4 Ekim 2025 Cumartesi

JKŞ'den 'biz varız' kampanyası

"Biz varız" kampanyasının startını Qamişlo, Kobanê ve Hesekê'de eş  zamanlı açıklamalarla veren JKŞ, "erkek egemenliğine, kapitalizme ve gericiliğe karşı mücadeleyi büyütmek, sadece kadınların değil, tüm insanlığın kurtuluşunun yolu" olduğu vurgulandı. 

Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ), işgale, faşizme ve erkek egemenliğine karşı "Biz varız" şiarıyla bir kampanya başlattı. Kampanyanın startı Qamişlo, Kobanê ve Hesekê'de eş  zamanlı açıklamalarla verildi. 

QAMİŞLO
Qamişlo'da düzenlenen eylemde, "Sumud Filosuna selam, yaşasın özgür Gazze", "İsrail ve HTŞ'ye karşı yaşasın ezilen halkların direnişi" ve "HTŞ'nin kaçırdığı kadınların listesi nerede" dövizleri taşındı.

Basın açıklamasını okuyan Hîwa Efrîn, Ortadoğu'da kadınların ve halkların yaşamını ve özgürlüğünü hedef alan erkek egemen sisteme dikkat çekti. Emperyalistlerin desteğini alan HTŞ'nin kadın düşmanı politikalarına vurgu yapan Hîwa Efrîn, "Ortadoğu'nun bağrında, halkların ve kadınların yaşamını ve özgürlüğünü hedef alan erkek egemen sistem, her geçen gün saldırılarını daha da artırıyor. Emperyalist devletler tarafından Suriye'de iktidara getirilen HTŞ'nin kadınlara yönelik baskıcı ve erkek egemen uygulamaları artarak sürüyor. HTŞ çeteleri, kadınların yaşam alanlarını daraltmakta; bedenlerini, iradelerini ve toplumsal var oluşlarını denetim altına almayı hedeflemektedir. Kadınların giyiminden sokağa çıkışına, eğitim hakkından toplumsal varlığına kadar her alanda yürütülen bu politikalar, erkek egemenliğinin ve politik İslamcı gericiliğin en çıplak halini temsil etmektedir" dedi.

'HTŞ, ALEVİ, DÜRZİ, ERMENİ, SÜRYANİ, ARAP KADINLARIN DÜŞMANI VE KATİLİDİR'
Hîwa Efrîn, şöyle devam etti: "HTŞ çeteleri, Alevi ve Dürzi kadınlara yönelik kaçırma, tecavüz ve katletme gibi saldırılarını sürdürüyor. Golani'nin, Fransız kadın bakanın elini dahi tutmadığı görüntüleri hatırlarsınız. Aynı Colani, yeni anayasasında 'kadın ve erkeklerin eşitliğinin garanti edildiği' iddiasının ardından, 'kadınların toplumsal rolleri, İslam hukukunun ilkeleri çerçevesinde korunur ve saygı görür' ifadesine yer veriyor. DAİŞ'in devamcısı olan HTŞ, yeni bir kimlikle aynı zihniyeti yaymaya devam ediyor. Kadınları İslam hukuku adı altında hiçleştiren ve köleleştirmeye meşruluk zemini yaratan bu gerici sisteme karşı, Suriye'deki Alevi, Dürzi, Kürt, Arap, Ermeni ve Süryani kadınlar olarak mücadelenin en önünde biz varız."

