SALDIRI VAR
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Sinem Çelebi, bu operasyonda 17 yoldaşlarının tutuklandığını aktardı. Tutuklama saldırıları ve baskılarla geçmişte de karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Çelebi, sadece SGDF'ye dönük değil, toplumsal mücadelenin en dinamik kesimi olan gençlik hareketine dönük bir saldırı olduğuna işaret etti. Çelebi Gençlik Komiteleri, Yeni Demokrat Gençlik ve diğer gençlik örgütlerine dönük saldırıları hatırlattı.

İstanbul'daki Sosyalist Gençlik Derneği'nin kapısı kırılarak talan edildiğini, Suruç şehitlerini anmanın, 25 Kasım yürüyüşüne katılmanın, kayyumlara karşı mücadele etmenin suçlama konusu yapıldığını ifade eden Çelebi, "Suruç şehitlerini anmak bizim için onurdur" dedi.

'SOSYALİZM MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
"Devrimci gençlik mücadelesini sokaklarda savunmaya devam edeceğiz. Tüm bu tasfiye saldırısının konusu haline getirilen ne varsa sokaklarda savunmaya devam edeceğiz" diyen Çelebi, milyonlarca gence sefalet ve geleceksizlik dayatmasından çıkışın sosyalizmde olduğunu gösterdikleri için hedef alındıklarının altını çizdi. "SGDF sosyalizm mücadelesini büyütmeye devam edecek, SGDF sokaklarda siyaset yapmaya devam edecek" diyen Çelebi, 34 devrimci sosyalist tutsakla dayanışmayı yükseltme ve tüm gençliğe SGDF'de örgütlenme çağrısı yaptı.

KAPLAN: BİZİM İÇİN ONUR VESİLESİDİR
BEKSAV Eşbaşkanı Canan Kaplan, kurum binasının herhangi bir vakıf yetkilisi olmadan polis tarafından basıldığını, Grup Vardiya'nın albüm kayıtlarının, sinema kolektifinin çalışmalarının olduğu bilgisayarların, gitarlarının gasp edildiğini ifade etti.

30 yıldır devrimci sanat üreten bir odak olarak geçmişte de iktidarın çeşitli saldırılarına maruz kaldıklarını söyleyen Kaplan, kapıları bütün devrimcilere, sosyalistlere, yoksullara, ezilenlere açık bir kurum oldukları için hedef alındıklarının altını çizdi. Bu nedenle bu operasyonun kendileri için bir onur vesilesi olduğunu vurgulayan Kaplan, gasp edilen materyalleri için bağış kampanyası başlattıklarını ifade ederek dayanışma çağrısı yaptı.

KONUKÇU: BİRLİKTE GÖĞÜSLEYECEĞİZ
SODAP Sözcüsü ve DEM Parti milletvekili Kezban Konukçu, bu saldırının sadece ESP'ye değil tüm devrimci, sosyalist güçlere dönük olduğunu ifade ederek, AKP-MHP iktidarının bir yandan bir "süreç" işlettiğini iddia ederken, diğer yandan baskı ve zoru arttırdığını söyledi.

İktidarın ortak mücadele etme zeminlerini hedef aldığını kaydeden Konukçu, bir yandan Kürt halkının onurlu barış talebini, diğer yandan açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edilen emekçilerin tepkisini ortak bir mücadeleyle örmek zorunda olduklarını vurguladı. "Ekmek de istiyoruz, barış da istiyoruz" diyen Konukçu, "Geniş emekçi kesimler, halklar bizden umut bekliyorlar. Bu umudun büyütülmesi gibi bir görevimiz var. Bu saldırı hepimize yapılmış bir saldırıdır, birlikte göğüsleyeceğiz" dedi.

KENANOĞLU: BU SALDIRI HEPİMİZE YAPILMIŞTIR
Bundan 104 yıl önce Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledildiğini hatırlatan HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, 104 yıldır insanların eşit ve adil koşullarda yaşamasını isteyen sosyalistlere dönük baskı ve zulüm politikalarının devam ettiğini söyledi. Sistemin sosyalist hareketler Kürt özgürlük hareketinin buluşmasından korktuğunu belirten Kenanoğlu, "Bu nedenle bu birlikte ısrarcı olan sosyalistlere dönük her türlü baskı ve zulüm politikaları devam ediyor. ESP'ye dönük bu operasyon sadece ESP'ye değil, birlikte mücadeleyi savunan hepimize yapılmıştır" dedi.

GÖZEN: KÖKLERİMİZ DERİN
TÖP Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, 2025 yılının çok yoğun bir kuşatmayla başladığını vurgulayarak, dayanışmanın ötesine geçen ortak bir aklı pratiğe dökmeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. İktidarın ülkeyi uluslararası ve yerel sermaye güçlerine peşkeş çekmek üzerine oldukça net bir yol haritasıyla hareket ettiğine işaret eden Gözen, bu yüzden asgari ücrete yapılan sefalet zammıyla halkın yoksulluğa mahkum edildiğini, direnen işçilere dönük saldırıların arttığını kaydetti.

Rejimin kendini tahkim ettiğini ifade eden Gözen, bu kapsamda saldırıların düzen içi muhalefete kadar genişlediğine işaret etti. Gözen, bu nedenle farklı direniş kanallarını yan yana getirmeye ve ortak bir zeminde örgütlemeye ihtiyaç olduğunu dile getirdi. "Bu operasyonlar hiçbir sosyalisti bu topraklardan kazıyamaz. Bizim köklerimiz derin" ifadelerini kullanan Gözen, bütün saldırılara karşı kurucu bir akıl, kurucu bir siyaset, kurucu bir propagandayla, toplumu taraflaştırmanın önemine dikkat çekti.

