TJA'nın yürüyüşü Ankara'ya ulaştı

TJA'nın yürüyüşü Ankara'ya ulaştı. Karşılamanın ardından açıklama yapılmak üzere Sincan Hapishanesi önüne geçilecek.
Tevgera Jinên Azad'ın (TJA), Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Diyarbakır'dan başlattığı yürüyüş Ankara'ya ulaştı. 1 Ekim'de startı verilen "Umutla özgürlüğe yürüyoruz" yürüyüşünde kadınlar kentlerde, yürüyüş noktalarında anma ve açıklamalar yaptı, mezar ziyaretlerinde bulundu. Kadınların yürüyüşü uluslararası arenadan mesajlarla selamlandı.
Farklı kurum ve kuruluşlarda yer alan kadınlar, yürüyüşçüleri Gölbaşı girişinde karşılıyor. Birçok siyasi tutsağın bulunduğu ve infazlarının keyfi olarak yakıldığı Sincan Kapalı Hapishanesi önünde doğru yürüyüş gerçekleştiren kitle burada basın açıklaması gerçekleştirdi. TJA aktivisti Zeynep Sipcik kadınlar olarak önemli adımların atılması talebi ile Ankara'ya kadar geldiklerini ifade etti. Sipcik, "Sizler de biliyorsunuz ki birçok devlette barış süreçleri yaşanmıştır. Bu süreçlerde en önemli şart siyasi tutsakların serbest bırakılması ve yolun açılmasıdır. Bizler de buradan sayın Öcalan ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını ve yoldaşlarının samimi bir adım atıldığına inanmalarına dönük mesaj verilmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Siyasi tutsaklara sıcak selamlarını gönderdiklerini ifade eden Sipcik, sözlerini, "Bu defa barış için buraya geldik. Bir sonrakine burada sizleri karşılamaya ve barış yürüyüşünü birlikte yapmaya geleceğiz" dedi.
YETER: UMUT HAKKI İÇİN YÜRÜYORUZ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekim Yeter, "Bu yürüyüşümüzün tarihsel bir anlamı bulunmaktadır. Birçok alandan kadınlar aramızda bulunmakta. Bizler tarihsel bir misyon ile yürüyoruz. Türkiye halklarının eşitlik ve demokrasi talepleri ile yürüyoruz. Kürdistan ve Türkiye'de katledilen, ayrıştırılan, ötekileştirilen tüm halklar adına yürüyoruz. Umut Hakkı için yürüyoruz. Umut Hakkı Sayın Öcalan şahsında bireysel bir hak olarak ortaya çıktı ve şimdi kolektif bir hak olarak önümüzde duruyor. AİHM kararı ile ortaya çıktı. Ancak 11 yıldır bu hak tanınmamakta. Türkiye AİHM VE AİHS sözleşmelerini uygulamakla yükümlü. 11 yıldır uygulanmayan bir AİHM kararı söz konusu" ifadelerini kullandı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Türkiye'ye görevler yüklediğini ifade eden Av. Ekin Yeter, burada bulunan herkesin Umut Hakkı'nın uygulanmasını beklediklerini dile getirdi. Bu taleplerini mahkeme salonlarından sokağa taşıdıklarını kaydeden Ekin Yeter, Umut Hakkı ile ilgili düzenlemenin yapılmaması nedeniyle sadece Sincan'da 24 kadın tutuklunun, infaz sürelerini tamamlamış olmalarına rağmen tahliye edilmediğine dikkat çekti.
'BARIŞI İNŞA ETMENİN UMUDUYLA YÜRÜYORUZ'
Meşru taleplerine rağmen uygulamanın devam etmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Yeter, "Herkes bilmektedir ki içinde bulunduğumuz rejim barış ve demokratik toplum sürecine uygun değildir. Ahlaki politik topluma uygun değildir. İşte bu yüzden yürüyoruz" dedi. Yeter, "Haklıyız, taleplerimiz meşru ve hukuki taleplerdir. Bu mücadele bu sürecin başlamasını sağladı. Bu mücadele bu süreci geliştirecek. Ve Sayın Öcalan ve arkadaşları da özgür bir şekilde mücadele edecek" dedi.
Açıklamanın ardından kitle "Bijî berxwedana zindana" sloganı atarak, yürüyüşlerini devam ettirdi.
YÜRÜYÜŞÜN 5. GÜNÜ
TJA yürüyüşün 5. gününde Mersin'e vardı. Barış Parkından Beritan Parkına doğru yapılan yürüyüş ardından açıklama yapıldı. Kadınlar yürüyüş boyunca "Biji Serok Apo", "Jin, jiyan, azadî, azad bıke rêberti", "Be Serok jiyan nabe" ve "Selam selam İmralı'ya bin selam" sloganlarını attı.
Yürüyüşün ardından alana varan kadınlar, şarkılar eşliğinde halaya durdu. TJA'lı Rojin Altay, siyasi tutsakların yürüyüşe gönderdiği mesajı okudu. Daha sonra TJA'lı Felek Erdem, siyasetçi Figen Yüksekdağ'ın mesajını paylaştı.
