9 Mart 2025 Pazar

Van'da final mitingi: Mücadelemiz başarıya ulaşana kadar sürecek

Van'da düzenlenen 8 Mart mitinginde bir araya gelen çok sayıda kadın yürüttükleri mücadele barışla sonuçlanana kadar devam edeceğini kaydetti. Yerine kayyum atanan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Şedal, Vanlı kadınların iradesi için  sokakta nasıl direndiğini hatırlattı ve ekledi: "Sayın Abdullah Öcalan öncülüğünde başlayan bu süreci destekliyor ve örgütlenerek barışı getireceğimizin sözünü veriyoruz."

Tevgera Jinên Azad'ın (TJA) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eylem ve etkinliklerinin finali Van'da Musa Anter Barış Parkında gerçekleştirildi. "Kadın kırımına isyan ediyor, özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla gerçekleştirilen mitinge binlerce kadın katıldı.

Çalınan müzikler eşliğinde kadınlar halaya dururken, DEM Parti il binasından yüzlerce kadın da kortejle miting alanına geldi. Kadınlar, "Te bandar dikî diguherînî û tu wê mezintir dîki", "Li hemberi Qirqirina jinê em ê serî rakin, em ê azadiyê ava bikin", "Aştî mafê gele Kurd e, statûyekê mayînde mafê gelê Kurd e, wekhevî mafê gelê Kurd e", "Yürüten sensin kudretine şükürler olsun" ve "Kadın kırımına isyan ediyor özgürlüğe yürüyoruz" pankartlarını açtı.

'MÜCADELEMİZ BAŞARIYLA SONUÇLANANA KADAR DEVAM EDECEK'
Miting programı ölümsüzler şahsında saygı duruşuyla başladı. Ardından ilk konuşmayı DEM Parti İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, "Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı hepimizedir. Bizim üzerimize ne düşüyorsa yerine getireceğiz ve barışa öncülük edeceğiz. Yıllardır kirli politikalara karşı bizler büyük bir mücadele ediyoruz. Kadın, doğa kırımı, göç ve kirli politikalara karşı verdiğimiz mücadele barışla sonuçlanana kadar devam edecek. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez" diye konuştu. 

ÖCALAN'IN MESAJI OKUNDU
Ardından DBP İl Eşbaşkanı Gönül Uzunay Öcalan'ın kadınlar için gönderdiği mesajın Kürtçesini, Aynur Sarıca ise Türkçesini okudu. Mesajın okunmasının ardından kadınlar "Bijî Serok Apo" sloganı attı.

ŞEDAL: VANLI KADINLAR GÜNLERCE SOKAKTA DİRENDİ
Ardından yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, söz aldı. Şedal, "Kadınlar yıllardır meydanlarda erkek devlete karşı direniyor. Kadınlar, yıllardır diline, kültürüne sahip çıkıyor ve herkese meydanlardan cevap veriyor. Günde onlarca kadın katlediliyor, kaybediliyor. Tüm bunlara rağmen onlara en büyük cevabı kadınlar bu meydanlarda veriyor. Kürt kadın mücadelesi demokratik ve kadın özgürlükçü bir felsefe ile yürüyor. Biz bu kentleri yerel yönetimlerde hayata geçirdik ama bu iradeyi gasp ettiler. Kadınlar onların gasbına karşı büyük bir mücadele sergilediler. Vanlı kadınlar günlerce sokaklarda bu irade için direndiler. Kadınlar bu iradeyi onlarla ezdirmeyecektir. Şimdi yeni bir süreç başlıyor. Sayın Abdullah Öcalan öncülüğünde başlayan bu süreci destekliyor ve örgütlenerek barışı getireceğimizin sözünü veriyoruz" dedi.

BULDAN: ÇAĞRININ ETRAFINDA KENETLENECEĞİZ
Koma Vejîn'in sahne almasının ardından İmralı Heyeti üyesi ve DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan söz aldı. Buldan, "Kadınların yıllardır eşitlik ve özgürlük mücadelesini bastırmaya çalışan, emeğini görmeyen bu zihniyeti bir kez daha kınıyoruz. İradesi gasp edilen Van halkına sayın Abdullah Öcalan'ın mesajını getirdim. Bu 8 Mart başka bir 8 Mart'tır. Heyecanıyla, ruhuyla başlatılan süreçle bir bütün olarak hepimizin büyük bir coşkuyla heyecanla karşıladığı bu 8 Mart'ta damgasını vuran sayın Öcalan'ın kadınlara yönelik yaptığı değerlendirme ve çağrıdır. 27 Şubat'ta tarihi bir çağrı yapıldı. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı aynı zamanda kadınlara, gençlere yapılan bir çağrı. Hepimizin önemle sahip çıkması, sımsıkı sarılması, arzularımızı, hayallerimizi geleceğimizi büyüteceğimiz bir çağrı. Bu çağrıda en büyük beklenti biz kadınlardandır. Sayın Öcalan bu çağrıyı yapmadan önce bize 'bu çağrıyı aynı zamanda kadınlar için yapıyorum' dedi. Çünkü 'bu çağrı kadınlar için bir milattır. Kadınlar için bir Rönesans'tır dedi. O yüzden biz bu çağrıya sımsıkı sarılacağız, asla bırakmayacağız. Bu çağrının etrafında kenetleneceğiz, birlik olacağız ve bu sürece sahip çıkacağız" dedi.