ALTAY: İKTİDARIN TOPLUMSAL TEMELİ ZAYIFLADI
Komün Dergisi adına söz alan Altunç Altay, iktidarın şu anki baskılarının iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, Suriye'de ortaya çıkan gelişmelerin iktidarın risklerini arttırdığına ve bu nedenle iktidarın saldırılarını arttırdığına dikkat çekti. İktidarın toplumsal temelinin zayıfladığını söyleyen Altay, yeni taktikler, yeni biçimler, yeni yöntemlerle devrimci mücadeleyi büyütmek gerektiğini kaydetti.

DİLMEÇ: ÖRGÜTLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR
Kaldıraç Hareketi temsilcisi Hakan Dilmeç, içeride ve dışarıda savaş politikalarının devam ettiğine işaret ederek, "Bu devlet de emperyalistler adına bu politikalarda rol almaya devam edecek" dedi. İçeride de halka, işçi ve emekçilere dönük bir savaş olduğuna işaret eden Dilmeç, "Yönetenler çok güçlü değiller, biz örgütsüz olduğumuz için güçlü gözüküyorlar" dedi. Buna karşı örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Dilmeç, birleşik emek cephesinin kurulması gerektiğini vurguladı.

ÜRPER: BASKILAR NE KADAR ARTSA DA BİZİ SÖKÜP ATAMAYACAKLAR
SEP adına söz alan Rozerin Ürper, saldırılara karşı omuz omuza mücadeleyi büyütmeye devam edeceklerini ifade ederek, "Bu topraklarda her ne kadar baskılar artsa da söküp atamayacakları bir maya var. Bu maya da yüzyıllardır bu topraklarda olan devrimcilerin mayasıdır. Bu maya da bir kere tuttu. Bu saldırıların karşısında birleşik emek mücadelesini yükselteceğiz" dedi.

HİZMETÇİ: DEVRİMCİLER UMUDU BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYOR
Mücadele Birliği Platformu temsilcisi Muhammed Hizmetçi, Türkiye ve Kürdistan'da çok yönlü bir saldırı gerçekliği olduğuna işaret ederek, "Türkiyeli devrimciler bu saldırı dalgası altında halkların umudunu büyütmeye çalışıyor. ESP ve sosyalistlere dönük saldırı çok büyük, ve devam edeceğini biliyoruz" dedi. Bu nedenle emekçi halkın devrimci güçleri sahiplenmesini sağlamak gerektiğine işaret eden Hizmetçi, "Birleşik mücadeleyi güçlendirmeye ihtiyacımız var" dedi.

ÖZDOĞAN: BİRLEŞİK, DEVRİMCİ MÜCADELEDEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK
DBP adına konuşan Atilla Özdoğan, "Suriye sahasında Kürtlerin 12 yıldır inşa ettiği ortak yaşamı ortadan kaldırmaya yönelik bir saldırı var ve buna Türkiye öncülük ediyor. Türkiye sahasında bir yol temizliğine ihtiyaç var. Türkiye'deki ezilenlerin ortak mücadelesini baltalamaya dönük bir çaba içerisinde" dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecride ve Kürt halkına dönük inkar ve imha politikalarına dikkat çeken Özdoğan, "Türkiye emekçileriyle Kürt halkının ortak mücadelesi hedef alınıyor. Ortak mücadele hattını, birleşik devrimci mücadeleyi büyütmekten başka çaremiz yok. ESP'ye yapılan operasyon bütün devrimci, sosyalist güçlere yapılmıştır" dedi.

ÇEVİK: TOPYEKUN DİRENİŞİ BÜYÜTECEĞİZ
Halkevleri adına söz alan Ergin Çevik, her güne yeni ölüm haberleriyle, yoksulların çektiği çilelerle, kayyumlarla uyandıklarına ve buna alışmalarının beklendiğine işaret etti. "Buna alışmayacağımızı pek çok defa gösterdik. ESP de bunun en iyi örneklerinden biri" diyen Çevik, bu operasyonların tasfiye, halkta biriken öfkenin isyana dönüşmesini engelleme amacıyla yapıldığının altını çizdi. Çevik, "Bizler saldırının topyekun olduğunun farkındayız. Bu nedenle direnişi de topyekun büyüteceğiz" ifadelerini kullandı.

GÜRZ: MÜCADELENİN MEŞRULUĞUNU ISRARLA HAYKIRMALIYIZ
SMF temsilcisi Mahir Gürz, iktidarın kendini tahkim etme amacıyla saldırılarına yeni bir boyut kazandırdığına ve genişlettiğine işaret ederek, teslimiyet dayatmasına karşı net bir tutum takınmak gerektiğinin altını çizdi. Gürz, "İktidarın, burjuvazinin bize dayattığı şey: Devrimcilikten vazgeçin, anlamsızdır, mücadeleden vazgeçin, anlamsızdır. Biz de onlara karşı devrimciliğin, direnişin, mücadelenin meşru olduğunu ısrarla haykırmalıyız" dedi.

Köz, DKDER ve EHP adına yapılan konuşmalarda da iktidarın saldırılarına karşı birleşik bir direnişi örmenin önemi vurgulanarak, devrimci dayanışma mesajları iletildi.