YÜKSEKDAĞ: ÇIKTIĞINIZ YOLCULUK UMUDU BÜYÜTÜYOR
Kobanê dava tutsağı HDP eski Eş genel Başkanı Yüksekdağ, Kandıra Hapishanesinden yolladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: "Sevgili kadınlar, özgürlük için özgürlük yoluna revan olanlar; en içten yoldaşlık ve dayanışma duygularımla merhaba hepinize. 'Barış ve Demokratik Toplum' hakkını kazanma mücadelesinde kadınların kolektif emeğini, öncülüğünü selamlıyorum. Biz siyasetçi kadınlar ve kadın siyasi tutsaklar fiziken aranızda olmasak da aynı özgürlük tutkusunu paylaşıyor ve mekanların silemeyeceği aynı özgür yaşam ufkuna bakıyoruz. Yürüyüşünüzün bütün Türkiye, Kürdistan ve bölge halklarının aydınlık geleceği için ilham ve irade kaynağı olacağına inanıyorum. Şüphesiz barış istek beyanı, demokratik özgürlükle buluştuğunda kazanılarak kalıcılaştırılacaktır. Halklarımızın önündeki bu tarihi fırsatın heba edilmemesinin yolu dün olduğu gibi bugün de İmralı'dan geçiyor. Toplumun demokrasi ve özgürlük özlemleri adına hayati varoluş alanı açan Sayın Öcalan'ın bu tayin edici rolünü sürdürebilmesi ve üretebilmesi de toplumsal bir sorun ve taleptir. Sayın Öcalan'a dönük tecridin bütün boyutlarıyla kaldırılması, toplumsal-politik görevlerini sürdürebilmesi talebi özgürlük mücadelemizin merkezinde duruyor. Öcalan'a özgürlük; bütün siyasi tutsaklara, halklara, kadınlara, gençlere, inançlara, emekçilere özgürlük diyerek barışı ve demokrasiyi kurabiliriz. Sizlerin de bu büyük anlamı kuşanarak çıktığınız yolculuk umudu ve kararlılığı büyütüyor. Hepinizin yolu açık olsun. Sevgiyle, saygıyla, yoldaşça selamlıyorum."
'YÜRÜYÜŞ, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK TALEBİNİN GÜÇLÜ BİR HAYKIRIŞI'
DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Kadriye Doğan, FEDA ve DAKB adına gönderilen mesajı okudu. Doğan, "FEDA-DAKB olarak bizler, bu yürüyüşün yarattığı umudu ve direnci büyütme kararlılığındayız. Kadın özgürlüğü olmadan ne barış ne de gerçek bir demokrasi mümkün olabilir. Bu yüzden Diyarbakır'dan yükselen bu ses, halklarımızın ortak geleceğinin en güçlü ifadesidir. Yolumuz eşitlik, özgürlük ve barıştır. Bu yolda yürüyen tüm kadınların iradesini selamlıyor, siz barış yürüyüşçülerinin açtığı yolda yan yana, omuz omuza mücadeleyi büyütme sözü veriyoruz" dedi.
'MÜCADELEMİZİ DERİNLEŞTİRECEĞİZ'
Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal ise Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasının altını çizerek şunları söyledi: "Bu, yerine getirilmesi gereken bir şey değil; zorunlu bir meseledir. Demokrasinin, eşitliğin yerine gelmesi gerekiyor. Bunun için bizler mücadelemizi derinleştireceğiz. Demokratik siyasetin yolu açılırsa bu süreç de barış süreci olur. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan, bütün dünyadaki kadınların özgür olması için 'kendinizi örgütleyin' dedi. Bu yüzden bizler Filistin halkı ve Filistinli kadınlarla beraberiz diyoruz. Sayın Abdullah Öcalan bizlere bir mesaj gönderdi; erkeğin hep iktidarcı, kadınların köleleştirildiğini söyledi, kadınların bunu kabul etmemesi gerektiğini belirtti. TJA olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum."
'BARIŞ, TECRİDİN KIRILMASINDAN GEÇİYOR'
Açıklamada son olarak Eylem Saruca konuştu: "Onlarca yıllık mücadelenin mirasçısı olarak çıktığımız bu yolda biliyoruz ki barış, tecridin kırılmasından geçiyor. Bizler, inkâr ve imha politikalarına karşı umutla özgürlüğe yürüyoruz. Amed'den Ankara'ya çıktığımız bu yolculukta hepinize verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz. Biliyoruz ki kadınlar tarih boyunca savaştan yoksulluğa, baskıdan birçok şeye maruz kaldı. Kadınlar buna rağmen barış mücadelesini verdi. Çözüm sürecinin öncüsü olarak kadınlar özgürlüğe yürüyor. Bu yürüyüşte taleplerimiz çok net: İlk talebimiz, tecridin kırılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır."