12 Şubat 2025 Çarşamba

Rojvelat Kızmaz'ın ailesi: Sorumlular hesap versin

Batman'da şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Rojvelat Kızmaz'ın ailesi, Kızmaz'ın kayboluşunun 1. yıldönümünde açıklama yaparak, sorumluların hesap vermesini istedi.

Batman'da Petrol Mahallesi'nde, 9 Şubat 2024 tarihinde kaybolduktan 3 gün sonra (12 Şubat) Hasankeyf Barajı'nda cenazesi bulunan Rojvelat Kızmaz'ın şüpheli ölümünün üzerinden bir yıl geçti.

Kızmaz'ın ailesi, Batman Adliyesi önünde açıklama yaparak sorumluların bulunup, cezalandırılmasını istedi. Rojvelat Kızmaz'ın fotoğraflarının taşındığı açıklamaya, yerine kayyum atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanları Gülistan Sönük ve Yeşil Işık, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) katıldı.

Rojvelat Kızmaz'ın kardeşi Mehmet Kızmaz, 6 saat içinde yetkili kurumlara başvurarak, can güvenliğinden endişe ettiklerini belirttiklerini ancak ilk 3 gün boyunca tek bir arama-kurtarma çalışmasının yapılmadığını söyledi. 3'üncü gün ise Rojvelat Kızmaz'ın cansız bedeninin baraj göletinde bulunduğunu hatırlatan ağabey Kızmaz, kardeşinin intihar edecek biri olmadığının altını çizdi.

Otopsiye giren adli tıp uzmanı ile yaptıkları iki görüşmeye değinen Kızmaz, "Boğulmanın Pazar günü olduğunu söyledi. Yani 3 gün boyunca bir kurtuluş, bir yardım eli beklemiş. Bedeni de kıyafetlerinin bulunduğu yerde değil suyun akış yönünün tersi yönünde 35 metre geride, metrelerce derinlikte değil de suyun 3 adım sonra derinleştiği yerden çıkarıldı. 3 gün boyunca orada aç karnına soğukta kalıp kendinde olmama halinden ve içinde bulunduğu ruh hali ile suya birkaç adım atmış, ayağı kaymış olabilir. Veya suyun 3 adım sonra derinleştiğini bilmeden yürümüş ve suya düşmüş olabileceğini düşünüyoruz. Yoksa o suyun yıllarca yaşadığı Dersim'deki Munzur gibi olmadığını biliyor. Tüm bunlar gösteriyor ki Roj o suya atlamadı" dedi.

'HER GÜN ÇALIŞTIRILAN BOT O GÜN ÇALIŞTIRILMADI' 
Kardeşinin ölümünden devlet kurumlarının sorumlu olduğunu belirten Kızmaz, "Rojvelat'ın kıyafetlerini bulduğumuz yer ile bedeninin çıkarıldığı yer, yakın mesafedeki jandarmaya ait gölet üzerinde bulunan sahil güvenliğe ait kulübe ve botun bakış açısında. Rojvelat'tan sonra o kulübeye gidip görüştüğümüz jandarma, 7/24 nöbet tutulduğunu, etrafı gözetleyip denetlediklerini ve hatta günde birkaç kez de botla gölet üzerinde tarama yapıp acil veya göze çarpan bir durum olduğu takdirde müdahale edildiğini belirtti. Peki üç gün boyunca yanı başlarındaki Roj'u hiç mi görmemiş, fark etmemişler mi? Pazar günü de aynı o kulübedeki jandarmaya botu çalıştırıp gölet etrafına bakılması gerektiğini söylediğimizde, 'Botu çalıştıran komutan ilçe dışında, birkaç saate anca gelir' diyerek arama başlatmamıştı. Bu cevaptan ve yaklaşımdan sonra yine gölet kenarına dağılarak, arama yaptık. Roj'un kıyafetlerini bulduktan hemen sonra ise bir anda bot çalıştırıldı" ifadelerini kullandı. 

'ADLİ TIP RAPORUNDA NEDEN ÖLÜM SAATİNE YER VERİLMEDİ'
Görevini yerine getirmeyen kurumlar hakkında yaptıkları şikayetin savcılık tarafından "kovuşturmaya yer yok" denilerek kapatıldığını söyleyen Kızmaz, "Cevabını biliyor olmamıza rağmen yine de soruyoruz; bu umursamazlığın, yaklaşımın, görmezden gelmenin, yok saymanın, 3 gün boyunca sorumlulardan bir telefon dahi almamamızın sebebi ne? Adli tıp raporunda neden özellikle ölüm saati ve tarihine dair bir bilgiye yer verilmedi? Roj'un aranmamasının nedeni ailenin, istedikleri çizgide olmayan bir Kürt aile olduğu için miydi? Devlet tarafından yakından 'tanınıyor' olmamız mıydı? O kimliğe de yazdırılan isim miydi? Evet artık o kimlik de yok, Rojvelat da. Şimdi güneşimiz, Roj'umuz yok" ifadelerini kullandı.

'SORUMLULARDAN HESAP SORULSUN'
Anne Taybet Kızmaz da, kızının yaşamının yitirmesinde devletin sorumlu olduğunu belirterek, yaptıkları başvurulara dönüş olmadığını söyledi. Kızının kaybolmasından sonra günde 3 kez mahalle karakoluna başvurduğunu ancak herhangi bir şekilde kendisine dönüş yapılmadığını dile getiren Taybet Kızmaz, sorumlulardan hesap sorulmasını istedi. 

SÖNÜK: DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLACAĞIZ
Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, "Kayyum sürecinde bir slogan atan, en meşru hakkını kullanarak protesto hakkını gerçekleştiren yurttaşlara jet hızıyla soruşturmalar açıldı, mobese kameralarından tespitler edilip, şafak operasyonuyla evleri basılıp gözaltına alındı ve tutuklandı. Ama ailenin tüm ısrarına rağmen mobese kaydına bakma ihtiyacı duyulmadı. Kürt kadınları olarak sesi kesilmiş tüm kadınların sesi olacağız. Ölüme terk edilen, katledilen ve şiddete uğrayan bütün kadınlar; mücadele gerekçemiz olacak. Bu olayda görevini yapmayan ve ortak olan herkesin açığa çıkarılması ve cezalandırılması için de dayanışma içerisinde olacağız" ifadelerini kullandı.