'SÜRECİ BARIŞ SÜRECİNE EVRİLTMEK ZORUNDAYIZ'
Öcalan'ın Barış Anneleri ve Van halkına özel mesaj gönderdiğini ve "14'te 14 yapan iradeye saygı duyuyorum" dediğin iaktaran Buldan, "Van yaralı bir kenttir. Van'da belediye eşbaşkanlarımızın görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması Van halkının en fazla tepki duyduğu ve büyük bir hassasiyet gösterdiği bir meseledir. Cezaevinde olan arkadaşlarımız bu sürecin yanında olduğunu belirttiler. Yaptığımız her ziyaret ve görüşmede insanlar bu sürecin hassasiyetinden bahsederken atanan kayyımlara anlam veremediler. Biz her şeyin düzeleceğine inanıyoruz buna inanmak istiyoruz. Belediye Eşbaşkanlarımızın tekrar iade edilmesini buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Yerlerine kayyum atanan bütün belediye eşbaşkanlarımızın görevlerine iade edilmeleri bu sürece katkı sunacaktır. Cezaevlerinde olan arkadaşlarımızın sevgili Figen Yüksekdağ'ın sevgili Selahattin Demirtaş'ın Bekir Kaya'nın bütün arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması bu sürece katkı sunacaktır. KHK'li olarak işlerinden edilen arkadaşlarımızın tekrar işlerine geri gönderilmeleri bu sürecin ilk adımı olacaktır. Kürt halkının hassasiyetleri ve beklentileri dikkate alınmalıdır. Kürtler 'irademiz gasp edilmesin' diyor. Kürtler 'biz anadilimizde eğitim istiyoruz. Bizim kimliğimiz tanınsın' diyor. Bu yüzden bu sürecin hassasiyeti karşısında her iki tarafından dikkatli olması lazım. Türküyle Kürdüyle artık bu sürece sahip çıkmamız gerekiyor ki bu süreç barışa ulaşsın. Ne bir Türkün ne bir Kürdün artık canını yitirmemesi gereken bir süreçteyiz. Türküyle Kürdüyle el ele omuz omuza bu sürece destek vermek zorundayız. Sayın Öcalan'ın yanında olmak sürecine destek vermek zorundayız. Bu süreci barış sürecine evriltmek zorundayız. Van halkında da beklentimiz budur. Hiç kimsenin kafasında bir soru işareti olmasın, kaygısı ve kuşkusu olmasın. Sayın Öcalan'ın yanlış yapmayacağını herkes iyi bilmesi sayın Öcalan'ı herkes iyi tanımalıdır" ifadelerini kullandı.

HATİMOĞULLARI: KAZANDIĞIMIZ HAKLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Son olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğullları konuştu. Kadınların yüzyıllardır erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğini söyleyen Hatimoğulları, Van'da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'i hatırlattı. Babası, ailesi ve tüm kadınların her  yerde Rojin Kabaiş'e ne olduğunu sorduğunu anımsatan Hatimoğulları, "Türkiye bir an önce çekilmiş olduğu İstanbul Sözleşmesine geri dönmelidir. Türkiye'de kadınları ve çocukları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunun en aktif bir şekilde uygulanmasını talep ettik. Biz kadınlar bugüne kadar ekmeğimiz, dişimiz, tırnağımızla, mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Buradan kadın mücadelemizi yakın tarihten günümüze kadar taşıyan bütün kadınlar selam olsun.  Biz kadınlar 'vardık varız var olacağız'. Kürt özgürlük hareketini, Kürt kadın hareketini örgütleyen sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da etkin aktif öncü bir özne haline getiren Sakinelere Sevelere, Pakizelere, Hevrin Xeleflere binlerce kez selam olsun" dedi. 

