İzmir'de Hasan Ocak için adalet istendi

İzmir'de 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Ocak için bir araya gelenler, kaç yıl geçerse geçsin unutmayacaklarını söyledi.
İzmir'de gözaltında kayıpların sembol isimlerinden Hasan Ocak için İadalet istendi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde yaptığı açıklamada üzerinde kayıpların fotoğraflarının yer aldığı "Kayıpları vicdanındır sahip çık", "Kayıplar belli failler nerede" pankartları taşındı.
Basın metnini okuyan İslam Arpat, 21 Mart 1995'te işyerinden çıkan Ocak'ın bir daha evine gidemediğini, savcılığa başvuran ailenin ardından İstanbul Emniyeti, İstanbul Valiliği, TBMM, Başbakanlık, bakanlıklar, hastaneler, Adli Tıp gibi yerlere de başvurduğunu anımsattı. Oluşan kamuoyu baskısı üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir 'Hasan Ocak'ın gözaltında olmadığını ve suçlu olarak aranmadığını' açıkladığını söyleyen Arpat, buna karşı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan iki kişinin Hasan Ocak'ı şubede gördüğünü, iki kişinin de Ocak'ın isminin karakoldaki parmak izi listesinde okuduğunu söylediklerini aktardı.
58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Ocak'ın ağır işkence izleri taşıyan bedenine "meçhul kişi" olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığında ulaşıldığını kaydeden Arpat, "Olay yeri tutanağında, Hasan'ın bulunduğunda üzerinde kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının olmadığı ve parmaklarında mürekkep lekeleri olduğu yazılıydı. Bunlar, onun gözaltına alınan kişilere uygulanan rutin işlemlerden geçtiğine işaret ediyordu. Her şey o kadar açıktı ki, dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, yaptığı araştırmalara dayanarak 'Ocak'ı konuşturmak için gözaltına aldılar ve orada uyguladıkları işkence ve darptan sonra öldürülmüş halde Beykoz'a attılar' diyerek Ocak ailesi ve toplumdan özür diledi" dedi.
Ancak ailenin adaletin sağlanmasına dair tüm başvurularının sonuçsuz bırakıldığını ifade eden Arpat, 2004 yılında AİHM'in yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit ederek Türkiye hakkında ihlal kararı verdiğini belirtti. Arpat, "Bizler unutmuyoruz, vazgeçmiyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin kaybedilenlerin yargılanmasını sağlamak için mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
Açıklama sonrası bir süre sessiz oturma eylemi yapıldı.