'POLİTİK İSLAMCI FAŞİST REJİMLER KADIN DÜŞMANLIĞINA HER YERDE DEVAM EDİYOR'
Kadın düşmanı politikaların sadece Suriye'ye özgü olmadığına dikkat çeken Hîwa Efrîn, Afganistan ve İran'ın bu konuda en gerici rejimler olduğunu belirtti. Hîwa Efrîn, şöyle devam etti: "Bu tablo yalnızca Suriye'ye özgü değildir. Afganistan'da Taliban, İran'da ise gerici molla rejimi kadınları yaşamdan silmeye çalışıyor. Politik İslamcı Taliban rejimi, bir süre önce kadın yazarların kitaplarını yasakladı. Kadın kıyafeti dikimine yasak getirdi, çalışmalarını engelledi, sokağa çıkışlarını bir erkeğin iznine bağladı. Gerici Taliban rejiminin kadınları tarihten silme saldırılarına karşı  biz varız. İran'da kadınlar, zorunlu örtünme ve devlet şiddetine karşı bedel ödeyerek sokakları terk etmemekte ısrarcı. Gerici molla rejimi, Jina Mahsa Amini'yi saçının ucu göründüğü için; duvara yazı yazdığı için tutuklanan Someya Raşîdî'yi ise hapishanede hastalanmasına rağmen tedavisini engelleyerek katletti. Şerife Muhamedi, Werîşe Muradi ve daha onlarca politik kadın tutsağını idama mahkum etti. Katliamcı molla rejimine karşı, 'jin, jiyan, azadî' isyanının gür sesiyle haykırıyoruz, biz varız."

Açıklama sloganlarla  sona erdi. 

KOBANÊ 
Kobanê'de yapılan eylemde basın metnini Meysa Akarî okudu. Meysa Akarî, siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik katliam ve soykırımına dikkat çekti, "7 Ekim'den bu yana ise Filistin'in kurtuluşu için mücadele eden örgütlerin başlattığı Aksa Tufanı hamlesiyle bir var olma-yok olma savaşı başlamış oldu. Siyonist İsrail devleti, on binlerce Filistinliyi katletti. Filistin'de başta çocuklar olmak üzere yüzlerce insan açlıktan hayatını kaybetti. Filistin halkı ise bu saldırılara karşı büyük bir kararlılıkla intifadasını sürdürüyor, katliamlara direnişle karşılık veriyor. Dünyanın her yerinden binlerce devrimci her gün Filistin için sokaklara çıkıyor. Sumud Filosu, saldırılara rağmen 'nehirden denize özgür Filistin' diyor. Direnen Filistinli kadınların yanında, Siyonist İsrail devletinin karşısında, bu savaşta biz varız" dedi. 

Açıklama sloganlarla sona erdi. 

HESEKÊ
Hesekê'de yapılan açıklamada, Ortadoğu'daki her türlü erkek egemen sisteme ve devlete karşı direniş ve mücadelenin büyütüleceği kaydedildi. Açıklamayı okuyan Fadya Sido, şunları söyledi: "Tüm Ortadoğu coğrafyasında erkek egemen sistem, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine saldırılarını yoğunlaştırmakta; buna karşı kadınlar da direnişlerini büyütmektedir. Kadınların iradesini teslim almaya çalışan bu saldırılar, aslında erkek egemen düzenin korkusunun dışavurumudur. Çünkü biliyorlar ki, kadınlar ayağa kalktığında yalnızca kendi zincirlerini değil, tüm toplumsal sömürü ve erkek egemenliğinin zincirlerini kıracaktır. Afganistan'dan İran'a, Suriye'den Kürdistan'a kadar kadınlar, baskı, şiddet ve yasaklara karşı isyan ediyor. Her sokakta, her meydanda, her evde direnişin ateşini gürleştiriyorlar.  JKŞ olarak, HTŞ, Taliban ve tüm gerici devletlerin erkek egemen politikalarının karşısında, kadınların özgürlük mücadelesinin safındayız. Erkek egemenliğine, kapitalizme ve gericiliğe karşı mücadeleyi büyütmek, sadece kadınların değil, tüm insanlığın kurtuluşunun yoludur."

Fadya Sido, "Her nerede olursak olalım, birbirimizin sesini büyütelim. Afganistan'da bastırılan çığlıkla, İran'da haykırılan 'Jin, jiyan, azadî' sloganı aynı mücadelenin parçasıdır. HTŞ'nin kadın düşmanı uygulamalarına karşı susmayalım; örgütlenelim, direnelim ve bu erkek egemen düzeni birlikte yıkalım" çağrısı yapıldı. 

Eylem sloganlarla sona erdi.