11 Eylül 2025 Perşembe

İzmir'de cinsiyetçi eğitim politikalarına tepki

Cinsiyetçi eğitim politikalarına tepki gösteren DEM Parti İzmir Kadın Meclisi, "Kız çocuklarının yoksulluktan, cinsiyet ayrımcılığından ve dil yasaklarından kaynaklı olarak eğitim hakkından mahrum bırakılmasına, fırsat eşitsizliğine, şiddet ve istismarı derinleştiren politikalara karşı mücadelemizi büyüteceğiz" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Kadın Meclisi, eğitim sisteminin cinsiyetçi ve tekçi yaklaşımına tepki göstermek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Atatürk Lisesi önünde yapılan açıklamada, "Cinsiyetçi, tekçi eğitim modeline, eğitimde fırsat eşitsizliğine karşı ayaktayız" pankartı ile "Yoksulluğa değil, eşit eğitime bütçe", "Cinsiyetçi değil, özgürleştirici müfredat", "Laik, bilimsel, anadilde eğitim" dövizleri taşındı.

ÇUBUK: BU UYGULAMALAR EN ÇOK KIZ ÇOCUKLARINI VURUYOR
Eyleme katılan DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, eğitimin giderek bilimden uzaklaştırıldığını, öğretim metotlarının ortadan kaldırıldığını, devlet okullarının aldığı desteğin giderek düştüğünü söyledi. Burcugül Çubuk, "Bu uygulamalar en çok kız çocuklarını vuruyor ve unutmayın ki oğlan çocukları da bu eğitim sistemiyle, birer fail olarak yetiştirilmek isteniyor. Eğitimde cinsiyet eşitliği, cinsiyetçi eğitimin ortadan kaldırılmasıyla başlar. Eğitimde cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliğini gerektirir, müfredata kadar giren bazı şeylerin kaldırılmasıyla mümkündür. Bu cinsiyetçi müfredatı ve kitapları hazırlayanlar, AKP iktidarı tarafından ödüllendirilmekte, meclise sokulmaktadır. Cinsiyetçi, antidemokratik, antibilimsel tekçi, militarist bir eğitim müfredatıyla, başta kız çocukları olmak üzere, çocuklar, gençler öğrenim hayatları boyunca birbirlerine ve halka düşman olacak şekilde yetiştirilmeye çalışılmakta, kız çocuklarına roller dayatılmakta, bu rollerin dışına çıktıklarında başlarına geleceklerle ilgili korkutulmaya çalışılmaktadır. Cinsiyetçi bir müfredat hazırlayarak, cinsiyetçi uygulamalarla hayatları zindana çevireceğinize çocuk istismarını, kadın katliamını, tecavüz çetelerinin ellerini kollarını sallayarak sokakta dolaşmasını engelleyin. Gücünüz yetiyorsa ya da ideolojiniz izin veriyorsa bunu yapın" dedi. 

'TOPLUMUN GELECEĞİNİ DE KARANLIĞA SÜRÜKLEMEKTEDİR'
Basın metnini kitle adına DEM Parti İzmir Kadın Meclisi üyesi Tülin Tümer okudu. Yaşanan eşitsizliklerin, derinleşen ekonomik krizin ve tekçi, erkek egemen zihniyet politikalarının eğitim sistemi üzerinden yürütüldüğünü vurgulayan Tümer, şunları söyledi: "Eğitimde yaşanan fırsat eşitsizliği, yoksulluğun her geçen gün daha da derinleşmesiyle birlikte büyümekte; bundan en çok kadınlar ve kız çocukları etkilenmektedir. Kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişimi engellenirken, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikalar geliştirmek yerine bu eşitsizlikleri daha da besleyen tekçi ve cinsiyetçi bir eğitim modeli dayatılmaktadır. Bugün kız çocukları sadece yoksulluktan dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmamakta; aynı zamanda maruz bırakıldıkları ihmal, istismar ve şiddetle de mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen eğitim müfredatında 'toplumsal cinsiyet' kavramı yasaklanmakta, okullarda kadınları ve kız çocuklarını görünmez kılan politikalar hayata geçirilmektedir. Bu yaklaşım, yalnızca eğitimin niteliğini değil, aynı zamanda toplumun geleceğini de karanlığa sürüklemektedir."

'KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİM HAKKI DAHA FAZLA GASP EDİLMEKTE'
Son dönemde okullara gönderilen genelgelerde kadın öğrencilerin giyimlerine ve davranışlarına yönelik kurallar konulduğunu belirten Tümer, okullarda İl Milli Eğitim Müdürlükleri eliyle militarist, cinsiyetçi ve ayrımcı programların yürütüldüğünü ifade etti. Tümer şöyle konuştu: "Eğitim sistemine dayatılmak istenen bu anlayış, çocukların özgür gelişim hakkını, kadınların eşit yurttaşlık hakkını ve toplumun demokratik geleceğini tehdit etmektedir. Derinleşen yoksulluk nedeniyle ebeveynler çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamaz hale gelmiş; eğitim, yalnızca parası olanların ulaşabileceği, nitelikten ve bilimsellikten uzak bir hale getirilmiştir. Bu koşullar altında kız çocuklarının eğitim hakkı daha da fazla gasp edilmekte, fırsat eşitsizliği büyümektedir."

'EŞİT, ÖZGÜR, ANADİLDE VE BİLİMSEL EĞİTİM HAKTIR'
Anadilde eğitim hakkının yok sayılması ve çoğulculuğun reddedilmesinin eğitim sistemini daha da tekçi ve dışlayıcı hale getirdiğine dikkat çeken Tümer, şunları dile getirdi: "Çocukların kendi anadilinde eğitim hakkı, demokratik ve eşitlikçi bir toplumun en temel koşuludur. Bizler, her çocuğun kendi anadilinde özgürce eğitim görmesini, farklı kimliklerin ve kültürlerin eşit şekilde var olmasını savunuyoruz. Çoğulcu, demokratik ve eşitlikçi bir eğitim sistemi talebimizi yineliyoruz. Biz kadınlar, bu düzeni kabul etmiyoruz! Cinsiyetçi, tekçi, militarist eğitim politikalarına karşı; eşit, özgür, laik, çoğulcu ve bilimsel eğitim hakkımızı savunuyoruz. Kız çocuklarının yoksulluktan, cinsiyet ayrımcılığından ve dil yasaklarından kaynaklı olarak eğitim hakkından mahrum bırakılmasına, fırsat eşitsizliğine, şiddet ve istismarı derinleştiren politikalara karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Çocuklarımızın geleceğini karartanlara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Eşit, özgür, anadilinde ve bilimsel eğitim haktır, engellenemez."

Açıklama, sloganlarla sona erdi.