'Enflasyonun sebebi işçilerin ücretleri değil patronların karıdır'
Hakkımı Ver kampanya grubu, asgari ücret görüşmelerinin ilk gününde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde eyleme geçerek, asgari ücrette esas muhatabın direnen işçiler olduğunu vurguladı. Eylemde, uygulananın IMF'siz bir IMF programı olduğu kaydedilerek, "Enflasyona sebep olan işçilerin ücretleri değil patronların karıdır" denildi.
Hakkımı Ver kampanya grubu, asgari ücret tespit komisyonu görüşmelerinin ilk gününde, Tophane'de bulunan Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde yan yana geldi. Tophane durağında buluşan Hakkımı Ver gönüllüleri, "Asgari ücretle bakanlar, patronlar geçinsin! Biz geçinemiyoruz" pankartı açarak sloganlarla il müdürlüğü binasına yürüdü.
Basın açıklamasını okuyan Burcu Çıra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen ilk toplantıda patronları temsil eden TİSK ve işçileri temsil ettiği iddia edilen Türk-İş'in masada oturduğunu söyledi. "Her kesimin temsil edildiği iddia edilen bir görüntü ortaya çıkarılsa da aslında olan biten bir orta oyunundan ibarettir" diyen Çıra, hükümeti temsilen masada olan bakanlığın taraflara eşit mesafede olmadığının altını çizdi.
'HÜKÜMET BÜTÜN GÜCÜYLE PATRONLARIN YANINDA'
Hükümetin bütün gücüyle patronların yanında olduğunu dile getiren Çıra, "Sendikal hakları için Ankara'ya yürümek isteyen Polonez işçilerinin yolunun polisler tarafından kesilmesi, şiddete maruz kalmaları bile bu gerçeği göstermektedir. Ancak daha trajik olan mesele, işçileri temsil iddiasıyla masada olan Türk-İş konfederasyonu da bu nitelikten uzaktır. Bir yandan ülkede en çok üyeye sahip konfederasyon olmasına rağmen Türk-İş işçilerin yaşadığı yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı harekete geçmemekte ve etkili bir mücadele örgütlememektedir" ifadelerini kullandı.
'MUHATAP DÖRT BİR YANDA DİRENEN İŞÇİLERDİR'
Bu nedenle asgari ücret belirlenirken muhatap alınacak yerin tespit komisyonu değil ülkenin dört bir yanında direnen işçiler olduğunu vurgulayan Çıra, iktidarın direnen işçilere kulak vermekten uzak olduğunu belirtti. "Çünkü iktidar bu ülkenin halkını uluslararası şirketlere ucuz ve güvencesiz emek gücü olarak pazarlamak, ülkemizi uluslararası tekellerin üretim üssü, maden sahası haline getirmek için çalışmaktadır. Bu anlayış çerçevesinde işçiler sadece bir maliyet kalemi olarak görülmektedir. Ücretler ne kadar aşağıya çekilirse, patronlar için kâr oranları o kadar artacaktır" ifadelerini kullanan Çıra, bu yüzden Merkez Bankası Başkanından Hazine ve Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, TÜSİAD ve MÜSİAD'a kadar herkesin asgari ücretin düşük tutulması talebinde bulunduğuna dikkat çekti.
'UYGULANAN IMF'SİZ IMF PROGRAMIDIR'
Ortada dolaşan "yüzde 25 zam" söyleminin Orta Vadeli Program'da bahsedilen hedef enflasyon oranı olduğuna işaret eden Çıra, "Üstelik hedef enflasyon gerçek enflasyonun altındadır ve hedef enflasyon oranında yapılacak zam işçilerin ücretlerini enflasyon karşısında ezdirecektir. Daha da trajik olanı bu akıl bizzat uluslararası sermayenin merkezi örgütleri tarafından belirlenmektedir. Tayyip Erdoğan IMF'ye laf etse de bugün ülkemizde uygulanan ekonomi programı bir IMF'siz IMF programıdır. Ve asgari ücretin hedef enflasyona göre belirlenmesi fikrini bizzat IMF dile getirmiştir" dedi.
'ENFLASYONUN SEBEBİ İŞÇİLERİN ÜCRETİ DEĞİL PATRONLARIN KARIDIR'
IMF Türkiye Masası Başkanı Jim Walsh'ın, "ücretler artarsa enflasyon artar" yönündeki sözlerini hatırlatan Çıra, "Halbuki bu memlekette enflasyona sebep olan işçilerin ücretleri değil patronların karıdır. Bir yıldan uzun bir süredir kemer sıkma politikaları uygulanmasına rağmen yoksulun evindeki enflasyonun düşmemesi bunun en büyük kanıtıdır. IMF aynı zamanda, hükümete yüksek asgari ücret artışı yerine düşük gelirliler için sosyal programlarının geliştirilmesi önerisinde bulunmuştur. Yani yoksulluğun yok edilmesi değil yoksulların yardıma muhtaç hale getirilmesi önerilmektedir" ifadelerini kullandı.
'ASGARİ ÜCRETİ TEMEL ÜCRET HALİNE GETİREN POLİTİKALARDAN VAZGEÇİN'
Çıra, şöyle devam etti: "Artık yeter! Asgari ücret tespit komisyonu toplantılarını bir orta oyunu olmaktan çıkartın. Asgari ücreti temel ücret haline getiren politikalardan vazgeçin. Asgari ücreti belirlerken tek kişilik değil bir hane halkının geçim koşullarını göz önünde bulundurun. İşçileri asgari ücrete mahkûm eden sendikasız, kuralsız ve güvencesiz çalışma koşullarını ortadan kaldırın. Sendikalaşma hakkının önündeki tüm engelleri kaldırın. Ancak o zaman bu memlekette asgari ücret görüşmelerinin demokratik, hakkaniyetli bir duruma gelmesini sağlayabilirsiniz. Bu koşullar sağlanmadan yapılan görüşmelerin işçilerin koşullarını düzelteceğine inanmıyoruz. Tam da bu yüzden tüm işçileri, insanca yaşamak için mücadeleye çağırıyor, 15 Aralık'ta Ankara'da talepleriyle 'Hakkımı ver' diyerek meclise yürümeye davet ediyoruz."
Eylem boyunca, "Asgari ücretle sen git yaşa Mehmet", "İnsanca bir yaşam istiyoruz", "Asgari değil insanca yaşam", "Polonez işçisi yalnız değildir" sloganları atıldı.