Kayyum darbesine tepki gösteren Hatimoğulları, "Van'da kayyum geldiği zaman ilk icraatı JIN Kartı iptal etmiş. Belediyelerimizin dağıttığı sosyal kartları iptal etmiş. Neymiş kadınlar bunları farklı yerlere harcıyormuş, kendisine bakım malzemesi alıyormuş. Sana ne ey kayyum sana ne. Kadının cebindeki parayı, kartındaki parayı neye ve nasıl harcayacağına sen mi karar vereceksin? Yoksulluğun bu kadar arttığı bir yerde işin, aşın bu kadar olmadığı bir yerde kadınlar evlerinde çocuklarına pişirecek soğanı, domatesi, patatesi bulmadığı bir yerde belediyemizin büyük bir sosyal belediyecilik anlayışıyla dağıttığı kartlara, kendine göre ürettiği saçma sapan gerekçelerle bu kartları iptal etmiş. Biz kadınlar bunu asla kabul etmiyoruz. Sana hakkımızı asla helal etmiyoruz" dedi. 

'BU ÇAĞRI KADINLAR İÇİN RÖNESANSTIR'
Cihatçı faşist HTŞ çetelerinin Suriye'nin kıyı kentlerinde gerçekleştirdiği Alevilere dönük katliamlara işarete den Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Bizler buradan Van'dan Kürt kadınlarıyla, Türk kadınlarıyla beraber Suriye'de yaşayan bütün Alevi canlarımızla dayanışma içindeyiz. Suriye'de hala sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Rojava'da Kobanê'ye yakın köylerin bombalandığı haberlerini alıyoruz. Tişrîn Barajına dönük yapılan operasyonların haberlerini alıyoruz, sivillerin katledildiği haberleri hala geliyor. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz. Bir an önce demokratik Suriye Cumhuriyetinin oluşturulmasının alt yapısı sağlanmalı. Orada oluşan özyönetim Rojava'daki özyönetim de kadınların geliştirdiği toplumsal sözleşmede yerlerine aldıkları kadın eşitlikçi bir toplumsal sözleşmenin bütün Ortadoğu'ya model olması gerekir. Savaşın ve çatışmanın bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde sayın Abdullah Öcalan, tarihi bir çıkışa imza atmıştır. Sayın Öcalan, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısında bahsini ettiğimiz bütün bölge savaşlarını aslında çok önemli bir reçete sunmuştur. Bir yandan Türkiye'de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesi için mesajını vermiştir. Buradan hep  beraber 'sayın Öcalan çağrın baş göz üstünedir' diyoruz. Bu çağrı kadınlar için Rönesanstır."

'MÜCADELEMİZ SONUNA KADAR DEVAM EDECEK'
Öcalan'ın mesajına de değinen Tülay Hatimoğulları, "Ortaçağ'da kadınlar cadı diye yakıldı bitkileri kaynatıp hastalara şifa veren kadınları büyücü diye yaktılar. Ama Rönesans ile birlikte kadın mücadelesinin önü açıldı ve kadın hareketi çok büyümüştür tarihte. İşte sayın Öcalan tam da bunu ifade etmektedir. Bizler de bilime ilime kültürel gelişmelere ve kendi kültürümüze sahip çıkan bir yerden aynı zamanda biz kadınlar bedenimize emeğimize kimliğimize sahip çıkan bir yerden sayın Öcalan'ın mücadelesini çağrısını sahipleniyoruz. Özgürce konuşacağız, haklarımızı özgürce talep edeceğiz, özgürce örgütleneceğiz özgürce erkek egemen sisteme karşı çıkacağız. Özgürce sevgili Narinlere katledilen küçücük çocuklara o istismara uğrayan küçücük çocuklara hep birlikte sahip çıkacağız. Sayın Öcalan'ın verdiği en önemli mesajlardan birisi Türkiye'de Kürtler ve Türkiye'de yaşayan bütün farklı halklar ve inançların kendi öz örgütlenmelerini sağlaması, bütün toplumsal dinamiklerin başta kadınlar olmak üzere bütün özgürlük alanlarına sahip çıkması ve örgütlenmesidir. Demokratik cumhuriyet tezinin toplum tarafından sahiplenilmesi, örgütlenmesi vurgusunu önemle yapmıştır. Bizler de DEM Parti olarak da, Kadın Meclisi olarak da kadın hareketi olarak da demokratik bir cumhuriyetin inşası için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz" dedi.

Konuşmanın ardından Jin Ma grubu sahne aldı. Konserin bitiminin ardından alandan ayrılmayan kadınlar, sahneden çalınan şarkılar eşliğinde uzun süre halay çekti. Ses sisteminin kapatılması sonrası kadınlar; "Jin, jîyan, azadî" sloganlarıyla alandan ayrıldı.